Google‘ın arama motorunu birçok cihazda varsayılan olarak tutabilmek için Apple‘a her yıl milyarlarca dolar ödediği artık bilinen bir gerçek. Ancak bu anlaşma, Yargıç Amit Mehta’nın, Google’ın Microsoft’un Bing gibi rakiplerini kasten engelleyerek tekel oluşturduğuna hükmetmesiyle sorgulanabilir hale geldi. Apple’ın üst düzey yöneticisi Eddy Cue, Google’ın arama motoruna gerçek bir alternatif olmadığını belirterek bu ilişkiyi savunmuş olsa da, teknoloji devleri arasındaki bu finansal anlaşmanın simbiotik bir ilişki olduğu gözlemleniyor.
Microsoft’un Apple ile Bing arama motorunu satın alma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Microsoft’un Apple’a tüm şirketi satabileceğini ancak bunun bile yeterli olmayacağını belirten Eddy Cue, Bing’in kalite ve yanlışlık sorunlarının bu başarısızlıkta büyük rol oynadığını ifade etti. 2018 yılında yapılan son girişimler de sonuçsuz kaldı.
Google, Apple’a her yıl büyük miktarlarda para ödemeye devam etti ve bu durum Google’ın Antitröst yasalarını ihlal ettiği iddialarını gündeme getirdi. 2021’de ortaya çıkan mahkeme belgeleri, Google’ın arama motorunu varsayılan olarak tutabilmek için Apple’a 26 milyar dolar ödediğini gösterdi. Apple’ın kendi arama motorunu geliştirme planları ise Google’dan aldığı bu devasa miktarlar nedeniyle rafa kalktı. Eddy Cue, Google’ın arama motoruna bir alternatif olmadığını vurgulayarak, Microsoft’un Bing’i varsayılan arama motoru yapma tekliflerinin neden reddedildiğini açıkladı.
Devam eden antitröst davası, Yargıç Amit Mehta’nın Google’a karşı olan tutumunu ortaya koyarken, Apple’ın 2024 ve sonraki yıllardaki karını riske atabilir. Bu dava, Google’ın rekabeti engelleyici faaliyetlerinin sonuçlarını ve teknoloji devleri arasındaki anlaşmaların geleceğini şekillendirecek gibi görünüyor.
Google ve Apple arasındaki bu anlaşma, teknoloji dünyasında rekabetin ne kadar zorlu ve karmaşık olduğunu gösteriyor. Google’ın Apple’a ödediği milyarlarca dolar, hem Google’ın pazar hakimiyetini sürdürmesini sağlıyor hem de Apple’ın kendi arama motorunu geliştirme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bu durum, rekabetin ve yenilikçiliğin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Antitröst davalarının sonucu, teknolojide rekabetin korunması adına önemli bir dönüm noktası olabilir. Teknoloji devlerinin, pazar hakimiyetlerini korumak için yaptığı bu tür anlaşmaların daha sıkı denetlenmesi ve rekabetin teşvik edilmesi gerektiği açıkça görülüyor.