İnsan atalarımızın Dünya’da dolaşmaya başlaması 6 milyon yıl öncesine dayanıyor. Peki, onların varlıklarına dair en eski arkeolojik kanıtlar nerede bulunuyor? Bilim dünyası bu sorunun cevabını ararken, iki farklı arkeolojik alan öne çıkıyor: Kenya’daki Lomekwi 3 ve Etiyopya‘daki Gona. Bu iki alan, insanlığın en eski izlerini taşıdığı düşünülen yerler olarak arkeoloji camiasında yoğun tartışmalara yol açıyor.
Kenya’nın Batı Turkana bölgesinde yer alan Lomekwi 3, yaklaşık 3,3 milyon yıl öncesine tarihlendirilen taş eserler ve hominin kemikleri barındırıyor. Bu alan, 2015 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma ile dünya çapında ilgi çekti. Araştırmacılar, bu buluntuların arkeolojik kayıtlar için “yeni bir başlangıcı” temsil ettiğini belirttiler. Bu taş eserlerin, muhtemelen Australopithecus afarensis türü tarafından yapıldığı düşünülüyor. Ancak, bu alanın tarihlendirilmesi ve buluntuların ait olduğu dönem konusunda bilim insanları arasında bir uzlaşma sağlanmış değil.
Etiyopya’daki Gona ise yaklaşık 2,6 milyon yıl öncesine tarihlendirilen taş aletleriyle dikkat çekiyor. Gona, onlarca yıllık araştırmalar ve akademik incelemeler sonucunda elde edilen sağlam kanıtlarla, Dünyanın En Eski Arkeolojik alanı olarak kabul ediliyor. Bu taş aletlerin, Australopithecus garhi tarafından yapılmış olabileceği düşünülüyor.
Arkeoloji dünyasında Lomekwi 3 ile Gona arasındaki bu rekabet, bilim insanlarını ikiye bölmüş durumda. Cape Town Üniversitesi’nden arkeolog Yonatan Sahle, bu tartışmanın arkeoloji camiasını ciddi şekilde böldüğünü ifade ediyor. Sahle’ye göre, Gona’daki taş aletler, arkeolojik toplulukların kronolojik ve davranışsal bağlamını anlamak için en sağlam kanıtları sunuyor.
Öte yandan, Smithsonian İnsan Kökenleri Programı Direktörü Rick Potts, Lomekwi 3’ün “taş üzerine taş vurulduğuna dair sağlam kanıtlara sahip en eski alan” olduğunu savunuyor. Ancak, bu taş eserlerin tam olarak hangi amaçla yapıldığı ve kullanıldığı hala net değil. Bazı bilim insanları, Lomekwi 3’teki insanların taşları birbirine vurma eyleminin alet yapımından ziyade başka bir amaca hizmet etmiş olabileceğini düşünüyor.
Lomekwi 3 ve Gona arasındaki bu bilimsel çekişme, gelecekte yapılacak daha kapsamlı araştırmalarla netlik kazanabilir. Ancak şu an için, dünyanın en eski arkeolojik alanı konusunda kesin bir sonuca varılmış değil. Bu iki alanın ötesinde, Etiyopya’nın Afar bölgesindeki Ledi-Geraru gibi başka adaylar da bulunuyor. Ledi-Geraru, yaklaşık 2,8 milyon yıl öncesine tarihlendirilen buluntularıyla bu tartışmaya yeni bir boyut kazandırabilir.
Sonuç olarak, insanlık tarihinin en eski izlerini arayan bilim insanları, Kenya ve Etiyopya’da keşfedilen bu alanlar üzerinde derinlemesine tartışmaya devam ediyor. Hangi alanın gerçekten en eski olduğu sorusu hala belirsizliğini koruyor, ancak bu arkeolojik buluntular, insanlık tarihinin derinliklerine ışık tutmaya devam ediyor. Giza piramitleri ve Stonehenge gibi ünlü yapılarla karşılaştırıldığında, bu alanların ne kadar eski olduğunu anlamak, insanlık tarihinin evrimsel sürecini kavramak açısından büyük bir öneme sahip.