Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 Kasım 2024 tarihinde yapılacak başkanlık seçimlerine doğru geri sayım sürerken, ülkede gerilim ve heyecan giderek artıyor. Seçmenler, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile Demokrat aday Kamala Harris arasında bir tercih yapacak. ABD’deki geniş coğrafya ve yüksek nüfus, seçim süreçlerinin karmaşıklığını artırırken, eyaletler arasındaki farklar sonucu belirleyebilir.
Erken Oy Verme Süreci Başladı
Şu anda bazı eyaletlerde erken oy verme süreci başladı. Virginia, Minnesota ve Dakota eyaletlerinde seçmenler, oylarını sandıklara giderek ya da posta yoluyla kullanmaya başladı. 244 milyon oy kullanma hakkına sahip Amerikan vatandaşının, bu seçimlerde 2020’deki 162 milyon oy sayısını aşması bekleniyor. Bu artışın, seçimlerin büyük bir rekabet ortamında geçmesi nedeniyle gerçekleşeceği düşünülüyor.
Trump ve Harris Arasında Kıyasıya Mücadele
Seçimlerin sonucunu belirleyecek kritik eyaletler olan “salıncak eyaletler” de yakından takip ediliyor. Pensilvanya, Georgia ve diğer önemli eyaletlerde Trump ve Harris arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. Pensilvanya’da her iki aday da %49 oranında oy alırken, Georgia’da Trump %50 ile önde görünüyor. Bu denli başa baş geçen bir seçim yarışı, hem Amerika’da hem de dünya genelinde büyük bir merakla izleniyor.
Suikast Girişimleri ve Kamuoyu Anketleri
Donald Trump’a yönelik iki suikast girişimi, seçim sürecinde dikkat çeken olaylar arasında yer aldı. İlk girişim Trump’ın hayatını tehlikeye sokarken, ikinci girişim ise ülkede büyük bir alarma neden oldu. Bu olaylar sonrası Trump’ın oy oranlarında ciddi bir artış yaşandı. Ancak, Kamala Harris’in başarılı bir şekilde yürüttüğü seçim kampanyası ve özellikle son televizyon tartışmasındaki performansı, bu farkı kapatmasına yardımcı oldu. Şu anda anketler, Trump’ın %48, Harris’in ise %47 oranında destek aldığını gösteriyor.
Seçimlerde Finans ve Medyanın Rolü
Seçim kampanyalarında toplanan bağışlar ve bu paraların sosyal medya gibi alanlarda kullanımı da dikkat çekiyor. Cumhuriyetçiler yaklaşık 500 milyon dolar, Demokratlar ise 450 milyon dolar topladılar. Bu rakamlar, seçimlerin sadece oy sandıklarında değil, finans ve medya savaşlarıyla da kazanıldığını gösteriyor. Özellikle Demokratları destekleyen BlackRock gibi büyük finansal kuruluşların etkisi de göz ardı edilemez.
Her ne kadar anketler başa baş bir yarışa işaret etse de, analistlere göre Trump, ikinci kez başkanlık koltuğuna oturabilir. Ancak, seçim sonuçlarının ne olacağını kesin olarak söylemek için henüz erken. ABD seçimlerinde, son ana kadar her şeyin değişebileceği gerçeği göz önünde bulundurulmalı. Seçim süreci boyunca yaşanacak gelişmeler, bu tarihi yarışın sonucunu belirleyecek.