Türk lirası üzerinde oynanan oyunlar, yine piyasalarda tansiyonu yükseltti. Haftanın son iş gününe doğru yaklaşırken, Offshore piyasalarda lira borçlanma maliyetleri ciddi bir artış yaşadı. Bloomberg’in haberine göre, liranın değer kaybını fırsat bilen yatırımcılar, TL üzerinden yürüttükleri carry trade pozisyonlarını kapatma yarışına girdi. Bu durum, Gecelik Faiz oranlarında adeta bir sıçrama yarattı.
Liranın Gecelik Faiz Oranında Sıçrama
Perşembe günü liranın gecelik vadeli getiri oranı tam 17 puan birden artarak yüzde 61’e çıktı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faiz oranı yüzde 50 seviyesinde sabitken, bu denli bir yükseliş, özellikle offshore piyasalarda TL likiditesinin ne denli daraldığını gözler önüne seriyor. Yurtdışındaki yatırımcıların TL pozisyonlarını hızla kapatmaları, bu sert artışın en büyük nedeni. Tabii burada gözden kaçmaması gereken kritik bir detay var: Bu gelişmeler, merkez bankasının ya da hükümetin politika değişikliği sinyali değil. Aksine, mevcut ekonomik dengeleme sürecinin bir parçası gibi görünüyor.
Aviva Investors’dan Nafez Zouk da bu duruma dikkat çekiyor. Zouk, yaşananların “carry trade çözülmesi” olduğuna vurgu yaparak, bunun bir makroekonomik kırılma değil, beklenen bir süreç olduğunu belirtiyor. Türk ekonomisinin bu tip piyasa dalgalanmalarına alışkın olduğunu söylemek yanlış olmaz; ancak liranın offshore piyasalardaki bu zayıflığı, yatırımcılarda kısa vadeli bir huzursuzluk yaratıyor.
Devlet Bankalarının Dolar Satışı: Dönemsel Müdahale mi?
Bu sırada Türkiye’deki devlet bankaları da sahnedeydi. Perşembe günü tatil öncesi artan döviz talebini karşılamak amacıyla dolar satışı gerçekleştirdiler. Buradaki amaç, lirayı desteklemek ve piyasadaki döviz talebini dengelemekti. Ancak, devlet bankalarının piyasaya dolar sürmesi, liranın yurtdışındaki likiditesini daha da daralttı ve offshore faiz oranlarının yükselmesine katkıda bulundu.
Bu tür müdahalelerin, kısa vadeli piyasa dengesizliklerini çözmek için geçici çözümler sunduğunu unutmamak gerekiyor. Fakat uzun vadede bu adımların sürdürülebilirliği ve etkisi, ekonominin genel gidişatıyla paralel ilerleyecektir.
Liranın Performansı ve Beklentiler
Ağustos ayı boyunca Türk lirası dolar karşısında yüzde 2,7 değer kaybederek gelişmekte olan piyasalar arasında en kötü performans gösteren üçüncü para birimi oldu. Bu durum, yatırımcılar arasında kısa vadeli bir güven kaybına yol açsa da, bazı stratejistler uzun vadede hala liranın taşıma işlemlerinde cazip olduğunu savunuyor. Deutsche Bank, liradaki zayıflığa rağmen uzun lira pozisyonlarının korunabileceği görüşünde. Citigroup ise lira alım tavsiyesini sürdürüyor.
Buradan çıkarılacak önemli ders şu: Türk lirası, dönemsel iniş çıkışlar yaşasa da, büyük fonlar ve stratejistler, liranın uzun vadeli potansiyeline hala güveniyor. Özellikle politika yapıcıların dengeli adımlar atması ve makroekonomik istikrarın korunması, liranın bu süreçte toparlanmasına yardımcı olabilir.
Bu noktada biz köşe yazarlarına düşen görev, günlük dalgalanmalardan ziyade uzun vadeli tabloya odaklanmak. Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda bu tür hareketler olağan; önemli olan ise uzun vadede atılan doğru adımlarla ekonomiyi stabilize edebilmek