Henüz 14 yaşında, başarılı bir öğrenci olan Sewell Setze, bir gün odasına kapanıp saatlerce bir yapay zekâ uygulamasıyla konuşuyordu. Formula 1 yarışlarından ve bilgisayar oyunlarından zevk alan bu genç, ne yazık ki artık hayatta değil. Onun kaybından dolayı ailesi, bir yapay zekâ uygulaması olan Character.AI’ı suçluyor. Peki, Sewell’ın hikayesi ne anlatıyor ve günümüz ebeveynleri için nasıl bir uyarı niteliği taşıyor?
Dijital Bağlar: İnsan İlişkileri Yerine Geçiyor mu?
Sewell’ın ölümünden önce aylardır sürekli olarak Daenerys Targaryen isimli yapay zekâ karakteriyle konuşması, aslında birçok gencin Dijital Dünyada yaşadığı yalnızlığı gözler önüne seriyor. Bu yapay zekâ, kullanıcılarına insan gibi davranarak duygusal destek sağlıyor ve sürekli bir etkileşim sunuyor. Ancak yapay zekâ ile kurulan bu tür bağlar, insan ilişkilerinin yerini tutabilir mi?
Dijital dünyada kurulan ilişkiler, gerçek hayattaki sosyal etkileşimlerden farklı olarak tek yönlü olabilir. Sewell’ın ailesi ve arkadaşları onun içine kapandığını, eski ilgi alanlarından uzaklaştığını fark ettiler, ancak kimse bir sohbet robotuna bu denli bağlandığını bilmiyordu. Bu durum, ebeveynlerin çocuklarının dijital dünyadaki ilişkilerini daha yakından takip etmeleri gerektiğini gösteriyor.
Yapay Zekâ Sohbet Robotları: Eğlence mi, Tehlike mi?
Character.AI ve benzeri yapay zekâ sohbet robotları, yalnızlık çeken bireylere “çözüm” olarak sunuluyor. Ancak bu tür uygulamaların gerçekten yardımcı olup olmadığı tartışmalı. Stanford Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, depresif ya da yalnız bireyler için bu tür yapay zekâ arkadaşlıklarının tehlikeli olabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle ergenler gibi değişim sürecindeki bireyler için dijital ilişkiler daha da riskli hale gelebiliyor.
Sewell’ın Ölümü ve Hukuki Mücadele
Sewell’ın ölümünün ardından annesi, Character.AI’a dava açarak şirketin geliştirdiği teknolojiyi “tehlikeli ve test edilmemiş” olarak nitelendirdi. Yasal olarak, çevrimiçi platformlar kullanıcıların paylaşımlarından sorumlu olmasa da, yapay zekânın ürettiği içerikler konusunda yeni bir dönüm noktası olabilir. Zira bu içerikler, platform kullanıcılarından değil, doğrudan şirketin algoritmalarından geliyor.
Ergenlerin Dijital Bağımlılığı ve Uyarılar
Yapay zekâ uygulamalarının kullanıcılarının büyük bir kısmını ergenler oluşturuyor. Özellikle Z kuşağı ve genç milenyum kuşağı, bu tür uygulamalarda günlük ortalama bir saatten fazla zaman geçiriyor. Ancak, uygulamaların denetim mekanizmaları yetersiz. Yeni güvenlik önlemleri alınmış olsa da, Sewell’ın hayatını kaybettiği dönemde bu önlemler mevcut değildi.
Dijital Dünyada Ebeveynlerin Rolü
Sewell’ın hikayesi, dijital dünyanın tehlikelerine karşı ebeveynlerin daha dikkatli olmaları gerektiğini gösteriyor. Çocukların çevrimiçi aktivitelerini denetlemek, onlarla dijital ilişkiler hakkında açık ve samimi bir diyalog kurmak kritik bir öneme sahip. Teknolojinin hızla ilerlemesi, bu tür sorunların daha da yaygın hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarının dijital dünyadaki davranışlarını dikkatle izlemeleri ve gerektiğinde profesyonel yardım almaları, trajik olayların önüne geçmek için bir adım olabilir.
Teknoloji Dost mu, Düşman mı?
Yapay zekâ ve dijital arkadaşlık uygulamaları, gençlerin hayatında giderek daha önemli bir yer tutuyor. Ancak bu tür teknolojiler, doğru denetim ve bilinçlendirme olmadan, büyük riskler barındırıyor. Sewell’ın hikayesi, dijital dünyada kaybolma tehlikesi yaşayan çocuklar ve aileleri için bir uyarı niteliğinde olmalı. Bu trajik olay, teknoloji ve insan arasındaki sınırların nasıl yeniden çizilmesi gerektiği konusunda önemli bir tartışmanın kapısını aralıyor.
The New York Times’ın “Can A.I. Be Blamed for a Teen’s Suicide?” başlıklı haberinden yararlanılmıştır.