“Zamanı Yaratmak” Kendi Rotanızı Çizdiğiniz Bir Yol Haritası

Yazarların Silikon Vadisi’nden Kendi Hayallerine Uzanan Hikayeleri

“Zaman Yaratmak” kitabının içeriğine girmeden önce yazarlarını incelemek gerekir. Jake Knapp ve John Zeratsky, Google ve YouTube gibi dünya çapında dev şirketlerde görev almış kişiler. Şu anda bu platformlarda kullandığımız birçok uygulamanın arkasındaki akıl hocaları olarak biliniyorlar. Kendilerini, zamanımızı çalan uygulamaların masum işçileri olarak tanımlıyorlar. Büyük teknoloji şirketlerinin çalışanlarının, hayatımızı kolaylaştırmak için çabalayan iyi insanlar olduğunu vurguluyorlar.

Ben de Google, YouTube veya başka bir teknoloji şirketinde çalışsaydım, muhtemelen benzer şekilde düşünürdüm. Bu yüzden kimseyi kınamıyorum. Ancak burada modern hayatın bir çelişkisinden bahsetmek istiyorum. Sürekli bir şeyler üretiyor, hayatımızı kolaylaştırıyoruz. Ancak üretilen şeyler o kadar çoğalıyor ki hayatımıza sığmıyor ve çoğu da bize gerçek anlamda fayda sağlamıyor. Sonrasında ise bu fazlalıklardan nasıl kurtulup hayatımızın ve varlığımızın amacına ulaşabileceğimizi bulmaya çalışıyoruz.

Bu noktada Zaman Yaratmak kitabı bir çözüm sunabilir. Ne de olsa yazarları, zamanımızı çalan beyin takımından geliyor ve bu sorunun panzehirinin de aynı kişiler olması oldukça mantıklı. 

Yazarlar, işlerinde uyguladıkları taktiklerden edindikleri deneyimleri, bireysel hayata uyarlayabileceklerini düşünüyorlar. İlk deneyi ise kendileri üzerinde yapıyorlar. Gerçekçi bir kişisel gelişim kitabı hissi vermesi buradan geliyor. Yazarlar, kendi üzerinde denedikleri taktikleri, nasıl bir süreç yaşadıklarını, olumlu ve olumsuz sonuçlarını paylaşıyorlar. Bu süreçlerin sonucunda yazarlarımız Silikon Vadisi’ndeki havalı işlerinden  acısız bir şekilde ayrılıp kendi tutkularını gerçekleştirmişler. Ama anlattıkları bugünden yarına olacak bir şey değil. Aslında adım adım, ilmek ilmek ilerleyen, hatalara ve başarısızlıklara açık, uzun bir süreç. Sürecin sonunda Jake Knapp tam zamanlı bir yazar, John Zeratsky ise yelkenlisiyle dünyayı dolaşan bir gezgin haline dönüşmüşler. 

Odak Noktası Belirlemek

Peki zaman yaratmaya nasıl başlamalıyız? Öncelikle kendi tutkunuzu, isteğinizi ve hayalinizi ortaya koymamız gerekiyor. Ancak bu, mutlaka ideal bir amaç olmak zorunda değil. Bir hobi ya da yapmak istediğiniz basit bir iş olabilir. Odak noktanız bir You Tube kanalı açmak, kitap yazmak, sporla ilgilenmek ya da herhangi bir hobiyi gerçekleştirmek gibi uzun vadeli de olabilir; farklı bir yemeği denemek veya odayı düzenlemek gibi günlük değişen aktiviteler de olabilir. Bu konuda kararsızsan, yapmak istediklerini 3 ile 10 madde halinde sıralayabilirsin. Bu maddelerden birini odak noktası seçebilirsin. Sıralamanı daha sonra duruma ve psikolojine göre değiştirebilirsin. 

Zaman Yaratmak kitabının kendine özgü yanı, her güne bir odak noktası belirlemek ve bu odak noktasının süresini 1 saatten kısa, 1,5 saatten uzun tutmamaktır. Bu odak noktasını her gün gerçekleştirdiğinizde, bir zafer ve tatmin hissi kazanmanız amaçlanır. Ayrıca bu odak noktasını her gün aynı işle sürdürebilir ya da değiştirebilirsiniz. Bu esneklik, insanlara özgürlük alanı tanır.

Yazarlar, bunu nasıl başarabileceğinize dair taktikler sunuyor. Kitapta en dikkat çekici noktalardan biri, iki yazarın farklı taktikler belirlemesi. Yani, size kendi tarzınızı kendinizin bulması gerektiğini söylüyorlar. Tabii ki bunu keşfetmek için deneme-yanılma yöntemini kullanmak gerekiyor.

