Şimdiye kadar arkeologlar, Kuzey Afrika’da tarıma geçiş hakkında çok fazla bilgi sahibi değildi; mevcut genomik verilerin çoğu, günümüz Fas’ını kapsayan uzak Batı Mağrip bölgesindeki alanlardan elde edilmişti.
Araştırmanın ortak yazarlarından Harvard Tıp Fakültesi popülasyon genetikçisi David Reich, Nature News‘e verdiği demeçte, “Kuzey Afrika hikâyesiyle ilgili çok fazla bilgi yoktu. Bu, gerçekten büyük bir boşluktu” dedi.
Batı Mağrip bölgesinde yapılan önceki araştırmalar, bu bölgedeki insanların yaklaşık 7.000 yıl önce Cebelitarık Boğazı üzerinden gelen Avrupalı çiftçilerden kaynaklanan ve avcı-toplayıcılardan genetik olarak farklı olan yüksek düzeyde Avrupa çiftçi soyuna sahip olduklarını ortaya koymuştu. Bu oran, bazı popülasyonlarda %80’e kadar ulaşmaktaydı.
Yeni çalışma ise Doğu Mağrip insanlarının, Avrupalı çiftçi kökeninden nispeten daha az etkilendiğini ve genetik açıdan büyük ölçüde izole kaldıklarını ortaya koydu. Bunun tek istisnası ise daha eski döneme ait Avrupalı avcı-toplayıcıların beklenmedik etkileriydi.
Arkeologlar, Doğu Mağrip’te 6.000 ila 10.000 yıl önce yaşamış dokuz insanın kemik ve dişlerinden alınan DNA örneklerini analiz etti. DNA sonuçları, yaklaşık 8.500 yıl önce yaşamış olan bir antik insanın DNA’sının yaklaşık %6’sını Avrupalı avcı-toplayıcılarla paylaştığını gösterdi. Bu durum, avcı-toplayıcıların Akdeniz’i, muhtemelen uzun ahşap kanolarla geçtiklerini düşündürüyor.
Ayrıca, Sicilya Boğazı’nda yer alan Pantelleria Adası’ndan gelen volkanik cam (obsidyen) izlerine de rastlandı. Bu bulgular, avcı-toplayıcıların Akdeniz’i geçerken birkaç adaya uğramış olabileceklerini gösteriyor.
DNA analizi, bölgedeki Avrupa çiftçi soyunun sadece yaklaşık %20 seviyesinde kaldığını ortaya koydu. Bu durum, Doğu Mağrip bölgesinin Batı Mağrip’e kıyasla genetik ve kültürel açıdan çok daha dirençli olduğunu gösteriyor. Arkeolojik bulgular da bu sonucu destekliyor; çünkü Doğu Mağrip bölgesinde tarımın tam anlamıyla benimsenmesi ancak MÖ 1000 yılı civarında gerçekleşti.