Sanayi Daralırken Tüketim Direnci: 2025 İlk Çeyrek Büyüme Raporu

Sanayi Daralırken Tüketim Direnci: 2025 İlk Çeyrek Büyüme Raporu

Büyüme Kompozisyonunda Yeni Dengeler... Türkiye ekonomisinin 2025 birinci çeyrek performansı üzerine gözlemler
Mayıs 30, 2025
konu yorum

Türkiye, 2024’ün son çeyreğinde hane halkı tüketimini ön plana çıkaran bir büyüme kompozisyonu kaydetmişti. 2025’in ilk çeyreğinde ise ekonomik aktörlerin odak noktası, bu “tüketim ağırlıklı” trendin korunup korunmadığı ve sanayi, tarım gibi diğer alanlardaki gelişmeler oldu. Borsa İstanbul’un yatay negatif fiyatlaması (₺9.161 civarı endeks seviyesi; %0,1 düşüş) büyüme verisi öncesi temkinli havayı yansıttı.

1. Büyüme Verisinin Ana Hatları

Yıllık büyüme: %2 (zincirlenmiş hacim endeksi; önceki yılın aynı çeyreğine göre)
Sektörel performans:

  • İnşaat: +%7,3 (toplam katma değerde başı çekti)

  • Bilgi ve iletişim: +%6,1

  • Hizmetler: +%4,7

  • Mesleki, idari hizmetler: +%4

  • Gayrimenkul: +%2,4

  • Vergiler eksi sübvansiyonlar: +%1,8

  • Finans ve sigorta: +%0,5

  • Kamu yönetimi, eğitim, sağlık: +%0,3

  • Sanayi: –%1,8

  • Tarım: –%2,0

Sanayi ve tarımdaki daralmalar dikkat çekici olmakla birlikte, hizmetlerdeki yavaşlamanın, ’nın la mücadele stratejisine hizmet ettiği söylenebilir.

2. Tüketim Tarafı ve Güven Endeksi

Hane halkı nihai tüketim harcamaları, çeyreksel bazda %2 artış gösterdi (2024 son çeyrekte %3,9’du). , enflasyonun gerilemesi ve maaş güncellemeleriyle bozulmamış; bu da tüketimde sert düşüş beklenmediğini doğruladı. Çeyreklik bazda tüketim %0,4 daralsa da yıllık %2 artış, dengeli bir dezenflasyon süreciyle uyumlu bulundu.

Değerlendirme:

  • Tüketim seviyesindeki makul düşüş, para politikasının amaçladığı soğuma etkisini gösteriyor.

  • Yüksek faizler tüketimi sınırlayan içsel bir faktör olurken, güven endeksindeki direnç olumlu okundu.

3. Üretim Yöntemiyle Büyüme ve Sanayi Görünümü

Sanayi sektöründeki %1,8 daralma, öncü göstergelerle uyumlu olarak beklenen bir gelişme. İmalat sanayinde, önceki çeyrekteki %1,4’lük zayıflama, –%2,4’e ulaştı. Bu alandaki volatilite, küresel şoklar ve artan belirsizliklerden kaynaklandı. Tarımda %2’lik daralma da tarımsal üretimde iklim ve girdi maliyetleriyle ilişkilendirildi.

Değerlendirme:

  • Sanayi verilerindeki zayıf seyir, büyümeyi yukarı çekme potansiyelini sınırlıyor.

  • İhracatta çok hafif daralma (%0,01), ithalatta ise %3 artış; kur değerlenmesi ve küresel talep zayıflığının birlikte değerlendirilebileceğine işaret ediyor.

4. Harcama Kompozisyonu ve Etkileri

Sabit sermaye oluşumu: %2,1 artış (önceki çeyrekte %6,1’den geriledi)
Kamu harcamaları: %1,2 artış (önceki çeyrekte %1,6)
İthalat: %3 artış (önceki çeyrekte %1,6)
İhracat: %0,01 daralma (önceki çeyrekte –%2)

İş gücü ödemelerinin toplam içinde %44’e yükselmesi, maaş güncellemelerinin yansımalarını gözler önüne serdi. Bu güçlü artış, tüketimde sert düşüş olasılığını azalttı. Öte yandan sabit sermaye ve kamu harcamalarındaki yavaşlama, yatırım talebinin yüksek faiz ve küresel belirsizlik kaynaklı erteleme eğilimine girdiğini doğruladı.

5. Politik Faiz ve İleriye Dönük Perspektif

Merkez Bankası’nın yıl başında sıkı para politikası; ardından ara verip tekrar sıkılaşma eğilimi, büyüme-kompozisyon dengesini doğrudan etkiledi. Büyüme verisinin ardından, politika yapıcılar ikinci çeyrek performansına ilişkin değerlendirmelerini güncelleyecek.

Öngörüler:

  • İkinci çeyrek: Çeyreklik bazda daha zayıf seyir (mevsimsellik ayarlı)

  • Yatırım: Yüksek faiz ve belirsizlik koşullarının belirgin destek sağlamaması

  • Tüketim: Döngüsel direnç, ancak ek zamlar ve beklenmedik harcama artışları görülmediği sürece makul sınırda kalacak

Sonuç

Türkiye ekonomisinin büyümesi, tüketim kaynaklı destekle birlikte sanayi, tarım ve yatırım ayağındaki daralmayı dengelemeye çalıştı. Enflasyonun gerilemesi ve güven endeksinin korunduğu ortamda tüketim, büyümenin lokomotifi olurken; yüksek faiz politikalarının etkisiyle hizmetlerde yavaşlama hedeflendi. İkinci çeyreğe ilişkin veriler, ekonomik rotanın ne ölçüde korunacağını gösterecek; politika yapıcıların faiz kararlarında büyüme ve enflasyon arasındaki hassas dengeyi gözetmesi kaçınılmaz görünüyor.

Latest from EKONOMİ

Clive Stafford Smith: Hunter’dan Hoover’a: Merhamet nasıl bir sirke dönüştü?
Önceki Hikaye

Clive Stafford Smith: Hunter’dan Hoover’a: Merhamet nasıl bir sirke dönüştü?

John Steinbeck: Amerikan ve Toplumsal Vicdanın Sesi
Sonraki Hikaye

John Steinbeck: Amerikan ve Toplumsal Vicdanın Sesi

Git

Don't Miss