Amerika Birleşik Devletleri, oldukça gergin ve kutuplaşmış bir atmosferde yaklaşan başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Ülke son on yılda daha önce hiç görülmemiş seviyelerde politik kutuplaşma yaşadı. Bir zamanlar seçime katılımın dahi düşük olduğu ABD’de, artık seçmenler sandığa “bu seçim, hayatımızın en önemli seçimi” diyerek gidiyor. Her iki taraf da seçimi kaybetmenin büyük bir felaket olacağına inanıyor ve siyasi retoriklerini bu doğrultuda şekillendiriyor.
Demokratlar, Trump’ın tekrar kazanması durumunda ülkenin demokratik değerlerinin tehdit altına gireceğinden endişe ederken, Cumhuriyetçiler ise Trump’ın kazanmaması durumunda “ülkenin yok olacağı” fikrini savunuyor. Bu atmosfer, toplumun her kesiminde gerginlik yaratmış durumda. Öyle ki seçim güvenliğini sağlamak için yerel polisler özel tedbirler alıyor, seçim merkezlerine güvenlik güçleri yerleştiriliyor ve panik düğmeleri kuruluyor.
Trump’ın Siyasi Şiddet İhtimali ve Hukuki Savaşlar
Trump, kendisinin seçimleri kaybetmesi durumunda sonuçları kabul etmeyeceğinin sinyallerini veriyor. Hatırlanacak olursa, 6 Ocak 2021’de yaşanan olaylarda Trump’ın destekçileri, seçim sonuçlarını kabul etmediklerini duyurarak Kongre binasına saldırmıştı. Trump’ın bu seçimlerde de benzer bir itiraz süreci başlatabileceği tahmin ediliyor. Trump için bu seçimin ayrı bir anlamı da var: Başkanlığı kaybetmesi durumunda, hakkında devam eden hukuki süreçlerin hız kazanması ve hapis cezası alma ihtimali yüksek. Bu nedenle, Trump’ın son ana kadar direnmesi ve kaybettiği durumda bile sonuçları tanımama ihtimali oldukça yüksek.
Kritik Eyaletler: Michigan ve Pennsylvania
ABD seçimlerinde bazı eyaletler, sonuçları belirleyici bir rol oynar. Bu seçimde de özellikle Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania eyaletleri kilit durumda. Bu eyaletler, Biden’ın 2020 seçimlerinde küçük farklarla kazandığı yerlerdi. Demokratlar, bu eyaletlerde tekrar galip gelmedikleri takdirde seçimi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak. Özellikle Michigan eyaletinde Arap ve Müslüman seçmenler önemli bir rol oynuyor. İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili gelişmeler, Arap ve Müslüman seçmenlerin Demokrat Parti’ye duyduğu güveni zedelemiş durumda. Michigan’da Demokratların bu seçmen kitlesini kaybetmesi, Biden’ın seçimleri kazanma ihtimalini oldukça düşürebilir.
Trump’ın Göçmen Politikalarına Tepki ve Müslüman Seçmenlerin Tereddüdü
Trump, göçmen karşıtı politikalarıyla bilinen bir isim ve 2017’de başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Müslümanların Amerika’ya girişini kısıtlayan bir kararnameyi imzalamıştı. Bu durum, Müslüman seçmenler arasında Trump’a karşı duyulan güvensizliği artırdı. Ancak ilginç bir şekilde Trump, seçim kampanyasında farklı kesimlere hitap ederek kendine yakın olmayan seçmenlerin desteğini kazanmak için yoğun bir çaba sarf ediyor. “Eğer ben başkan olsaydım bu savaşlar olmazdı” gibi söylemlerle Müslüman seçmenleri etkilemeye çalışsa da, bu çabaların ne kadar başarılı olacağı henüz belirsiz.
Avrupa ve Dünya Trump’ın Kazanmasından Endişeli
Trump’ın tekrar başkan seçilmesi, NATO ve Avrupa Birliği açısından potansiyel riskler taşıyor. Avrupa’daki hükümetler ve NATO yetkilileri, Trump’ın başkanlığı sırasında NATO’yu zayıflatabileceğinden endişe duyuyor. Trump, önceki döneminde NATO’dan çıkma ihtimalini dahi dillendirmiş ve Avrupa’daki güvenlik politikalarını zor durumda bırakmıştı. Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken NATO’nun gücünü koruması, Avrupa için hayati önem taşıyor. Bu nedenle Avrupa’daki genel eğilim, Kamala Harris’in seçimleri kazanması yönünde. Trump’ın kazanması durumunda ise Ukrayna’ya olan yardımların kesilmesi ve Rusya’nın Doğu Avrupa üzerindeki tehditlerinin artması olasılığı, Avrupa Birliği’ni kaygılandırıyor.
Türkiye-ABD İlişkilerinde Olası Senaryolar
Türkiye-ABD ilişkileri ise son yıllarda oldukça inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Harris’in kazanması durumunda Demokrat Parti’nin klasik çizgisinde seyredecek bir ilişkiler döneminin devam etmesi bekleniyor. Trump’ın kazanması durumunda ise iki liderin benzer dış politika anlayışları nedeniyle Türkiye ile daha yakın bir diyalog ihtimali olsa da, Trump’ın geçmişte Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımlar ve krizler göz önüne alındığında bu ilişkinin de ne derece istikrarlı olacağı belirsiz.
Amerika bu yıl, dünya için büyük bir anlam taşıyan bir seçime gidiyor. Bu seçimin sonuçları sadece ABD’yi değil, küresel politikayı da önemli ölçüde şekillendirecek. Özellikle Michigan ve Pennsylvania gibi kritik eyaletlerde alınacak sonuçlar, yeni bir dönemin başlangıcı ya da mevcut politikalarda köklü değişikliklerin habercisi olabilir.