Bebek Ölümlerinin Gölgesinde Sağlık Sistemi: Yenidoğan Çetesi ve İnsafsız Kâr Arayışı
İstanbul’da ortaya çıkan ve yenidoğan bebeklerin ölümlerine yol açan sağlık çetesi skandalı, kamuoyunda büyük infial yaratmaya devam ediyor. Bebeklerin hayatını hiçe sayarak kazanç elde etmeyi hedefleyen bu karanlık yapı, tıbbi etik ve sağlık sistemindeki büyük çürümeyi de gözler önüne seriyor. Özellikle bu insanlık dışı uygulamaların perde arkasında kimlerin olduğuna dair ciddi soru işaretleri bulunuyor.
Çetenin Avukatının Türkiye’nin sanat, siyaset çevresinden hemen hemen herkesle, önemli isimlerle fotoğrafları bulunuyor.
Skandalla ilgili dikkat çeken noktalardan biri, çete üyelerinin savcıyı tehdit avukatının siyasi ve bürokratik düzeydeki bağlantıları. Bu avukatın, Cumhurbaşkanı’ndan hükümetin bazı bakanlarına, hatta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı ile olan fotoğrafları, olayın siyasi boyutunu sorgulatıyor. Bu tür yakın ilişkiler, adaletin bağımsızlığı ve soruşturmaların şeffaflığı konusunda ciddi şüpheler doğurmakta.
Söz konusu avukatın, özellikle iktidar partisi AK Parti veya hükümet ortağı MHP içerisinde kimlerle bağlantıları olduğu, ne tür ilişkiler ağı oluşturduğu soruları gündeme geliyor. Sağlık çetesine yönelik soruşturmaların akıbeti, bu bağlantıların etkisi altında mı kalacak? Yoksa adalet, tüm bu ilişkilerin ötesinde, bebeklerin hak ettiği gibi tesis edilebilecek mi? Bu soruların yanıtı, hem toplum vicdanını rahatlatmak hem de sağlık sistemindeki yozlaşmanın önüne geçmek için kritik önem taşıyor.
Bu skandal, sağlık sisteminde kâr odaklı anlayışın ve etik dışı uygulamaların ulaştığı tehlikeli boyutu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yenidoğan bebeklerin ölümüyle sonuçlanan bu insanlık dışı kâr arayışı, sadece çeteyi değil, sistemin her kademesinde yer alan sorumluları da açığa çıkarmak için kapsamlı bir araştırmayı gerektiriyor.
Özellikle sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve kamu kaynaklarının etkin denetlenememesi gibi sistematik sorunlar, bu tür skandalları mümkün kılan altyapıyı oluşturuyor. Yenidoğan çetesi örneğinde olduğu gibi, sistemdeki açıkların, vicdansız kişilere nasıl fırsatlar sunduğu görülüyor. Sağlık alanındaki reformların sadece teknik değil, aynı zamanda etik temelleri de dikkate alacak şekilde yeniden ele alınması şart.