Yüzyıllardır halk anlatılarında cinler hep karanlık, tenha ve nemli yerlerde gezinen varlıklar olarak tasvir edilir. Mağaralar, kuyular, harabeler ve… hamamlar! Evet, o mis gibi sabun kokusunun yükseldiği, tellakların göbek taşında kese attığı geleneksel Türk hamamları, bir süredir cin hikâyeleriyle birlikte anılmaya başlandı. Peki “hamamda cin çıkar” söylemi nereden doğdu? Hangi kültürel veya folklorik damardan besleniyor? Ve en önemlisi: “Cin hamamda ne gezer?”
Bir Buhar Masalı: Efsane Nereden Geliyor?
Hamamda cin çıkarma hikâyeleri özellikle Anadolu halk inanışlarında yaygındır. Bunun temelinde İslam öncesi Türk şamanizminden kalma arınma ve suyla ruh temizleme ritüelleri ile İslam sonrası cin ve büyü inançlarının birleşimi yatar. Cinler, suya ve buhara yakın yerleri severler diye düşünülür. Nitekim hadis kaynaklarında da “cinlerin tenha ve pis yerlerde yaşadığı” rivayet edilir. Bazı yorumlarda hamamlar, buhar ve nem nedeniyle bu tanıma uyar.
Bununla birlikte Osmanlı döneminde bazı tasavvufî tarikatlar, ruhani temizlenme için hamamı bir metafor olarak kullanmıştır. Bu söylemler zamanla literal (gerçek) yorumlara dönüşmüş olabilir. Yani mecaz, halk anlatısında gerçeğe dönüştü: “Hamamda cin çıkar!”
Anlatılanlara Göre Hamamda Karşılaşılan Olaylar
Köy hamamlarında dilden dile dolaşan hikâyeler genelde birbirine benzer:
-
Çorum’da anlatılan bir hikâyede, gece geç saatte hamama giren bir kadın, aynada kendisine benzeyen ama gözleri olmayan başka bir kadın görmüş. Çığlık atıp kaçtığında, hamamın kapısı kendi kendine kapanmış.
-
Kütahya’da yaşanmış olduğu söylenen bir başka olayda ise, bir genç adam sabah namazından önce hamama gitmiş, göbek taşında uyuyakalınca uykusunda birinin onu keselediğini hissetmiş. Gözlerini açtığında kimse yokmuş ama sırtı kıpkırmızıymış!
-
Üsküdar’da eski bir kadınlar hamamında, yıllar önce bir cin çıkarma seansına tanıklık eden yaşlı bir kadın, tellakların duvarlarda yürüyen gölgeler gördüğünü ve dualar okuyarak kaçtığını anlatmıştı.
Cin Hamamda Ne Gezer?
Bu soruya verilecek en kısa cevap şu: Cin için mahremiyet ve enerji varsa, oradadır.
Hamamlar, çıplak bedenlerin bulunduğu, sıcak ve buharlı ortamlardır. Eski halk inancına göre bu ortamlar, metafizik varlıkların enerji alabileceği alanlardır. Yani bazı inanç sistemlerine göre cin, buharın içinde gizlenebilir, aynalarda görünür olabilir ya da sese tepki verebilir.
Ayrıca hamamlar, duyuların sınırlarının zorlandığı mekânlardır: Gözünüzü buhar kaplar, ses yankılanır, aynalar gölge oyunları oynar. Bu durum, özellikle tek başına hamama giren kişilerin algısında halüsinatif etkiler yaratabilir. Ve tabii ki her Türk anlatısında olduğu gibi, “Bir köyde gerçekten olmuş…” denilen hikâyeler, inancı daha da derinleştirir.
Hamamda Cinle Karşılaşmamak İçin Ne Yapmalı? 🙂
-
Gece geç saatlerde tek başına hamama girmeyin.
-
Hamam aynalarında fazla uzun bakışmalardan kaçının.
-
Kapıların rüzgârla kapanmasına “kendiliğinden oldu” demeyin, dua okuyun.
-
Tellak sizden habersiz kese atıyorsa, o belki de tellak değildir…
Son söz:
Hamamda cin çıkar mı, bilinmez. Ama belli ki buhurla karışmış korku, halk anlatılarında kolay kolay çıkmıyor. Bir gün yalnız başınıza bir köy hamamına girerseniz, bu yazıyı hatırlayın… Belki de göbek taşında sadece siz olmayacaksınızdır.