Türkiye Asya'ya Yönelirken Erdoğan Sahada

Türkiye Asya’ya Yönelirken Erdoğan Sahada

Şubat 15, 2025
konu yorum
Author
Dr. Sinem Cengiz

Türkiye’nin Güneydoğu Asya ile ilişkileri, genellikle daha geniş bir stratejik dönüşümün parçası olarak görülmekte ve bu durum, ülkenin geniş kapsamlı dış politikasıyla uyum içinde gelişmektedir. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip , , ve ’ı kapsayan bir turne gerçekleştirdi. Bu turne birçok açıdan önemliydi ve daha yakından incelenmeyi hak ediyor.

2019 yılında Türkiye, Asya Yeniden Girişimi’ni (Asia Anew Initiative) üç ana hedefle hayata geçirdi: Asya ülkeleriyle savunma iş birliğini güçlendirerek Türkiye’nin savunma iş birliğini artırmak; Asya pazarlarına erişimi artırarak savunma alımlarına yönelik artan talebi karşılamak; ve bireysel ülkelerle ve bu ülkelerin üyesi olduğu bölgesel örgütlerle daha yakın ekonomik ilişkiler geliştirmek. Girişim, 2024’ten 2026’ya kadar çeşitli projeleri kapsamaktadır. Malezya ve Endonezya, ASEAN, BRICS, İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) ve Gelişmekte Olan 8 Ülke (D-8) gibi etkili örgütlerin üyesi olmaları nedeniyle önemli roller oynamaktadır.

Erdoğan’ın turne kapsamındaki ilk durağı, en son 2019’da ziyaret ettiği Malezya oldu. Malezya, Asya Yeniden Girişimi bağlamında birkaç nedenden dolayı özellikle önemlidir. Malezya, 2025 yılında ASEAN’ın dönem başkanlığını üstlenecek olan bir ülkedir ve Türkiye, 2013’ten bu yana ASEAN zirvelerine katılmaktadır. Türkiye şu anda örgütün sektörel diyalog ortağı konumunda olup, tam diyalog ortağı statüsü kazanmayı hedeflemektedir. ASEAN’ın kurucu üyelerinden biri olan Malezya’nın desteği, Türkiye’nin bu hedefe ulaşması için kritik öneme sahiptir.

Malezya aynı zamanda, Türkiye, İran, Pakistan, , Endonezya, Mısır ve Nijerya ile birlikte 1997 yılında İstanbul’da kurulan uluslararası bir örgüt olan D-8’in de üyesidir. Ayrıca İİT’nin aktif bir üyesi olan Malezya, Türkiye ile birlikte İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne yönelik diplomatik çabalarda önemli bir rol oynamıştır. Erdoğan’ın Malezya ziyareti sırasında ele alınan önemli konulardan biri de Gazze’nin yeniden inşasıydı: Malezya, bu amaçla bir fon oluşturulmasını destekleyeceğini ve Gazze ile Filistin için Doğu Asya Yeniden İnşa Planı’na eş başkanlık edeceğini taahhüt etti. Erdoğan, Gazze de dahil olmak üzere küresel insani meseleleri ele almak için İİT ve D-8 gibi platformların önemini vurguladı. Malezya aynı zamanda 2014 yılında Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ilk ASEAN ülkesi olmuştur.

Türkiye ile Güneydoğu Asya ülkeleri arasında savunma alanında giderek büyüyen bir ilişki söz konusudur. Malezya Savunma Bakanlığı, savunma yeteneklerinin geliştirilmesinde Türkiye’yi kilit bir aktör olarak tanımlamıştır. Özellikle Malezya, Türk deniz savunma ürünlerine büyük ilgi göstermektedir. Türk savunma devi STM, 2024 yılında Malezya ile üç korvet savaş gemisinin satın alınmasına yönelik bir anlaşma imzaladı. Türkiye-Malezya ilişkilerinin güçlü ivmesi, Erdoğan’ın ziyareti sırasında imzalanan 11 anlaşmada da açıkça görüldü.

