Türkiye'nin Uluslararası Arenadaki Mücadelesi ve Yeni Anayasa Tartışmaları

Türkiye’nin Uluslararası Arenadaki Mücadelesi ve Yeni Anayasa Tartışmaları

Ekim 13, 2024
konu yorum

TBMM Başkanı ’un İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleştirdiği temaslar, Türkiye’nin uluslararası platformlardaki etkinliği ve özellikle Filistin meselesine verdiği desteği bir kez daha gözler önüne serdi. Kurtulmuş, Cenevre’de, Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 149. Genel Kurulu’na katılmak üzere bulunduğunu belirtirken, bu önemli toplantı kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin (İSİPAB) istişare toplantısına da katıldı. Bu toplantının başlıca gündem maddesi, Filistin halkının haklı mücadelesinin desteklenmesi ve İsrail’in saldırgan tutumunun uluslararası arenada durdurulması oldu.

Kurtulmuş’un konuşmasında öne çıkan unsurlardan biri, Cezayir ve Filistin tarafından sunulan acil gündem talebiydi. Bu talep, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının durdurulması ve uluslararası hukukun Filistin lehine işlemesi amacıyla gündeme getirildi. Kurtulmuş, bu talebin genel kurulda kabul edilmesi ve oylanması için Türk heyeti olarak büyük bir çaba sarf edeceklerini belirtti. Zira Kurtulmuş’un vurguladığı üzere, daha önce yapılan bir genel kurulda benzer bir tasarı sadece 12 oy eksikliği dolayısıyla kabul edilmemişti. Bu kez, gerekli çoğunluğun sağlanması için daha büyük bir gayret gösteriliyor.

Kurtulmuş’un konuşması, Türkiye’nin Filistin konusundaki kararlı duruşunu bir kez daha vurgularken, aynı zamanda uluslararası hukuk zemininde adaletin sağlanması adına ne kadar önemli bir rol üstlendiğini de ortaya koydu. Filistin halkının yanında durmak, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel düzeyde de bir adalet mücadelesi verdiğini gösteriyor.

Yeni Anayasa Tartışmaları: Esasa Değil Usule Odaklanmalı

Kurtulmuş’un İsviçre temasları kadar, iç politikada da önemli mesajlar verdiği başka bir konu daha var: Türkiye’nin yeni anayasa çalışmaları. Türkiye’de uzun süredir gündemde olan , zaman zaman yanlış anlaşılmalar ve spekülasyonlarla da gündeme geliyor. Kurtulmuş’un Meclis açılışında yaptığı bir konuşmanın ardından, özellikle 3. madde üzerinden yeni bir tartışma doğmuş durumda. Ancak Kurtulmuş, bu spekülasyonların asılsız olduğunu belirterek, anayasanın ilk dört maddesi hakkında hiçbir tartışmanın söz konusu olmadığını net bir dille ifade etti.

TBMM Başkanı olarak, anayasa yapım sürecine dair temel görevini “şeffaflık ve kapsayıcılık” olarak tanımlayan Kurtulmuş, bu süreçte tüm siyasi partilerle temasların sürdüğünü ve hiçbir partinin kategorik olarak kapıları kapatmadığını vurguladı. Anayasa yapım sürecinde eleştirilerin demokrasinin bir gereği olduğunu belirten Kurtulmuş, sürecin sonunda geniş bir konsensüs sağlanarak anayasanın parlamentoda kabul edilmesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Kurtulmuş’un dikkat çektiği önemli bir diğer husus ise, anayasa yapım sürecinde sadece siyasi partilerin değil, hukuk fakülteleri, sivil toplum kuruluşları ve yargı camiası gibi birçok farklı kesimin de sürece dahil edilmesi gerektiği. Anayasa değişikliği gibi hayati bir konuda yalnızca siyasi irade değil, toplumsal bir mutabakatın da önemine vurgu yapılıyor.

Sonuç olarak, Kurtulmuş’un altını çizdiği gibi, anayasa tartışmaları esastan önce usule odaklanmalı. Anayasanın hangi maddeleri içereceğinden ziyade, nasıl yapılacağı, sürecin demokratik ve şeffaf bir şekilde nasıl yürütüleceği daha kritik. Anayasaların ruhuna uygun bir yapım süreci, demokratik bir ülkenin en temel gereksinimi olarak ön plana çıkıyor.

Algı Yönetimi ve Gerçekler

Kurtulmuş’un Gazi Üniversitesi’nde yaptığı konuşmanın ardından ortaya çıkan “3. madde tartışması” ise başlı başına bir algı operasyonu olarak değerlendiriliyor. TBMM Başkanı, konuşmasında 3. madde ile ilgili herhangi bir ifadede bulunmadığını ve bu konuda yaratılan algının tamamen yanlış olduğunu belirtti. Türkiye’de anayasa tartışmaları her zaman hassas bir konu olmuştur ve Kurtulmuş da bu konuda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Özellikle ilk dört madde gibi ülkenin temel yapı taşlarını oluşturan konular üzerinde gereksiz spekülasyonlar yaratmanın süreci zedeleyeceği aşikâr.

Neticede, Türkiye’nin yeni bir anayasa yapım sürecine girmesi, demokrasinin olgunlaşması adına büyük bir fırsat. Ancak bu fırsatın doğru bir şekilde değerlendirilmesi için sürecin sağlıklı yürütülmesi, tartışmaların doğru zeminde yapılması gerekiyor. Algı oyunlarına değil, gerçeklere odaklanarak ilerlemek, Türkiye’nin demokratik geleceği için hayati önem taşıyor.

Latest from Yorum

Maariv: Binyamina Bölgesine Yapılan İHA Saldırısında Yaralı Sayısı 67'ye Yükseldi
Önceki Hikaye

Maariv: Binyamina Bölgesine Yapılan İHA Saldırısında Yaralı Sayısı 67’ye Yükseldi

Hizbullah İsrail'in askeri üssünü vurdu!
Sonraki Hikaye

Hizbullah İsrail’in askeri üssünü vurdu!

Git

Don't Miss