HaticeE
Miami’deki evinde hayata veda eden 69 yaşındaki Yeşilçam yıldızı Ahu Tuğba, sanat ve magazin dünyasında iz bırakan isimlerden biriydi. İleri seviye astım hastalığıyla mücadele eden Tuğba, geçirdiği trafik kazasının ardından zorlu bir süreç yaşamış, aylarca hastanede tedavi görmüştü. Nuri Alço’nun sosyal medya üzerinden duyurduğu ölüm haberi, sanat camiasında büyük üzüntü yarattı. Alço, “Kızı Anjelik ile görüştüm. Maalesef çok üzgünüm. Ahu’muzu kaybettik” diyerek duygularını paylaştı.
Sanat ve Sinema Dünyasına Damga Vurdu
1955 yılında İstanbul’da doğan Ahu Tuğba, Yeşilçam’ın 1980’lerdeki altın çağında parlayan yıldızlardan biriydi. İstanbul Amerikan Kız Lisesi’nden (Robert Kolej) mezun olan Tuğba, eğitimine Kanada’da Concordia Üniversitesi’nde İngilizce üzerine devam etti. Ancak, sanata olan tutkusu nedeniyle okulunu tamamlamadan Türkiye’ye döndü ve Türk sinemasında kendine sağlam bir yer edindi. 1974 yılında ilk filmiyle sektöre adım atan Tuğba, özellikle 1980’lerin başında canlandırdığı rollerle büyük ilgi topladı. “Derviş Bey”, “Dokunmayın Şabanıma”, “Banker Bilo” ve “Taçsız Kraliçe” gibi yapımlarla hafızalarda yer eden oyuncu, cesur rolleri ve kendine özgü tarzıyla döneminin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.
Yeşilçam döneminde, Ahu Tuğba yalnızca oyunculuğuyla değil, aynı zamanda magazin dünyasının da vazgeçilmez bir figürüydü. Dönemin parlak yıldızları arasında yer alan Tuğba, sansasyonel özel hayatı ve ilişkileriyle de sürekli gündemdeydi. Güzelliği, lüks yaşam tarzı ve sahne arkasındaki cesur duruşu ile sadece bir oyuncu değil, bir ikon haline geldi.
Magazin Dünyasında Fırtına Gibi Esti
Ahu Tuğba, yalnızca sinema dünyasında değil, magazin basınında da en çok konuşulan isimlerden biriydi. Güzelliği ve sansasyonel yaşam tarzı, medyanın her daim ilgisini çekti. Sıklıkla aşk hayatı ve skandallarıyla gündemde kalan Tuğba, aynı zamanda modaya olan tutkusu ve gösterişli hayatıyla da dikkat çekiyordu. Özellikle jet sosyeteyle olan bağlantıları ve renkli yaşamıyla, magazin sayfalarına sıkça konu olmuştu.
Zaman zaman basına verdiği cesur pozlar ve açık sözlülüğü, onu magazin dünyasının değişmez isimlerinden biri haline getirmişti. Ahu Tuğba, dönemin kuralları ve tabularıyla oynamaktan çekinmeyen, güçlü bir kadın figürü olarak da anıldı. Sahip olduğu bu özgün duruş, onu dönemin diğer yıldızlarından ayıran en belirgin özelliklerden biriydi.
Sahnelerden Şarkı Söylemeye
Oyunculuğun yanı sıra, Tuğba sanat kariyerini müzikle de taçlandırdı. 1987 yılında çıkardığı müzik albümü, onun çok yönlü bir sanatçı olduğunu kanıtladı. O dönem sahnelerde boy gösteren sanatçılar arasında yerini aldı ve seslendirdiği şarkılarla da dikkat çekti. Ahu Tuğba, ekranların yanı sıra sahne performanslarıyla da seyircilerle buluşmuştu. Sanatçının bu yönü, onu sadece bir sinema oyuncusu değil, aynı zamanda bir şov dünyası yıldızı olarak öne çıkardı.
Annelik ve Miami’ye Uzanan Yolculuk
Sanat kariyerinin yanında Ahu Tuğba, bir de anneydi. Kızı Anjelik ile güçlü bir bağ kurmuş, onu hayatının merkezine yerleştirmişti. Ahu Tuğba’nın Türkiye’deki şöhreti, 2000’li yılların başında yavaş yavaş azalmış olsa da o, yeni hayatına Amerika’da devam etti. Miami’ye taşınarak kızıyla birlikte sakin bir yaşam sürmeye başladı. Ancak magazin basını, onun peşini burada da bırakmadı ve zaman zaman gündeme geldi. Miami’de geçirdiği yıllarda, sağlığıyla ilgili zorlu dönemler yaşadı; son olarak trafik kazasının ardından yoğun bakımda geçen zor günlerle mücadele etti.
Ahu Tuğba: Cesur, Özgün ve Unutulmaz
Ahu Tuğba, Türk sinemasına kattığı renkli kişiliği, dönemin normlarına karşı duruşu ve özgün tarzıyla hatırlanacak. Onun hikayesi, sadece sinema dünyasında değil, magazin dünyasında da bir döneme damga vurmuş bir figürün hikayesidir. Hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşan Tuğba, sanat kariyerini hiçbir zaman pes etmeden sürdürmüş ve son nefesine kadar cesur, özgür bir kadın olarak yaşamıştır.
Miami’de sona eren hayatı, Türk sinemasının en parlak dönemlerinden birine damgasını vuran bir yıldızın vedasıdır. Sanat dünyasında ve hayranlarının kalbinde, Ahu Tuğba’nın yeri her zaman özel kalacak.