Odak Noktası İçin Zaman Ayarlamak

Bu odak noktasını belirledikten sonra, günlük işleriniz arasında en uygun zamana yerleştirmeye çalışıyorsunuz. Bu süreç, çalışma saatlerinize, evdeki işlerinize ve sabah ya da gece insanı olmanıza bağlı olarak değişebilir. Yani herkes kendi yaşam tarzına göre esneklik sağlayabilir. Odak noktanız dışında, kalan günlük rutin işlerinize devam ediyorsunuz. Ancak en fazla dikkatinizi ve enerjinizi odak noktanıza vermeye çalışıyorsunuz. 

Odak Noktasını Uygulamaya Çalışırken Yaşanan Zorluklar

Odak noktanızı gerçekleştiremezseniz, değişiklikler yapabilirsiniz. Taktiği değiştirip tekrar denersiniz. Öncelikle denemekten korkmamayı öğrenmek gerekir. Çünkü başarısızlık bir son değil, yeniden deneme fırsatıdır. Bu süreç, en doğru odak noktasını ve yöntemi bulmayı hedefler.

Beklenmedik sorunlarla karşılaştığınızda yine çözümü kendi içinde bulmayı öneriyor. Eğer o gün ruh haliniz odaklanmaya uygun değilse iptal edebilir, farklı bir odak noktası belirlemek isterseniz de odağınızı değiştirebilirsiniz. Bu tür esnek ve modifiye yöntem, benim gibi kararsız ve dikkat dağınıklığı yaşayan insanlar için oldukça cazip. 

Lazer Modu Nedir? Nasıl Gerçekleşir?

Odak noktanıza zaman ayırmak ve onu gerçekleştirmek, çaktırmadan hayatınızı baştan ele almak ve yeniden düzenlemek anlamına geliyor. Çünkü odak noktasını gerçekleştirmek için bu gerekli. Yazarların deyişiyle odak noktasında, lazer modunda kalmak çok önemli. Lazer modu odak noktanıza, zihninizi ve bedeninizi vermek demek. Ama nasıl lazer modu sağlanır? Bunu sağlayabilmek için sonsuzluk havuzlarında boğulmaktan kurtulmanız gerekiyor. Bu sonsuzluk havuzları odak noktanızdan alıkoyan şeyler: sosyal medya, internet, televizyon, arkadaşlara hayır diyememe… 

Dikkatinizi odak noktanıza verebilmek için sosyal medya ve internetten nasıl uzak durabileceğinize dair taktikleri uzun uzun anlatmışlar. Günümüzde bu tür öneriler sıkça dile getirilmeye başlandı, ancak yine de kitaptan bazı taktikleri paylaşayım:

• Telefonunuzdan sosyal medya uygulamalarını silin. Sadece işinize yarayacak uygulamalar kalsın. Ana ekranınız boş olsun. 

• Sosyal medyaya daha zor ulaşabileceğiniz bir yöntem belirleyin.

• Bildirimleri kapatın.

Yalnız sosyal medya ve internetten tamamen tecrit olmayı değil, kontrollü serbestlik öneriyorlar. Her uygulamaya, her gün, ne kadar zaman ayrılacağı; sosyal medyanın ne amaçla kullanılacağı ve hangi bölümlerine bakılacağı belirlenmeli. Kitaptaki şu ifade özellikle hoşuma gitti: “Telefonunuzun patronu olun! Telefonunuzu; sürekli konuşan biri olmaktan çıkarıp, yalnızca önemli haberleri nazikçe getiren kibar biri haline dönüştürün.” Kulağa hoş ve meydan okuyucu geliyor. Gel de bunu hayat geçir! Telefona her patronluk yaparken bir bakmışsın, onun emirlerini yerine getiren bir çalışan haline gelmişsin… 

Sosyal medyaya veya televizyona sadece bir göz atmak için daldığınızda, hayatından her zaman büyük bir zaman dilimi çalarlar. Başlangıçta küçük zaman dilimleri gibi görünse de etkileri giderek büyür. Yazarlar bu durumu anlatmak için güzel bir örnek veriyor. Arizona’da, yaklaşık 50 metre çapında bir meteorun çarpması sonucunda 1 mil çapında devasa bir krater oluşmuştur. Yani meteorun 30 katı büyüklükte bir krater. Yazarlar bu meteor kraterini günümüzde sosyal medyanın hayatımızda oluşturduğu zaman kayıplarına benzetiyorlar. Sosyal medyada atılan bir tweetin; gün içinde beğeni ve retweetl almış mı diye, tekrar tekrar kontrol edilmesi, sosyal medyada daha fazla zaman geçirmek anlamına geliyor.Tıpkı meteorun kendinden 30 kat büyük krater açması gibi ufak bir tweetin de hayatımızda açtığı büyük zaman kraterleri oluşturduğuna dikkat çekiyorlar. Sonrasıysa pişmanlık ve gözyaşı.Yarım kalan işler ve hayaller… Hepimiz bunun farkındayız. Ama kitaptan okuyunca yeni ayıkmış  gibi kendimize geliyoruz.

