editor
Ortadoğu’da yıllardır devam eden çatışmalar ve bölgesel dengeler, her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. İsrail’in Suriye’deki son hamleleri ve bölgede artan askeri faaliyetleri, akıllara şu soruyu getiriyor: İsrail’in nihai hedefi, Suriye’yi işgal etmek mi?
İsrail’in Stratejik Hamleleri
Son dönemde, İsrail’in Golan Tepeleri ve çevresine yönelik askeri operasyonları dikkat çekiyor. 1974 yılında Suriye ile imzalanan anlaşmayla sağlanan görece istikrar, İsrail’in “bölgesel güvenlik” kaygıları nedeniyle sıkça tartışılır hale geldi. Hizbullah ile Lübnan’da yaşanan yoğun çatışmalardan sonra, İsrail’in dikkatini Suriye’ye yöneltmesi bekleniyordu. Hizbullah karşısında kazandığı zafer kadar, kendi askeri gücündeki yıpranma da bu sürecin belirleyicilerinden biri oldu.
Golan Tepeleri ve Ötesi
İsrail’in Golan Tepeleri’nde öne sürdüğü güvenlik argümanları, bu stratejik bölgeyi genişletme çabalarının bir parçası olarak görülüyor. Suriye’nin iç savaşla zayıflaması ve İran destekli milislerin sahadaki hareketliliği, İsrail için bir fırsat oluşturdu. Özellikle İran milislerinin Halep ve Hama’dan çöl bölgelerine doğru itilmesi, İsrail’in Suriye içinde daha derin bir nüfuz oluşturma planlarına işaret ediyor.
Ancak İsrail’in saldırılarının sonuçları sadece askeri bir boyutta değerlendirilmemeli. Bu süreç, Suriye’nin altyapısını ve savunma kapasitesini büyük ölçüde zayıflatıyor. Ülkenin hava savunma sistemlerinin etkisiz hale getirilmesi, gelecekte kendini savunma yetisini de ciddi şekilde sınırlıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin Bir Parçası mı?
İsrail’in stratejik hedefleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile paralel bir çizgide ilerliyor. Özellikle Suriye’nin güneyinde, Ürdün ve Irak sınırına yakın bölgelerde bir “Druze Federasyonu” oluşturma fikri, İsrail’in bölgedeki emniyet hattını güçlendirme planlarının bir parçası gibi görünüyor. Bu yapı, hem İsrail’in hem de ABD’nin bölgedeki etkisini artıracak bir koridor oluşturabilir.
Peki, İsrail’i Kim Durduracak?
En kritik soru ise şu: İsrail’in bu hamlelerini kim durduracak? Rusya’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle Ortadoğu’daki etkinliğini sınırladığı bir dönemde, uluslararası toplumun tepkisi yalnızca kınamalarla sınırlı kalıyor. Bu, İsrail’e bölgedeki hedeflerini genişletme fırsatı sunuyor.
Ortadoğu’daki mevcut konjonktür, İsrail’in lehine bir ortam yaratmış durumda. Ancak bu durum, bölgedeki diğer aktörlerin ve halkların geleceği açısından ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
Sonuç
İsrail’in Suriye’deki operasyonları, yalnızca askeri değil, aynı zamanda siyasi ve stratejik hedeflerin bir uzantısı. Bölgedeki her gelişmenin “İsrail’in çıkarına” sonuçlandığı bir gerçek. Ancak bu hamlelerin uzun vadede hem bölge halkları hem de uluslararası toplum için nasıl sonuçlar doğuracağı, şimdilik belirsizliğini koruyor. Suriye’nin daha fazla yıkıma sürüklenmesi, İsrail’in güvenlik kaygılarını giderir mi, yoksa bölgeyi daha da istikrarsız hale mi getirir? Bu sorunun cevabını zaman gösterecek.
