Hizbullah, Demir Kubbe'yi Nasıl Aştı?

Hizbullah, Demir Kubbe’yi Nasıl Aştı?

Ekim 14, 2024
konu yorum

Son günlerde ve arasında yaşanan çatışmalar, ’daki gerginlikleri yeniden dünya gündemine taşıdı. Bu süreçte, İsrail’in yıllardır güvendiği “” hava savunma sistemi ile ilgili önemli tartışmalar ortaya çıktı. Peki, Hizbullah bu güçlü savunma sistemini nasıl aştı ve İsrail’in güvenlik mimarisi nasıl bir tehdit altında?

İsrail’in Çok Katmanlı Savunma Ağı

İsrail, yıllardır düşman füzeleri ve hava saldırılarına karşı gelişmiş bir hava savunma sistemi kurmuş durumda. Bu sistem, birçok farklı tehdit seviyesine karşı savunma sağlıyor. Demir Kubbe, bu çok katmanlı savunma sisteminin bir parçası. İsrail’in katmanlı hava savunma sistemi şöyle sıralanabilir:

  • Arrow 3 (Hetz 3): Atmosfer dışından gelen balistik füzeleri engellemek için tasarlanmış bir sistem. İsrail’in en yüksek katmanda yer alan hava savunma unsurlarından biri.
  • Arrow 2 (Hetz 2): Atmosfer içinden gelen balistik füzeleri hedef alır.
  • Davut Sapanı: Gelişmiş seyir füzeleri ve uzun menzilli İHA’lara karşı savunma sağlar.
  • Demir Kubbe: Kısa menzilli roketler ve havan saldırılarına karşı özel olarak geliştirilmiş bu sistem, 40 kilometreye kadar menzile sahip füzeleri engellemeyi amaçlıyor.

Bu sistemlerin yanı sıra, İsrail ayrıca deniz tabanlı savunma sistemleri ve Vulcan gibi çok namlulu silahlar ile hava savunmasını daha da güçlendirdi. Ancak Hizbullah’ın son saldırıları, bu gelişmiş savunma ağına karşı ciddi bir meydan okuma niteliğinde.

Hipersonik Füzelerin Tehdidi

Modern savaşlarda en büyük tehditlerden biri, hipersonik füzeler. Bu füzeler, ses hızının 5 katı hızla (Mach 5) hareket edebiliyor. Rusya’nın Kinzhal füzeleri gibi hipersonik silahlar, bu hız nedeniyle mevcut hava savunma sistemleri tarafından durdurulması zor hedefler haline geliyor. Putin’in bu füzelerle ilgili meydan okuması hala hafızalarda. Aynı şekilde, İran’ın hipersonik balistik füzeleri de bölge ülkeleri için önemli bir tehdit oluşturuyor.

Şu anda Hizbullah’ın elinde bu tür hipersonik füzeler bulunmadığı biliniyor. Ancak İran’ın, İsrail’e olası bir saldırı senaryosunda bu tür füzeleri kullanabileceği düşünülüyor. İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin son dönemde bölgeye yaptığı askeri yığınak, bu tür senaryolara karşı bir hazırlık niteliğinde. Tat (THAAD) sistemi, bu yüksek hızlı ve atmosfer dışından gelen füzeleri engellemek üzere bölgeye konuşlandırıldı.

Amerika’nın Stratejik Müdahalesi ve Olası Senaryolar

ABD’nin bölgeye Tat savunma sistemlerini getirmesi, bölgedeki gerilimin tırmanmasıyla ilgili önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. ABD, bölgedeki müttefiklerini koruma altına almak ve İran’ın olası bir saldırısına karşı hazırlıklı olmak için bu adımları attı. Ancak bu hamlelerin, Hizbullah’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği saldırılara doğrudan bir etkisi olup olmayacağı tartışmalı.

Bu noktada, ABD’nin bölgeye 100 askeri personel göndermesi de dikkat çekiyor. Bu askerlerin varlığı, sembolik olduğu kadar stratejik bir anlam taşıyor. İran Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalar, bu askerlerin olası bir çatışmada hayatını kaybetmesi durumunda nasıl bir sonuç doğurabileceğiyle ilgili spekülasyonlara yol açtı. Eğer ABD askerleri bir saldırıda hayatını kaybederse, bu durumun büyük bir savaşa dönüşmesi muhtemel.

Hizbullah’ın Stratejisi: İsrail’i Test Etmek

Hizbullah, 7 Ekim’den bu yana İsrail’e karşı gerçekleştirdiği 8.000’den fazla füze saldırısıyla, İsrail’in savunma sistemlerini adeta test ediyor. Hizbullah’ın saldırıları, İsrail’in Demir Kubbe sistemini ne kadar zorlayabileceğini görmek için bir fırsat sağladı. Aynı şekilde, İran da İsrail’e yönelik 180 balistik füze saldırısıyla bu süreçte İsrail’in savunma sistemlerini test etti.

Her iki taraf da birbirlerinin savunma ve saldırı kabiliyetlerini deniyor. İsrail tarafı, bu saldırıların büyük çoğunluğunu engellediğini iddia ederken, İran ise füzelerin hedeflerine ulaştığını savunuyor. Taraflar bu süreçte önemli bilgiler elde etti ve bu veriler üzerinden yeni savunma ve saldırı stratejileri geliştirmeye çalışıyor.

Sonuç: Büyük Bir Savaşın Eşiğinde mi?

Bölgede yaşanan bu gelişmeler, büyük bir savaşın ayak sesleri mi? İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgede yaptığı askeri yığınak, savunma hazırlıklarının ötesinde, aynı zamanda bir saldırı senaryosuna hazırlık niteliği taşıyor. Amerika’nın bölgeye yaptığı bu askeri yığınak, İsrail’e destek olmakla kalmıyor; aynı zamanda İran’a karşı da ciddi bir güç gösterisi yapıyor.

Ancak, bu hazırlıkların fiili bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği, büyük ölçüde İsrail ve İran arasındaki gerginliğin seyrine bağlı. Şu ana kadar alınan tedbirler, tarafların birbirlerini caydırma amaçlı hamleleri olarak görülebilir. Ancak, küçük bir kıvılcımın dahi büyük bir savaşa dönüşme ihtimali, bölgedeki tüm dengeleri değiştirebilir.

Latest from DÜNYA

Türkiye’nin Stratejisi, Ortadoğu’daki Dönüşüm ve Yeni Anayasa Tartışmaları
Önceki Hikaye

Türkiye’nin Stratejisi, Ortadoğu’daki Dönüşüm ve Yeni Anayasa Tartışmaları

Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Seçimlerine Geri Sayım: Harris mi Trump mı?
Sonraki Hikaye

Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Seçimlerine Geri Sayım: Harris mi Trump mı?

Git

Don't Miss