Savunma sanayii, günümüzde ülkelerin güvenliği için hayati bir öneme sahip. Özellikle Ortadoğu gibi karmaşık ve sürekli değişen bir coğrafyada, bu konuyu ciddiyetle ele almak gerekiyor. Lübnan’da son dönemde yaşananlar, bu konuda hazırlıklı olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Ancak geçmişteki hatalardan ders alındı mı ve bu dersler geleceğe taşınıyor mu? Bu konuda bazı endişeler var.
Devletin, sadece dış tehditlere değil, içerden gelebilecek tehlikelere karşı da korunması gerekiyor. Bu, özellikle Savunma sanayii ve stratejik karar mekanizmaları için geçerli. Tarihte, FETÖ’nün devlete nasıl sızdığı ve bunun bedelinin nasıl ağır ödendiği hatırlanmalı. Devletin, bu tür yapıların içine sızmasını engellemek en temel görevlerinden biri olmalı.
Savunma sanayiinin milli olması gerektiği konusunda ise hiçbir tartışma olmamalı. Kıbrıs Savaşı’nda yaşanan zorluklar, o dönemde yeterli teknolojik donanımın olmamasından kaynaklanıyordu ve bu eksikliklerin bedeli ağır ödendi. Bugün ise bu hataları tekrarlamamak için gereken ne varsa yapılmalı. Siyasi çekişmeler ya da kişisel hesaplar, bu alanda yer bulmamalı.
İsrail’in Lübnan’da gerçekleştirdiği son saldırılar, sadece bir askeri operasyon değil, aynı zamanda etkili bir kamu diplomasisi olarak değerlendirilebilir. İsrail, bu saldırılarla sadece Hizbullah’a değil, tüm dünyaya güçlü bir mesaj verdi: “Teknolojiyle istediğim zaman sizi etkileyebilirim.” Bu tür gelişmeler, ülkelerin savunma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor. Türkiye’nin de bu süreçte bağımsız savunma politikaları oluşturma kararlılığını artırması gerekiyor.
Savunma sanayii, siyasetin konusu olmamalı. Bu konu, ulusal bir gerçekliktir; ya vardır ya da yoktur. Eğer milli bir savunma sanayii varsa, bu kabiliyetlerden yararlanılır; yoksa, bedeli ödenir. Bu nedenle, savunma sanayiinin milli olması ve jeopolitik mücadele alanında ayakta durması hayati önemdedir.
Özetle, savunma sanayii ve jeopolitik, modern dünyanın en önemli mücadele alanları arasında yer alıyor. Türkiye, hem dış tehditlere hem de içten gelebilecek manipülasyonlara karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturmalı. Bunun için milli savunma sanayiini her ne pahasına olursa olsun geliştirmek, ülkenin geleceği için atılması gereken en önemli adımlardan biridir.