FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in ölümü, hem Türkiye hem de ABD’de tartışmaları beraberinde getirdi. Pensilvanya’da bulunan kampında uzun süredir yaşayan Gülen’in sağlık durumu, geçtiğimiz Çarşamba günü hastaneye kaldırılmasıyla kötüleşti ve ardından ölümü kesinleşti. Ancak bu ölüm haberiyle ilgili farklı iddialar ortaya atıldı. Yeğeni Kemal Gülen’in 18 Ekim’de sosyal medyada paylaştığı bilgi, resmi kaynaklar tarafından doğrulanmasa da günlerce konuşuldu.
Gülen’in Ölümü ve Çelişkili Açıklamalar
Nevzat Çiçek’in aktardığı bilgilere göre, Gülen’in sağlık durumu ve ölümü hakkında çelişkili bilgiler dolaşıyor. Kemal Gülen’in iddiasına göre Gülen 18 Ekim’de vefat etmişti. Ancak hastaneye Çarşamba günü yatırıldığı ve böbrek yetmezliği ile kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. ABD’deki bazı kaynaklar ise hastanede ölüm anını doğrularken, bu süreçte Gülen’in destekçileri ve örgüt mensupları arasında da farklı yorumlar ortaya çıktı.
Yeni Bir Dönem Başlıyor mu?
Gülen’in ölümünün ardından örgütün geleceği tartışılmaya başlandı. Örgütün liderliği konusunda birkaç farklı senaryo üzerinde duruluyor. Örgütün başına Suat Yıldırım veya Mustafa Özcan gibi isimlerin geçebileceği konuşulurken, daha önce yapılanma içinde yer almış olan bazı isimlerin liderliği üstlenebileceği ifade ediliyor. Örgütün finansman yapısının da önümüzdeki dönemde nasıl şekilleneceği merak konusu.
Örgüt içinde farklı kıtalardaki imamların, ülkelerdeki faaliyetleri bağımsız olarak sürdürebileceği ve liderlikten bağımsız hareket edebileceği düşünülüyor. Özellikle Afrika, Orta Asya ve Avrupa’da özerklik arayışları gözlemlenebilir.
Gülen’in Ölümlü Olduğunun Kabulü
Örgüt mensuplarının bir kısmı, uzun süredir Gülen’in “kurtarıcı” olarak nitelendirildiğini ve bu algının ölümüyle sarsıldığını belirtti. Hasan Öztürk’e göre, Gülen’in ölümünün ardından cemaatte çözülmeler başlayabilir ve liderliğin boşluğundan faydalanarak örgüt içinde farklı gruplar öne çıkabilir. Öztürk, ABD’nin örgüt üzerindeki kontrolünü sürdürmek isteyeceği ve parçalanmayı engellemeye çalışacağını ifade etti.
Jeopolitik Yansımalar
Gülen’in ölümünün Türkiye’nin ve diğer ülkelerin FETÖ’yle mücadele çabalarını nasıl etkileyeceği de tartışılıyor. Çiçek’e göre, ABD’nin Gülen’in ölümü sonrası örgütle olan ilişkisinin devam edeceği ve örgütün farklı ülkelerdeki yapılanmasını kullanmaya çalışacağı düşünülüyor. Rusya’nın örgütü “ABD’nin aparatı” olarak nitelendirip sınır dışı etmesi gibi hamleler, diğer ülkelerin de benzer tutumlar sergileyebileceği sinyalini veriyor.
Sonuç olarak, Gülen’in ölümünün FETÖ içinde bir dönüm noktası olacağı kesin. Örgüt içindeki liderlik tartışmaları, finansal kavgalar ve jeopolitik etkiler, önümüzdeki süreçte dikkatle izlenecek konular arasında yer alıyor. ABD’nin bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı ve örgütün liderlik yapısının nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.