Günlük haberlerin ve sosyal medya gündemlerinin her gün takip edilmemesini, kesin bir dille vurguluyorlar. Kaygı ve merak duygusunu tetiklemesinden dolayı… Haftada bir kez ilgi duyduğumuz alanlardaki haberleri okumak yeterli. 

Bu haber takip etmeme yöntemini son birkaç yıldır kendimde denedim ve gerçekten işe yaradığını belirtmeliyim. Gündemden bazı şeyleri kaçırmak beni eksiltmiyor doğrusu. Ruh halimi iyileştirdiğini bizzat deneyimledim. 

Televizyon için taktikler ise şunlar; 

• Her şeyden biraz denediğiniz bir açık büfe gibi davranmayın.

• Televizyona, ara sıra yediğimiz bir tatlı gibi yaklaşın. 

• İzlediğiniz programlarda seçici olun. 

Odak Noktasını Uygulamak ve Lazer Moduna Geçmek İçin Enerji Nasıl Sağlanır?

Sosyal medyadan ve televizyon alışkanlıklarından uzaklaşmaya çalışırken ve odak noktasını gerçekleştirmeye çalışırken kesinlikle canınız sıkılacak veya kendinizi sıkışmış hissedeceksiniz. Bütün bunlar sürecin doğal bir parçası…

Sıkışıp kaldığınızda, boş bir ekrana bakmak, kısa bir yürüyüşe çıkmak iyi gelebilir. Peki bu noktada nasıl enerjinizi bulacaksanız? Kitap,  enerji sağlamak için çeşitli taktikler de sunuyor.

Zihinsel enerjinin kaynağı, beden sağlığından geçiyor. Araştırmalar, günde 20 dakika hafif egzersiz yapmanın, ruh ve zihin sağlığına büyük fayda sağladığını ortaya koymuştur. Hatta bazı araştırmalar, hafif egzersizlerin, yoğun fiziksel aktivitelerden daha etkili olabileceğini göstermektedir. Ufak bir egzersiz odak noktanıza odaklanmak için anahtarlardan biri. 

Kitapta ayrıca beslenme ve alışkanlıklarla ilgili şu öneriler yer alıyor:

• Şekerden uzak durun. Haftada birkaç kere tatlı ödülü verilebilir. 

• Kafeini doğru zamanda tüketin: Sabah uyandıktan 2 saat sonra ve öğleden sonra içmek en uygunudur. Geç saatlerde kafein tüketmeyin. 

Yürüyüş yapmak ve sevdiklerinizle zaman geçirmek, enerji veren kaynaklar. 

“Zaman Yaratmak” Kitabının Formunu Siz Belirliyorsunuz

Zaman Yaratmak kitabı, doğru taktiklerle tutkularınızı, hayallerinizi ve hobilerinizi gerçekleştirmeyi vaat ediyor. Bunları araya sıkıştırarak değil, hayatınızda kalıcı bir yer edinmelerini sağlayarak yapmayı öneriyor. Ancak bu süreç, günlük rutinlerinizi zorlaştıracak ya da engelleyecek şekilde değil, aksine makul bir zaman dilimi içinde gerçekleşiyor.

Her gün, belirli bir süre uygulandığında, bu yöntem hayattan daha fazla tat almanıza ve o hep arzuladığınız amaca gün be gün sağlam adımlarla ilerlemenize yardımcı oluyor.

Bu yöntem, belirli ve kesin kurallarla sunulmuyor. Herkesin kendi hayat gerçekliğine göre yöntemini belirlemesi gerekiyor.

Kitabın en çok beğendiğim yanı, yöntemleri deneme ve vazgeçme özgürlüğü sunması. Yöntemleri gösterirken dayatmaması. Kısa süreli uygulanabilir, değiştirebilir, farklı yöntemler denenebilir ya da hiçbirini uygulamayabilirsiniz. 

Ayrıca, yöntemleri denerken kendinize göre geliştirmek ve uyarlamak tamamen serbest. Aslında kitap, kendi amacınızı bulmanız ve o amaç doğrultusunda kendi yolunuzu inşa etmeniz için bir yol haritası sunuyor. Yalnız bu haritada hedef noktaya gitmek sadece sizin seçimlerinizden oluşuyor. Kendi rotanızı kendiniz çiziyorsunuz. Amacını bulmak için geçtiğiniz yolu inşa etmenin kendine özgülüğünü vurguluyor. Nasıl ki dünyada her birimiz farklıysak, odak noktası ve ona ulaşmak farklı olacak.