ABD’de yaklaşan seçimler, yalnızca ülke içindeki dinamikleri değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlarıyla küresel bir merak konusu hâline geldi. Geçtiğimiz seçimlerde de tansiyon yüksekti; ancak bu sefer toplumun daha keskin kutuplara ayrıldığı gözlemleniyor. Sokaklar adeta çatışmalara hazır gibi: Dükkanlar kapalı, barikatlar kurulmuş. Seçim güvenliği ve sonuçların kabulü konusunda soru işaretleri var. Peki, bu kritik seçim yarışında kim öne çıkacak?
ABD İkiye Bölünmüş Durumda
ABD halkı, liderlerine adeta bir bağlılık duygusuyla oy veriyor. Partilerin ideolojik duruşlarından ziyade, adayların kişilikleri ve sembolize ettikleri değerler seçim sonucunu belirleyecek gibi görünüyor. Özellikle bu seçimlerde iki taraf arasındaki farklar oldukça dar; bazı kritik eyaletlerde adaylar arasındaki puan farkları yalnızca %0,5 seviyelerinde. Böyle bir tabloda, seçimin kazananının kim olacağına dair şüpheler de arttı. Örneğin, iki adaydan biri, diğerinin itiraz edeceği bir zafer ilan ederse, bu durum taraftarlar arasında çatışmalara neden olabilir.
Trump ve ekonomik Performansı
Donald Trump’ın seçmen kitlesiyle kurduğu bağ büyük ölçüde ekonomik performansına ve Göç politikalarına dayanıyor. Covid-19 salgını olmasaydı, 2019’un sonlarındaki ekonomik başarısıyla seçimi yeniden kazanması yüksek bir ihtimaldi. Ancak pandemi sürecinde yönetim tarzı, Trump’a desteği zayıflattı. Yine de, birçok Amerikalı, Trump’ın ekonomiyi Demokratlara göre daha iyi yönettiğine inanıyor.
Trump’ın göçmen politikası da seçimlerde önemli bir unsur. ABD’de yaklaşık 12-13 milyon kayıt dışı göçmen bulunuyor ve Trump bu göçmenlerin ülke dışına gönderilmesini savunuyor. Her ne kadar önerdiği yöntemler insan hakları ihlalleriyle eleştirilse de, birçok Amerikalı onun bu sert tavrını destekliyor. Demokratlar ise daha insancıl ve esnek bir göç politikası vaat etseler de, ABD kamuoyunda bu konuda güven kazanmakta zorlanıyorlar.
Harris’in Avantajları: Kadın Seçmen ve Sosyal Politikalar
Kamala Harris’in seçimde en güçlü kozlarından biri kadın seçmenler. Özellikle eğitimli, beyaz yakalı kadınlar arasında Harris’e olan destek oldukça yüksek. Harris’in kadın hakları ve kürtaj konusundaki duruşu, kadın seçmenler tarafından takdir ediliyor. Öte yandan, üniversite eğitimi almamış, iş güvencesi zayıf ve geleceğe dair umutlarını kaybetmiş erkek seçmenlerin çoğunlukla Trump’a yöneldiği görülüyor. Bu seçimler, kadın-erkek arasındaki bu ayrımı da bariz bir şekilde yansıtıyor.
Dış Politika: Seçim Sonuçlarını Etkileyebilir mi?
Uzmanlar, dış politikanın genelde ABD başkanlık seçimlerinde belirleyici olmadığını söylese de, bu seçimlerde durum farklı. ABD’nin küresel siyasetteki rolü, Ukrayna’da devam eden savaş, Çin’le yaşanan gerilimler ve NATO’nun geleceği gibi konular, iki adayın seçmen gözündeki imajını etkiliyor. Harris ve Trump’ın bu konulara farklı yaklaşımları, uluslararası politikaların seçmen tercihlerinde etkili olabileceğini gösteriyor.
Belirsiz Bir Tablo
Seçimin sonucunu öngörmek bu kez her zamankinden zor. Adaylar arasındaki yarış başa baş gidiyor ve her iki tarafın da zafer ilan edebileceği kritik eyaletler mevcut. Bu seçimlerin sonucunu yalnızca ABD değil, tüm dünya dikkatle takip ediyor. ABD’nin iç politikadaki bu gerilimi, dış politikadaki etkilerini ve ülkenin küresel gücünü nasıl etkileyecek? Yakın zamanda bu soruların cevabını alacağız.