editor
Amerika Birleşik Devletleri’nde 2024 başkanlık Seçimlerine sadece 21 gün kala, ülkenin yeni liderinin kim olacağı hala belirsizliğini koruyor. Adaylar arasındaki yarış kızışırken, kamuoyu yoklamaları ve eyaletlerdeki seçim atmosferi gündemin en sıcak konularından biri olmaya devam ediyor. HT 360 programında seçim atmosferini değerlendiren uzmanlar, anket sonuçları, adayların seçim kampanyaları ve seçmenin tavırları üzerine kapsamlı bir tartışma yürüttüler.
Salıncak Eyaletlerde Seçim Heyecanı
Programın konuklarından Evren Çelik, özellikle ABD’nin Ortabatı bölgesinde, “salıncak eyaletler” olarak bilinen ve hangi partiye oy vereceği netleşmeyen eyaletlerdeki durumu ele aldı. Çelik, Minnesota, Wisconsin ve Michigan gibi kritik eyaletlerde seçim atmosferinin oldukça yoğun olduğunu belirtti. Demokrat Parti’nin aday değişikliği yaparak Kamala Harris’i öne sürmesinin bu eyaletlerdeki havayı değiştirdiğini ve Trump’ın güçlü olduğu bu bölgelerde dengenin Harris lehine kaydığını vurguladı. Ancak anketlerin kesin bir sonuç vermediğine dikkat çeken Çelik, seçimin çok küçük marjlarla kazanılabileceğini ve her oyun büyük önem taşıdığını ifade etti.
Massachusetts’te Sessiz Seçim Havası
Diğer bir konuk, Evren Balta ise Demokrat Parti’nin güçlü olduğu Massachusetts’te seçim atmosferinin daha sakin olduğunu belirtti. Balta, bu eyalette sonuçların büyük ölçüde belli olduğunu, bu yüzden sokaklarda seçim heyecanının hissedilmediğini söyledi. Ancak genel anlamda seçmenler arasında bir tedirginlik olduğunu da ekledi. Özellikle Harris’in ilk aday gösterildiği dönemlerde önde olduğu belirtilirken, son haftalarda Trump’ın yükselişte olduğuna dair sinyallerin alındığını vurguladı.
Hispanik ve Siyah Seçmen Üzerinde Trump’ın Etkisi
Seçim kampanyalarının odaklandığı seçmen grupları da tartışmanın önemli bir parçasıydı. Çelik, Trump’ın hispanik seçmenler üzerindeki etkisini değerlendirerek, muhafazakar hispanik seçmenlerin göç ve suç konularındaki tutumlarının Trump’a destek sağladığını belirtti. Ayrıca Katolik hispanik seçmenler arasında kürtaj karşıtlığı gibi muhafazakar değerlerin de Trump lehine çalıştığını ifade etti.
Balta ise siyah seçmenler konusunda Demokrat Parti’nin zorluklar yaşadığını dile getirdi. Harris’in siyah kimliğini öne çıkarmasına rağmen, özellikle siyah erkeklerin sandığa gitme oranlarının düşük kaldığını, Trump’ın ise maço söylemlerle bu gruptan destek kazandığını söyledi. Demokrat Parti’nin bu duruma karşı eski Başkan Obama’yı sahaya sürdüğünü belirten Balta, siyah erkekleri sandığa çekmenin seçimde belirleyici olabileceğini kaydetti.
Trump’ın Kampanyası ve Seçim Güvenliği Endişesi
Trump’ın seçim kampanyasındaki güçlü mesajlarının, özellikle işsizlik, ekonomi ve suç gibi konular üzerine kurulu olduğunu belirten Balta, bu mesajların Pensilvanya gibi kritik eyaletlerde yankı bulduğunu söyledi. Harris’in ise daha çok kadınlar ve gençler üzerine odaklandığını belirten Balta, her iki adayın da kampanyalarını salıncak eyaletlere yoğunlaştırdığını ifade etti.
Seçim güvenliği konusundaki endişelere de değinen Çelik, Trump’ın 2020 seçim sonuçlarını kabul etmeyen tutumunun, seçim sürecine olan güveni zedelediğini ve Cumhuriyetçi seçmenlerin önemli bir kısmının seçim güvenliği konusunda hala şüpheci olduğunu belirtti. Seçimlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi için yerel yönetimlerin ciddi adımlar attığını da ekledi.
Dış Politikanın Seçime Etkisi
Dış politikadaki gelişmelerin seçmen davranışına etkisi de programda tartışıldı. Özellikle Ukrayna ve Gazze’deki savaşların Amerikan seçmeni üzerindeki etkisine değinildi. Trump’ın dış politikada Biden yönetimini başarısızlıkla suçlayarak, bu krizlerin Biden’ın yönetim zafiyetinden kaynaklandığını savunduğu ve dış politikadaki bu yaklaşımının seçmen nezdinde yankı bulduğu belirtildi. Balta, özellikle Orta Doğu’daki çatışmaların ve enerji fiyatlarındaki olası artışların Trump’a avantaj sağlayabileceğini belirtti.
Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nde seçim yarışı her geçen gün daha da çekişmeli hale geliyor. Hem Trump hem de Harris’in seçim kampanyalarını salıncak eyaletler üzerine yoğunlaştırdığı bu süreçte, sonucun ne olacağı belirsizliğini koruyor. Seçim güvenliği ve dış politika gibi konular, seçmenin kararını etkileyebilecek önemli unsurlar arasında yer alıyor.
