İzmir’in Konak ilçesinde, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyelerinin de dahil olduğu bir grup, Amerikan askerlerine yönelik fiziki saldırıda bulunarak bir kez daha gündeme geldi. 2 Eylül’de yaşanan bu olayda, ABD vatandaşı olan sivil giyimli iki askerin başına çuval geçirilmesi, Türkiye ve ABD arasındaki geçmişe dayanan benzer olayları hatırlattı. İzmir Valiliği’nin açıklaması ve ABD Büyükelçiliği’nin olaya yönelik tepkisi, diplomatik gerilimi önlemek adına yapılan çabaları gözler önüne serdi.
Bu olayın önemi, geçmişte benzeri eylemlerin Türkiye’de çeşitli şehirlerde tekrarlanmış olması ve bu tarz saldırıların iki ülke arasındaki ilişkilere olan etkisidir. Olayın perde arkasına ve geçmişteki benzer eylemlere bakarak, geniş bir perspektifte değerlendirme yapmak, bu olayın sadece bir fiziki saldırıdan ibaret olmadığını, altında daha derin politik ve sosyal dinamikler yattığını göstermektedir.
ABD Türkiye Büyükelçiliği’nden konuya ilişkin yapılan açıklama
USS Wasp’te görevli ABD’li askeri personelin bugün İzmir’de saldırıya maruz kaldığını ve şu an güvende olduğunu teyit ederiz. Olaya hızlı müdahale etmelerinden ve olayla ilgili soruşturma başlatmalarından dolayı Türk makamlarına teşekkür ederiz.
//
We can confirm reports that…
— U.S. Embassy Türkiye (@USEmbTurkiye) September 2, 2024
Tarihsel Bağlam: Geçmişteki Benzer Eylemler
Benzer eylemler geçmişte de defalarca yaşandı ve bu eylemler, özellikle ABD’nin Türkiye üzerindeki askeri ve politik varlığına duyulan tepkiyle ilişkiliydi. Öne çıkan olaylar arasında 2003 yılında Süleymaniye’de gerçekleşen ve “çuval olayı” olarak bilinen olay yer alıyor. Bu olayda, ABD güçleri Türk askerlerinin başına çuval geçirerek onları gözaltına almıştı. Bu durum Türkiye’de büyük bir tepki uyandırmış ve iki ülke arasındaki ilişkileri sarsmıştı. O tarihten bu yana, özellikle milliyetçi gruplar ve anti-Amerikan çevreler, bu olayı unutmamış ve dönem dönem ABD askerlerine yönelik çuval geçirme eylemlerini bir protesto aracı olarak kullanmışlardır.
Türkiye’de ABD Askerlerine Yönelik Eylemler
2014 yılında İstanbul’da yine TGB üyeleri, Amerikan deniz piyadelerinin başına çuval geçirmişti. TGB, ABD’nin Türkiye’deki askeri varlığına ve Ortadoğu’daki politikalarına karşı protestolar düzenleyen bir gençlik yapılanması olarak dikkat çekiyor. Olayın gerçekleştiği dönemde, Amerikan Büyükelçiliği de hızlı bir tepki vererek Türk makamlarına teşekkür etmişti. Tıpkı İzmir’de olduğu gibi, bu olayda da güvenlik güçleri hızla müdahale etmiş ve eylemciler gözaltına alınmıştı. Ancak bu tür eylemler, ne kadar hızlı müdahale edilse de iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginliği tırmandıran sembolik olaylar olarak hafızalara kazınmaya devam ediyor.
İzmir Olayının Sembolik Önemi
2 Eylül’de İzmir’de yaşanan son olay, çuval geçirme eylemlerinin halen devam eden bir protesto biçimi olduğunu gösteriyor. Bu tür eylemler, genellikle milliyetçi ve anti-emperyalist söylemler çerçevesinde meşrulaştırılıyor. TGB gibi gruplar, ABD’nin askeri varlığına karşı çıkarak bu tarz protestolar düzenlemeye devam ederken, Türk hükümeti ise diplomatik dengeleri koruma çabasında. İzmir Valiliği’nin olayla ilgili hızlı açıklama yapması ve faillerin gözaltına alınması, Türk makamlarının bu tür olayları yatıştırma çabalarını gösteriyor. Aynı zamanda ABD Büyükelçiliği’nin Türk makamlarına teşekkür etmesi de diplomatik alandaki iş birliğinin sürdüğüne işaret ediyor.
Elleri Mehmetçiğimizin ve binlerce Filistinlinin kanıyla kirlenmiş ABD askerinin yardım çığlıklarına kimse cevap veremeyecek.
Topraklarımızdan defolup gideceksiniz!@USEmbassyTurkey@DeptofDefense pic.twitter.com/iz9rsLnuQk
— TGB (@genclikbirligi) September 2, 2024
Diplomatik İlişkiler ve Gelecekteki Olası Etkiler
Bu tür olaylar, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde büyük çaplı krizlere yol açmasa da, özellikle Türk-Amerikan ilişkilerinin kırılgan olduğu dönemlerde daha büyük sorunlara zemin hazırlayabilir. Türkiye’nin NATO üyesi olması ve ABD ile stratejik ortaklık yürütmesi, bu tür olayların etkilerini minimumda tutmak için gösterilen diplomatik çabaların nedenini açıklıyor. Ancak, özellikle sivil toplumda ve gençlik hareketlerinde ABD karşıtlığının artması, benzer olayların gelecekte de yaşanabileceği anlamına geliyor.
İzmir’deki çuval geçirme olayı, geçmişte benzer eylemlerin tekrarı olarak değerlendirilebilir ve Türkiye’de ABD’ye karşı duyulan bazı kesimlerdeki tepkilerin bir yansımasıdır. Bu olaylar, iki ülke arasındaki karmaşık diplomatik ilişkileri ve aynı zamanda iç politikadaki çeşitli dinamikleri anlamak açısından önemli ipuçları sunmaktadır.