Tüketici Verileri Tehlikede: Trump Yönetimi, büyük veri şirketlerini Koruyor
ABD’de, tüketici haklarını korumakla görevli federal kurum olan Tüketici Mali Koruma Bürosu (CFPB), kişisel verilerin satışına dair sıkı düzenlemeler getiren yeni bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. Ancak bu düzenleme, Trump yönetimi tarafından zayıflatılmak isteniyor. Büyük teknoloji şirketleri ve veri komisyonculuğu yapan firmalar, milyarlarca dolarlık veri pazarını korumak için bu yasa tasarısının rafa kaldırılmasını istiyor.
Tasarı, telefon numaralarından gelir bilgilerine, kredi geçmişinden sağlık ve konum verilerine kadar birçok kişisel bilginin kontrolsüzce satılmasına sınırlamalar getiriyor. Ancak veri satıcıları, “dolandırıcılıkla mücadele” bahanesiyle bu düzenlemeye karşı çıkıyor.
Oysa bugüne kadar bazı veri şirketleri yaşlıları hedef alan dolandırıcılara milyonlarca kişinin bilgisini sattı. Epsilon adlı şirket, bu bilgileri bilerek dolandırıcılara verdiğini kabul etti ve 150 milyon dolarlık para cezası ödedi. Experian ve TransUnion gibi büyük veri şirketleri ise tüketicileri yanıltıcı uygulamaları nedeniyle defalarca dava edildi.
Trump’tan Veri Devlerine Büyük Kıyak
Trump yönetimi, tüketiciyi koruma alanındaki birçok düzenlemeyi ya iptal etti ya da etkisizleştirdi. Örneğin, kredi izleme hizmeti adı altında kullanıcıları ücretli üyeliklere zorlayan şirketlere yönelik cezai işlemler durduruldu. CFPB’nin iç denetim yetkileri zayıflatıldı ve nisan ayında kurumun %90’lık kadrosunu işten çıkarma girişimi başlatıldı. Bir mahkeme bu uygulamayı geçici olarak durdursa da, Trump’ın tüketici koruma sistemini işlevsiz hale getirme çabası dikkat çekiyor.
Kişisel Veriler “Ticari Mal” Haline Geldi
Bugün ABD’de 300 milyondan fazla kişinin internet tarayıcı geçmişi, uygulama kullanımı, adresleri ve cihaz bilgileri gibi verilerden oluşan dijital dosyalar, “tüketici dosyası” adı altında alınıp satılıyor. Özellikle internet üzerinden yayın yapan televizyonlar (Connected TVs) ve cep telefonu uygulamaları, kullanıcı davranışlarını toplayarak bu şirketlere veri sağlıyor.
Veri şirketleri bu bilgilerin “anonimleştirildiğini” iddia etse de, artık teknolojik olarak bu verilerin tekrar kimliklerle eşleştirilmesi mümkün hale geldi. Böylece herhangi bir kişi, kim olduğunu bilmediği bir kullanıcı hakkında kredi geçmişinden sosyal çevresine kadar detaylı bilgi satın alabiliyor.
Piyasanın Değeri 500 Milyar Doları Aşacak
Veri komisyonculuğu sektörü 2012’de 156 milyar dolarlık bir hacme sahipken, 2024’te bu rakam 389 milyar dolara ulaştı. 2029 itibarıyla sektörün 561 milyar doları aşması bekleniyor. Bu ticaretin neredeyse tamamı, kullanıcıların haberi olmadan yapılan işlemlere dayanıyor.
Tüketici hakları savunucuları, kişisel verilerin bu şekilde sınırsız ve denetimsiz kullanımının, sadece reklam hedeflemesinden öteye geçtiğini, insanların finansal itibarını etkileyen kararların bu verilere dayanarak verildiğini söylüyor.
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu gelişmeler doğrudan Türkiye’yi ilgilendirmiyor gibi görünebilir. Ancak Türkiye’de de benzer sorunlar yaşanıyor. Özellikle e-ticaret siteleri, uygulamalar ve sosyal medya platformları üzerinden toplanan veriler, hangi yasal sınırlar içinde tutuluyor? Kullanıcının açık rızası ne kadar gerçek ve bilinçli alınıyor? Tüm dünyada veri, artık altın kadar değerli. Ve tüketici, kendi verisinin bile sahibi değil.
Eğer ABD gibi bir ülkede bile tüketici koruması, siyasi iktidarın çıkarlarına kurban edilip şirketlerin baskısıyla geri çekilebiliyorsa, Türkiye’de dijital hakların korunması için çok daha şeffaf, katılımcı ve bağımsız bir düzenleme anlayışına ihtiyaç var.