editor
Donald Trump‘ın teknolojiye ve özellikle TikTok‘a olan yaklaşımı, zaman içerisinde dikkat çekici bir dönüşüm geçirdi. 2020 yılında başkanlık döneminde, TikTok’u ulusal güvenlik tehdidi olarak görüp bir başkanlık emriyle yasaklamaya çalışan Trump, bugün ise “Amerika’da TikTok’u kurtaracağını” iddia ediyor. Bu dramatik değişim, eski başkanın teknoloji politikalarındaki kaygan zemini ve genç seçmenlere yönelik yeni stratejisini ortaya koyuyor.
Trump’ın TikTok Dönüşü
Eski ABD Başkanı, Truth Social platformunda yayımlanan bir videoda, “Amerika’da TikTok’u kurtarmak isteyen herkes Trump’a oy versin” diyerek, TikTok’u kapatmak isteyen mevcut yönetimi eleştirdi. Bu mesaj, Biden yönetiminin TikTok’un ana şirketini uygulamayı satmaya zorlayacak bir tasarıyı gündeme getirmesiyle bağlantılı. Trump’ın bu hamlesi, TikTok’un özellikle genç kullanıcıları arasındaki popülaritesini hesaba katıyor gibi görünüyor. Nitekim TikTok, kısa süreli videolarıyla genç nesil arasında hızla yayılan bir fenomen haline gelmiş durumda.
Trump’ın 2020’deki TikTok’u yasaklama girişimi, o dönemde gençlerin ve teknoloji meraklılarının tepkisini çekmişti. Yasak, mahkeme kararıyla kaldırılmış olsa da, Trump’ın platforma karşı sert tutumu bir süre daha devam etti. Şimdiyse, TikTok’a olan desteği, genç seçmenleri cezbetme stratejisinin bir parçası olarak okunabilir. Trump’ın mesajı, gençlerin ilgisini çekmek için bir araç olarak TikTok’u kullanmayı hedeflediğini gösteriyor.
Teknoloji ve Siyasetin Kesişimi
Trump’ın TikTok’a olan desteği, aynı zamanda onun teknoloji devleriyle olan karmaşık ilişkisini de yansıtıyor. Trump, 2024’te TikTok’a katılarak, bu platformun görmezden gelinmesinin rakibi olarak gördüğü Facebook’u güçlendireceğini savundu. 2020 seçimleriyle ilgili hile iddialarını sürekli gündeme getiren Trump, Facebook’un bu süreçte olumsuz bir rol oynadığını iddia ediyor, ancak bu iddialarına yönelik somut bir kanıt sunmamış durumda.
Trump’ın TikTok’a olan yaklaşımı, sadece sosyal medya devleri arasındaki rekabetin bir yansıması değil, aynı zamanda Trump’ın kendi sosyal medya platformu Truth Social’ın yaşadığı zorlukları da gözler önüne seriyor. Truth Social’ın ana şirketi, halka açıldığından beri en düşük hisse senedi fiyatını görmüşken, Trump’ın TikTok’a yönelmesi, kendi platformunun zayıflığına dair bir işaret olarak değerlendirilebilir.
Genç Seçmenler ve Popüler Kültür
Trump’ın TikTok’u sahiplenmesi, özellikle genç seçmenlerin dikkatini çekmeyi amaçlıyor. Pew Research tarafından yapılan bir ankete göre, Amerikalıların sadece yüzde 32’si TikTok’un yasaklanmasını destekliyor, bu oran geçen yıl yüzde 50’ydi. Bu düşüş, özellikle gençler arasında TikTok’un yaygın olarak kabul gördüğünü ve sevildiğini gösteriyor. Trump, bu desteği arkasına alarak genç seçmenlerin gözünde cazibesini artırmayı hedefliyor.
Trump’ın TikTok stratejisi, popüler kültürle siyaseti harmanlayarak genç kitlelerin ilgisini çekmeyi amaçlayan bir taktik olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşım, geleneksel siyasi yöntemlerden ziyade, dijital platformlar üzerinden doğrudan etkileşimi tercih eden yeni nesil seçmenlere hitap etme arayışını yansıtıyor. TikTok, bu anlamda sadece bir sosyal medya platformu değil, aynı zamanda gençlerin siyasi bilinçlenmelerinde ve etkileşimlerinde kilit bir araç haline gelmiş durumda.
Trump’ın teknolojiye yönelik tavrındaki bu dramatik değişim, sadece bir sosyal medya platformuna duyulan ilgiden daha fazlasını ifade ediyor. Bu, eski başkanın yeni nesil seçmenlerle bağ kurma çabasının bir yansıması ve aynı zamanda teknolojinin, günümüz siyaseti üzerindeki dönüştürücü gücünün bir kanıtı. Trump, TikTok’ta bir yıldız olma iddiasını sürdürürken, teknolojinin ve sosyal medyanın Amerikan siyaseti üzerindeki etkisini de yeniden tanımlıyor. Bu dinamik, önümüzdeki seçimlerde Trump’ın kampanyasının nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor ve dijital çağın siyasetin sınırlarını nasıl genişlettiğini gözler önüne seriyor.
