Dünya çapında büyük belge ve veri sızıntılarına imza atan Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’nin (OCCRP) ABD hükümeti ile yakın ilişkisi açığa çıktı.
Panama Belgeleri, Pandora Belgeleri ve Pegasus Projesi gibi sızıntılarla adını duyuran OCCRP’nin, kuruluşundan bu yana en büyük finansörünün ABD hükümeti olduğu ve Washington’un kuruluş yöneticileri üzerinde veto hakkına sahip olduğu iddia edildi.
Fransız Mediapart’ın Haberine Göre
Fransız Mediapart, ABD merkezli Drop Site News, İtalya’dan Il Fatto Quotidiano ve Almanya’nın kamu yayıncısı NDR tarafından yapılan ortak araştırma, OCCRP ile ABD yönetimi arasındaki ilişkilerin boyutlarını gözler önüne serdi. Kamuya açık belgeler ve OCCRP’nin eş kurucusu Drew Sullivan’ın açıklamalarına dayanan haber, kuruluşun ABD hükümetine yapısal olarak bağımlı olduğunu ortaya koydu.
Finansal Bağımlılık: ABD’den 47 Milyon Dolar Destek
Araştırmaya göre, OCCRP’nin 2008’den bu yana ABD hükümetinden en az 47 milyon dolar aldığı ve bu miktarın kuruluşun toplam finansmanının yarısından fazlasını oluşturduğu belirtildi. Avrupa Birliği’nden 1.1 milyon dolar ve diğer Avrupa ülkelerinden 14 milyon dolar aldığı ifade edilirken, ABD’nin OCCRP üzerindeki en büyük bağışçı konumu dikkat çekiyor.
ABD’nin Veto Yetkisi ve Fonların Yönlendirilmesi
ABD hükümetinin yalnızca finansal destekle sınırlı kalmadığı, OCCRP’nin üst düzey yöneticilerinin atanması üzerinde de veto hakkına sahip olduğu belirtildi. Ayrıca, OCCRP’nin ABD karşıtı araştırmalarda kullanılmamak üzere fonlandığı, bu durumun ABD’nin Rusya ve Venezuela gibi hedef ülkelerde araştırmalarını yoğunlaştırdığı aktarıldı.
Rusya ve Çin Odaklı Çalışmalar
OCCRP’nin “Rus Medya Alanını Dengeleme” adlı proje kapsamında ABD’den 2.2 milyon dolar fon aldığı, ayrıca Avrasya’da Araştırmacı Gazeteciliği Güçlendirme projesi için de 1.7 milyon dolar aldığı ifade edildi. Benzer şekilde, Kıbrıs ve Malta’daki Rus iş adamlarının faaliyetlerini araştırmak üzere 2.3 milyon dolar fon sağlandığı bildirildi.
ABD’nin Politik Hedefleri İçin OCCRP Kullanımı
OCCRP’nin bulgularının, ABD’nin yaptırım politikalarını desteklemek amacıyla kullanıldığı iddia edildi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ortak finansmanıyla yürütülen Küresel Yolsuzlukla Mücadele Konsorsiyumu’nun (GACC) bu süreci yönettiği ifade edildi. Sullivan, OCCRP’nin soruşturmalarının genellikle “ABD’nin düşman gördüğü ülkelerde” etkili olduğunu belirtti.
Araştırmacı Gazetecilere Tehditler
OCCRP yönetimi, Mediapart ve diğer medya kuruluşlarına karşı yasal işlem başlatmakla tehdit ederken, çalışmada yer alan gazetecilere iftira suçlamaları yöneltti. Sullivan’ın araştırmanın yayımlanmasını engellemek için baskı yaptığı da iddia edildi.
Bu araştırma, OCCRP’nin ‘bağımsız gazetecilik’ iddiasını tartışmaya açarken, ABD’nin uluslararası medya üzerindeki etkisini yeniden gündeme taşıyor.