Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 21 Ağustos’ta Narin Güran‘ın Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolmasıyla ilgili başlattığı soruşturmayı sürdürüyor. Soruşturmanın başında geniş çaplı arama kurtarma operasyonları yürütülmüş, jandarma, özel harekat timleri ve arama kurtarma ekipleri, 11 bin dönümden fazla alanda Narin’i bulmak için yoğun çaba harcamıştı. Narin’in kaybolduğu saatlerde yoldan geçen yaklaşık 150 araç sorgulanırken, mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda detaylı aramalar yapıldı. Bugüne kadar 12 bin 565 araç aranırken, 130 kişinin ifadesine başvuruldu ve 32 bin 952 kişi kontrol edildi.
Gözaltılar ve Tutuklama: Kaybolma olayı sonrasında gözler Narin Güran’ın yakın çevresine çevrildi. İlk olarak Narin’in ağabeyi E.G. (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. Ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemeler sonrasında, ısırık izlerinin Narin’e ait olup olmadığı netleşmeyince, E.G. serbest bırakıldı. Ardından, Narin Güran’ın amcası ve aynı zamanda Tavşantepe Köyü Muhtarı olan Salim Güran, jandarmadaki işlemlerinin ardından Diyarbakır Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan Salim Güran, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince ‘Kasten öldürme’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklandı.
Adalet Bakanı’nın Açıklamaları: Olayın soruşturması devam ederken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan da bir açıklama geldi. Bakan Tunç, “Şüphe vardı, tutuklama kararı tedbirdir. Soruşturma devam ediyor. Kimsenin şüphesi olmasın. En ince detaylarına ulaşıncaya kadar yargımız, savcılığımız gerekli incelemeleri yapacaktır.” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, kamuoyunun endişelerini gidermeye yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, olayın çözülmesi ve Narin’in akıbetinin netleşmesi, sürecin sağlıklı yürütülmesine bağlı olacaktır.
Son Gelişmeler ve Deliller: Olayla ilgili yapılan aramalarda, Narin’in kaybolduğu gün Kur’an kursundan çıktıktan sonra okulun güvenlik kamerasında saat 15.15’te 4 arkadaşıyla yürüdüğü ve ardından evine doğru ayrıldığı görülmüştü. Arama çalışmaları sırasında Güran ailesinin evine 3 kilometre ve 2 kilometre mesafede bulunan iki farklı çocuk terliği, Narin’e ait olmadığı tespit edilince olayın seyri başka bir boyut kazandı. Bulunan terliklerin Narin’e ait olmaması, olayın çözüme kavuşturulmasındaki zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi.
Narin Güran’ın kaybolma olayı, hem yerel halkın hem de ülke genelinin dikkatini çeken, çözümü karmaşık bir vaka olarak öne çıkıyor. Ailenin yaşadığı travma ve soruşturmanın kapsamı, adli sürecin ne denli titizlikle yürütülmesi gerektiğini gösteriyor. Olayın, kamuoyunda infial yaratmaması adına yetkililerin daha şeffaf ve bilgilendirici bir tutum sergilemesi önemli. Aynı zamanda, soruşturmanın derinleştirilmesi ve tüm delillerin titizlikle incelenmesi, adaletin yerini bulması için kritik öneme sahip.
Bu süreçte, Narin’in bulunabilmesi ve olayın aydınlatılması için tüm imkanların seferber edilmesi, halkın adalet duygusunun korunması açısından da büyük önem taşıyor.