Yapay zeka, modern dünyanın hem hayranlık hem de korku uyandıran teknolojik harikası. Ancak bu kez uyarılar, teknolojinin bizzat yaratıcısından geliyor. “Yapay zekanın babası” olarak anılan Profesör Geoffrey Hinton, yapay zekanın önümüzdeki on yıl içinde insan ırkını tehdit edebileceği yönünde endişelerini açıkça dile getiriyor.
İngiliz The Telegraph gazetesine konuşan Hinton, yapay zekanın bugünkü haline gelmesinde oynadığı rolden pişmanlık duyduğunu itiraf etti. İngiliz-Kanadalı bilim insanı, makinelerin hızla gelişimini Sanayi Devrimine benzetiyor, ancak bu kez durumun çok daha tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. Ona göre, bu teknolojiler kontrolü tamamen ele geçirme potansiyeline sahip.
Hinton, bu yıl Nobel Fizik Ödülü’nü kazanarak bilim dünyasındaki konumunu bir kez daha perçinledi, ancak bu unvan ona bir sorumluluk da yüklemiş gibi görünüyor. Özellikle hükümetlere çağrıda bulunarak, yapay zeka geliştiren şirketler üzerindeki denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini söylüyor.
Bilim insanı, birkaç yıl önce yapay zekanın insanlığı yok etme olasılığını yüzde 10 olarak ifade etmişti. Şimdiyse bu karamsar öngörüyü yeniden gözden geçirdiğini belirtiyor. BBC Radio 4’te katıldığı bir programda, “10 ila 20 yıl önce, kendimizden daha zeki bir şey yaratma tehlikesiyle karşı karşıya değildik,” diyerek endişelerinin zamanla daha da büyüdüğünü aktarıyor.
Hinton’ın en çarpıcı sözlerinden biri ise şu: “Daha zeki bir şeyin, daha az zeki bir şey tarafından kontrol edildiğine dair kaç örnek biliyorsunuz? Çok az.” İşte bu söz, teknolojinin kaçınılmaz kontrol kaybına dair derin bir uyarı niteliği taşıyor.
Yapay zekanın sunduğu fırsatlar kadar taşıdığı riskler de büyük. Şimdi asıl mesele, insanlığın bu teknolojiyi yönlendirme gücünü ne kadar elinde tutabileceği. Belki de geleceğimizin kaderi, bugünkü kararlarımızda saklıdır.
Yapay Zeka Devrimi: Hinton’ın Pişmanlığı ve Geleceğe Dair Uyarıları
Yapay zekanın temel taşlarından biri olan modern yapay zekayı şekillendiren bilim insanı Profesör Geoffrey Hinton, bir yandan kendi başarısının gururunu taşırken diğer yandan bu teknolojinin hızla ilerleyen karanlık yüzüne karşı insanlığı uyarıyor.
1980’lerde, verilerdeki özellikleri bağımsız olarak bulabilen ve görüntülerdeki belirli öğeleri tanımlayabilen bir yöntem icat eden Hinton, bu yenilikle modern yapay zekanın önünü açtı. Ancak bugün geldiği noktada, teknolojinin beklediğinden “çok daha hızlı” ilerlediğini ve insanları yapay zekanın karşısında üç yaşındaki çocuklara, yapay zekayı ise yetişkinlere dönüştürebileceğini söylüyor.
Hinton, yapay zeka devrimini Sanayi Devrimi’ne benzetiyor: “Sanayi Devrimi’nde makineler daha güçlü olduğu için insan gücü önemini yitirdi. Şimdi ise yapay zekanın, sıradan insan zekasını arka plana iterek ön plana geçme ihtimali var. Bu, zeka açısından bir makine devrimi.”
Dickensvari Bir Dönüşüm
Profesör Hinton, Sanayi Devrimi’nin sıradan insanların hayatlarında yarattığı köklü değişimi yapay zekanın da tekrarlayacağını öngörüyor. Ancak bu dönüşümün, insanlığın geleceği açısından ne getireceği, büyük ölçüde siyasi sistemlerin bu teknolojiyi nasıl yönlendireceğine bağlı olacak.
Hinton’a göre, yapay zekanın üretkenlikte devasa artışlar sağlayacağı bir gerçek. Ancak bu artış, faydaların sadece zenginlere gitmesi ve sıradan insanların işlerini kaybedip daha da fakirleşmesiyle sonuçlanırsa, toplum için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Teknolojinin potansiyel faydaları, doğru politikalar ve düzenlemeler olmadan tüm topluma yayılmayabilir.
Kontrol Tehdidi ve Hükümetlerin Sorumluluğu
Sanayi Devrimi’nde makineler sadece daha güçlü oldukları için insanların işlerini alsa da kontrol yine insandaydı. Bugün ise Hinton, yapay zekanın insan kontrolünden çıkabileceği bir geleceğin ihtimal dahilinde olduğunu vurguluyor. “Bu şeyler bizden daha akıllı. Bu yüzden kontrolü ele geçirmeleri olası,” diyor.
Hinton, bu tehdit karşısında hükümetlere büyük sorumluluk düştüğüne inanıyor. Büyük şirketlerin kâr güdüsüyle hareket ettiklerini ve bu güdünün yapay zekayı güvenli bir şekilde geliştirmek için yeterli olmadığını belirtiyor. Hükümetlerin, şirketleri daha fazla güvenlik araştırması yapmaya zorlayarak insanlığı koruma görevini üstlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Pişmanlık ve Kaçınılmaz Gelecek
Hinton, bu teknolojiyi dünyaya tanıttığı için duyduğu pişmanlığı iki farklı şekilde ifade ediyor. İlk pişmanlık, yanlış olduğunu bildiği bir şeyi yaptığı için duyduğu suçluluk. Ancak ikinci pişmanlık, aynı koşullar altında yine aynı şeyleri yapacağını bilse bile, bu teknolojilerin insanlıktan daha akıllı hale gelerek yönetimi ele geçireceği bir geleceği engelleyememekten duyduğu derin endişe.
Yapay Zekanın Kaderi: İnsanlığın Elinde
Hinton’ın uyarıları, yapay zekanın geleceğiyle ilgili karamsar bir tablo çiziyor. Ancak bu tablo, insanların ve hükümetlerin doğru kararlar almasıyla aydınlanabilir. Yapay zekanın, yalnızca bir araç olarak kalması mı yoksa insanlığın kaderini belirleyen bir güç haline gelmesi mi gerektiğine bugün verdiğimiz yanıtlar, geleceğimizi şekillendirecek.