Üç bölümlük Çin’in yapay zekâ gelişimindeki temel eğilimlere dair yazıyı yayımladığımdan beri, ülkede yapay zekâya yoğun şekilde yatırım yapan bazı girişim sermayedarlarıyla (VC) görüştüm. Bu görüşmeler sonucunda Çinli yapay zekâ şirketlerinin stratejisi netleşti ve öngörülerimle örtüştü.
Kısaca özetlemek gerekirse, Çin’deki yapay zekâ aktörleri; tıpkı Çin’in elektrikli araç (EV), fotovoltaik (güneş enerjisi) ve biyofarma sektörlerinde olduğu gibi, bu iş kollarının ekonomik yapısını değiştirerek başarıya ulaşmayı hedefliyor. Açık bir ifadeyle, yapay zekâ kullanımını büyük ölçekli ve düşük maliyetli hâle getirerek, yüksek maliyetli ve yüksek kârlı iş modellerine sahip rakiplerini saf dışı bırakmayı planlıyorlar.
Bağlam
2018’den bu yana, ABD hükümeti Çin’in yapay zekâ gelişimini boğmak amacıyla çip ihracatını kısıtlama ve ABD’de geliştirilen en gelişmiş yapay zekâ modellerine erişimi engelleme politikaları yürütüyor. Ancak DeepSeek’in piyasaya sürülmesi bu boğazlamayı kırdı ve Çin’in direnç kapasitesi ile yenilik potansiyelini ortaya koydu.
Bunun ardından ABD hükümeti, devlet kurumlarında DeepSeek kullanımını yasaklamaya başladı ve OpenAI, DeepSeek’in ABD genelinde yasaklanması için lobi faaliyetleri yürütüyor. ABD yönetiminin, tıpkı Huawei örneğinde olduğu gibi, müttefik ülkelere de DeepSeek’i yasaklamaları için baskı yapması muhtemel. Benzer kısıtlamaların diğer Çinli yapay zekâ şirketlerine de uygulanması bekleniyor.
Çinli şirketlerin yanıtı ise dikkat çekici. DeepSeek’in piyasaya sürülmesinden bu yana, Çin’den birbiri ardına yüksek performanslı yapay zekâ modelleri gelmeye başladı: Alibaba’nın Qwen’i, ByteDance’in Doubao’su, Tencent’in Hunyuan’ı ve Baidu’nun Ernie’si.
Bu modeller, ABD’li rakiplerinin aksine, açık kaynaklı ve ücretsiz şekilde sunuluyor – yani dünyadaki herkesin indirip değiştirebileceği ve entegre edebileceği biçimde dağıtılıyorlar.
Peki neden bunu yapıyorlar ve bu stratejinin arkasındaki düşünce nedir?
Stratejilerin Karşılaştırılması
Kasım 2022’de ChatGPT’nin piyasaya sürülmesinden bu yana, OpenAI, Microsoft, Google ve Meta gibi Amerikan teknoloji devleri benzer bir strateji izledi: Nvidia’dan en gelişmiş yapay zekâ çiplerini stokladılar, veri merkezlerine on milyarlarca dolar yatırım yaptılar, kapalı ve tescilli büyük dil modelleri (LLM) geliştirdiler ve ürünlerini yüksek abonelik veya lisans ücretleriyle ticarileştirdiler.
Bu teknoloji firmaları yapay zekâyı ayrıcalıklı bir kaynak olarak görüyor ve en güçlü modellerine erişimi ödeme duvarlarının arkasında tutuyor. OpenAI, Google DeepMind ve Anthropic, en gelişmiş yapay zekâ modellerine tam erişimi yalnızca ücretli abonelikler veya kurumsal anlaşmalar yoluyla sağlıyor. Yatırımcılar bu yapay zekâ projelerine milyarlarca dolar değer biçiyor çünkü yüksek getiri bekliyorlar.
Temelde, Silikon Vadisi şirketlerinin yapay zekâ yatırımı; yüksek maliyetli, yüksek kârlı ve tescilli fikrî mülkiyetlerle korunan bir iş modeli üzerine kurulu. Bu iş modeli, ham bilgi işlem kapasitesi için gereken devasa yatırımlarla daha da sağlamlaştırılıyor – bu yatırım düzeyi sadece dünyanın en zengin teknoloji devlerinin karşılayabileceği düzeyde ve olası rakiplerin önünü baştan kesiyor.
Çin’in stratejisi ise tam tersi yönde ilerliyor. En gelişmiş bilgi işlem kaynaklarına erişimi engellenen Çinli şirketler – en büyükleri dahi – en iyi çiplere sahip olmadan yüksek performanslı modeller geliştirmek için yenilikçi çözümler üretmeye zorlanıyor. Ham bilgi işlem gücü yerine, Çinli şirketler mühendislik zekâsına ve algoritmik optimizasyona odaklanarak modeller geliştiriyor.
