15 Temmuz darbe girişiminin mimarı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 20 Ekim 2024 tarihinde hayatını kaybetti. Gülen’in ölümünün ardından, örgüt içinde büyük bir kargaşa yaşanmaya başladı. FETÖ’nün üst yönetimi, ölüm haberinin duyurulup duyurulmayacağı konusunda hararetli tartışmalar yaşadı. Gülen’in yanında bulunanlar, hastalıklarının ağırlaşmasına neden olan ilaçları veren kişiler olarak, bu bilgiyi saklamanın mümkün olmayacağına karar verdiler.
Gülen’in son dönemlerde sağlık durumunun giderek kötüleştiği ve akıl sağlığının da yerinde olmadığı biliniyordu. Örgütün kara kutusu olarak bilinen “Uzun Cevdet” lakaplı Cevdet Türkyolu’nun, Gülen’in hasta olduğu dönemlerde sağlık durumu iyiymiş gibi görünmesi için ona ilaç verdiği ve daha önce çekilmiş videoların yeniymiş gibi yayımlandığı iddia edildi. Hatta Türkyolu’nun, Gülen’i Pensilvanya’daki çiftlikten kaçırarak, damadının evine götürdüğü ortaya çıktı.
Cenaze Üzerinde Kontrol Mücadelesi
Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Fetullah Gülen’in ölümü, örgütün üst kademelerinde büyük bir mücadele başlattı. Gülen’in cenazesinin nereye gömüleceği, cenaze namazını kimin kıldıracağı ve kimlerin katılacağı gibi konular örgüt içinde tartışma konusu oldu.
Cevdet Türkyolu, cenazenin kendi kontrolünde bir an önce defnedilmesini isterken, örgütün yaşlı kesimi ise Avrupa’dan geleceklerin beklenmesi gerektiği görüşünde. Bu nedenle, Türkyolu’nun göstermelik bir cenaze töreni düzenleyip cenazeyi kaçırma ihtimali gündeme geldi.
Örgüt içinde, Gülen’i Said Nursi gibi bir figüre dönüştürmek isteyenler çoğunlukta. Bu nedenle mezar yerinin gizli kalması konusunda bir mutabakat sağlandı. Cenazenin, çok az kişinin katılacağı bir törenle, Türkyolu’nun damadının evinin arazisinde bulunan ormanlık alanda defnedilmesi planlanıyor. Ancak bu plan, Türkyolu’nun cenazeyi kaçırma ihtimali nedeniyle örgüt içindeki diğer güç odaklarının endişesini artırıyor.
Örgüt İçinde Güç Kavgası
Fetullah Gülen’in ölümü, uzun süredir bilinen örgüt içi bölünmeleri daha da derinleştirdi. Gülen’in ölümünün ardından, örgüt servetinin ve liderliğin kim tarafından yönetileceği konusunda büyük bir mücadele ortaya çıktı. Gülen’in sağlığı bozulduktan sonra örgüt üzerinde önemli bir etki kazanan Cevdet Türkyolu’nun, örgütün diğer lider kadroları tarafından istenmediği biliniyor. Türkyolu’nun, örgütün parasını kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve zenginleşmesi, örgüt içinde tepkilere neden oldu.
Örgütün Avrupa ayağını yöneten Abdullah Aymaz, Türkyolu ve ABD ayağında etkili olan Mustafa Özcan’ın gücünü kırmak için yoğun çaba harcıyor. Aymaz’ın, gerektiğinde Avrupa kolu olarak örgütten ayrılma tehdidinde bulunduğu iddiaları da var. Bu iç çekişmelerin suikastlara varabilecek sert çatışmalara neden olabileceği belirtiliyor.
FETÖ’nün Kadrolarında Saflaşma
Gülen’in ölümünün ardından örgüt içinde yeni güç dengeleri şekilleniyor. Abdullah Aymaz, Mustafa Yeşil, Ali Ursavaş, Barbaros Kocakurt, Talip Büyük, Bilal Karaduman ve İsmail Cingöz gibi isimlerle hareket ediyor. Öte yandan, Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, İsmet Akasoy, Adem Kalaç, Naci Tosun ve Muhammed Çetin’in ise Cevdet Türkyolu ve Mustafa Özcan ile birlikte hareket ettikleri biliniyor.
Örgütün kontrolü için verilen bu mücadele, FETÖ’nün geleceğinin belirsizliğini koruduğunu ve iç çekişmelerin daha da derinleşebileceğini gösteriyor. Gülen’in ölümünün ardından FETÖ içindeki güç odaklarının çatışmalarının, örgütü nasıl şekillendireceği ise zamanla ortaya çıkacak.