Cumhurbaşkanının ikinci durağı, dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesi ve Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya oldu. İki ülke son yıllarda ilişkilerini önemli ölçüde güçlendirdi. 2022 yılında savunma, teknoloji, ormancılık ve çevre iş birliği alanlarında beş anlaşma imzaladılar. 2023 yılında ise ortak askeri tatbikatlar yapma ve savunma sanayii iş birliğini artırma konusunda mutabakata vardılar. Erdoğan’ın ziyareti sırasında, Endonezya savunma şirketi Republikorp ile Türkiye’nin Baykar’ı arasında Endonezya’da bir insansız hava aracı (İHA) üretim tesisi kurulmasına yönelik bir anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Roketsan, Aselsan, Havelsan ve Baykar gibi Türk savunma firmalarıyla yapılan başarılı ortak girişimlere atıfta bulunarak, bu büyüyen iş birliğini övgüyle andı. Bu ziyaret, aynı zamanda 2022 yılında kurulan İki Ülke Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’nin ilk toplantısına da ev sahipliği yaptı.

Erdoğan’ın turne kapsamındaki son durağı, beş yıl önce ziyaret ettiği Pakistan oldu. Türkiye, orta ölçekli bir savunma ortağı olan Pakistan ile özel bir bağa sahiptir ve uzun yıllardır Pakistan’ın askeri yeteneklerini güçlendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Bu ziyaret sırasında Pakistan, elektronik harp uçakları satın almak için bir anlaşma imzaladı. Bu, özellikle teknoloji transferi, ortak üretim anlaşmaları ve silah satışları gibi alanlarda zaten büyüyen savunma iş birliğinin bir başka sonucuydu. Aselsan ve Roketsan gibi Türk savunma şirketleri, Pakistanlı ortaklarla birlikte ileri teknoloji silahlar geliştirmek için çalışarak, Pakistan’ın yerli savunma üretimini artırmasına ve Batılı tedarikçilere olan bağımlılığını azaltmasına katkıda bulundu. Bu büyüyen askeri iş birliği, Türkiye-Pakistan ilişkilerini derinleştirdi ve Türkiye’nin önemli bir ortak olarak konumunu pekiştirdi.

Küresel güç dengesinin Batı’dan Doğu’ya kayması, “Asya’ya yönelme” eğilimi, Orta Doğu’daki değişen dinamikler ve Türkiye’nin pragmatik dış politikası, Ankara’nın Asya’ya yönelik dönüşünü şekillendirdi. Türkiye, şimdi Güneydoğu Asya’da etkisini genişletmeye çalışıyor ve bu bölge, bu katılımı sıcak bir şekilde karşılıyor. Ancak, Türkiye’nin stratejik hedeflerini bu bölgenin değişen dinamikleri ve çeşitli aktörler arasındaki artan rekabetle nasıl daha fazla uyumlu hale getirebileceğini düşünmek önemlidir. Liderlik düzeyindeki kişisel diplomasi, savunma yetenekleri ve ekonomik potansiyel, Türkiye’nin Asya’ya yönelik dönüşünü destekleyebilecek kilit unsurlardır. Ancak Türkiye’nin Güneydoğu Asya politikası, ekonomik ve savunma iş birliğinin ötesine geçerek, halklar arası ilişkilere daha fazla odaklanmayı ve sürdürülebilir bir çaba gerektirmektedir.

Kaynak: arabnews.com

Latest from Yorum

Rıza Müftüoğlu: Sistemi Değiştirmeliyiz
Önceki Hikaye

Rıza Müftüoğlu: Sistemi Değiştirmeliyiz

iPhone: Lüks Tüketim Aracı Haline Gelen Bir Teknoloji Harikası
Sonraki Hikaye

iPhone: Lüks Tüketim Aracı Haline Gelen Bir Teknoloji Harikası

Git

Don't Miss