Modelleri Amerikan rakipleriyle denk seviyeye ulaşmaya başladığında, bu şirketler ürünlerini açık kaynak hâline getirerek, küresel geliştirici kaynaklarını bir araya toplamaya ve ilerlemeyi hızlandırmaya karar verdi.
Bu yaklaşımın birkaç belirgin avantajı bulunuyor:
-
En gelişmiş yapay zekâ çiplerine olan bağımlılığı azaltır
-
Sermaye yatırımı ihtiyacını düşürür
-
Geliştirme sürecini merkezi olmaktan çıkarıp küresel yapay zekâ yetenek havuzundan yararlanır
-
En iyi çiplere erişimi olan geliştiricilerin model iyileştirmelerine katkı sağlamasını mümkün kılar
-
Daha hızlı yineleme sağlar. Yapay zekâ, yineleme yoluyla gelişir. Her yeni sürüm, öncekini temel alarak zayıf yönleri düzeltir, yetenekleri genişletir ve verimliliği artırır.
Açık kaynak modeli sayesinde, Çinli yapay zekâ şirketleri küresel geliştiricilerin sürekli olarak modelleri iyileştirdiği bir ekosistem yaratıyor – tüm geliştirme maliyetlerini tek başına üstlenmeden.
Bu tür bir yaklaşım, yapay zekânın ekonomik yapısını temelden değiştirecek. Eğer açık kaynaklı yapay zekâ, ABD’nin tescilli modelleri kadar güçlü hâle gelirse, temel yapay zekâ modellerinden para kazanma imkânı ortadan kalkar. Ücretsiz, açık ve aynı derecede yetenekli bir alternatif varken neden kapalı modellere para verilsin?
Çinli şirketler, temel yapay zekâ modellerini ücretsiz ve bol hâle getirerek, büyük sermaye yatırımı üzerine kurulu kapalı ve tescilli sistemlere dayalı gelir modelini yıkmayı hedefliyor.
Yan etkisi olarak, bu hamle çip kısıtlamalarının etkisini azaltacak ve Amerikan yapay zekâ şirketlerinin finansal üstünlüğünü geçersiz kılacaktır.
Elbette, açık kaynaklı ücretsiz yapay zekâ modeli bir amaç değil, bir araçtır. Çinli oyuncuların nihai hedefi, yapay zekâyı temel modellerden uygulamalara taşımak – burada Çin’in doğal üstünlüğü bulunuyor: veri ve pazar. Paraya çevirme, yapay zekânın sektörlere ve tüketici kullanım alanlarına entegre edilmesiyle uygulama seviyesinde gerçekleşecek.
Yani Çinli yapay zekâ şirketleri para kazanmayı modellerin kendisinden değil, bu modelleri kullanan çözümler satarak, yapay zekâ ile çalışan donanımlar üreterek ve tüketici ürünleri ve hizmetlerine yapay zekâyı entegre ederek sağlayacak. İnsan benzeri robotlar, otonom sürüş, akıllı altyapılar, üretim ve sağlık hizmeti uygulamalarında büyük kâr potansiyelleri bulunuyor.
Çin devleti şimdiden telekom, bankacılık, limanlar ve enerji gibi devlet işletmelerinde, hastane, okul ve kamu ofisleri gibi kamu hizmetlerinde yapay zekâ uygulamalarını hızlandırıyor. Özel sektör de – otomotiv, elektronik, ilaç ve tüketici ürünleri gibi alanlarda – yapay zekâyı hızla benimsiyor. Kitlesel pazara geçiş sağlandığında, yapay zekâ her yerde olacak ve ucuzlayacak.
Açık kaynak yapısı sayesinde Çinli modeller diğer ülkelerde de rekabeti tetikleyecek çünkü herkes eşit şartlarda yarışacak. Çin’in iddiası şu: modeller sürekli olarak geliştirildikçe, ekosistemdeki herkes fayda sağlayacak. Ancak en büyük faydayı Çin görecek, çünkü en büyük pazar ve en fazla veriye sahip ülke – ki bunlar, en iyi uygulamaları geliştirmek için kritik unsurlar.
Eğer Çin bunu başarırsa, bu zafer, elektrikli araç endüstrisinde gördüğümüz son örnekte olduğu gibi, “şerit değiştirerek” rekabeti zekice alt eden bir başka başarı hikâyesi olacak.
makalenin kaynağı: https://huabinoliver.substack.com