Asgari Ücret Zammı: Enflasyon Karşısında Emekçinin Umudu ve Gerçekler

Asgari Ücret Zammı: Enflasyon Karşısında Emekçinin Umudu ve Gerçekler

Asgari ücret zammı tartışmaları, enflasyonla mücadelede maaşlı çalışanların alım gücünü koruma çabalarını gündeme taşıyor. Ekonomistler, IMF ve Merkez Bankası'nın önerileri arasında dengeli bir artış oranı tartışılıyor.
Ekim 26, 2024
konu yorum

Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele stratejisi, büyük ölçüde Merkez Bankası’nın politika kararlarına dayanırken, toplumun büyük kesimini oluşturan maaşlı çalışanlar ise bu mücadelenin yükünü asgari ücret üzerinden hissediyor. Özellikle düşük gelirli vatandaşlar için giderek derinleşen hayat pahalılığı, asgari ücretin artışıyla hafifletilmeye çalışılsa da mevcut oranlar enflasyonun yarattığı tahribatı karşılamaktan uzak. Bu doğrultuda, yılın son çeyreğine girilirken 2024 hakkındaki tartışmalar giderek yoğunlaşıyor.

Bunu da Okuyun
Türk sinde Yeni Dönem: TCMB’nin 2025 Stratejileri

IMF ve ’ndan Gelen Asgari Ücret Zammı Tavsiyeleri

IMF’nin Türkiye’ye dair ekonomik değerlendirmesinde asgari ücretin yüksek oranlarda artırılmaması gerektiği yönündeki tavsiyesi, gözlerin bir kez daha asgari ücret artış oranına çevrilmesine neden oldu. Benzer bir şekilde, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’de yaptığı sunumda da IMF’ye paralel bir şekilde asgari ücret artışının yüzde 25 oranında tutulmasının faydalı olacağına dair bir mesaj verildi. Bu oran, son yıllardaki asgari ücret artış oranlarına kıyasla oldukça düşük bir seviyede kalıyor ve vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanıyor.

Ekonomistlerin Görüşleri: Asgari Ücret Zammı Ne Olmalı?

Asgari ücret artışı konusunda çeşitli uzmanlar farklı yaklaşımlar sunuyor. İTÜ’den Prof. Dr. Öner Günçavdı, IMF ve Merkez Bankası’nın sınırlı zam önerisini eleştirerek, “Bu yanlışın bedelini neden insanlar çeksin?” sorusunu soruyor ve mevcut ekonomi politikalarının yanlışlarına dikkat çekiyor. Yine Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Şişman, vatandaşın temel ihtiyaçlarına gelen zamların, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarından çok daha yüksek olduğunu vurguluyor ve Merkez Bankası’nın düşük zam önerisini eleştirerek, “Bu vaatler halka ayıp olmuyor mu?” diyor.

Asgari ücretin artış oranını teknik bir zeminde tartışan Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Batı ise enflasyon, kamuoyu baskısı ve bütçe hedefleri göz önüne alındığında zam oranının yüzde 33-35 bandında olması gerektiğini belirtiyor. Bu görüşler ışığında asgari ücret artışının halk üzerindeki etkilerinin daha iyi değerlendirilebileceği ifade ediliyor.

Merkez Bankası’nın Rolü ve Sorumlulukları Üzerine

Ekonominin dinamiklerini doğrudan etkileyen asgari ücret tartışmalarında, Merkez Bankası’nın zam oranlarına ilişkin önerilerde bulunması bazı çevrelerce uygun karşılanmıyor. Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aziz Çelik, “Asgari ücret saptamak Merkez Bankası Başkanının işi değil” diyerek bu duruma karşı çıkıyor. Çelik, Merkez Bankası’nın görevinin enflasyonu kontrol altında tutmak olduğunu, asgari ücret gibi doğrudan çalışan kesimi ilgilendiren alanlarda ise yetkisinin bulunmadığını belirtiyor. Bu noktada, asgari ücretin belirlenmesinin tamamen Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görevi olduğunun altını çiziyor.

Türkiye Ekonomisi Üzerine Öne Çıkan Sorular

Enflasyonun etkileri ve asgari ücretin artış oranı tartışmaları sürerken, bazı önemli sorular da gündemdeki yerini koruyor:

  • Yanlış Ekonomi Politikalarının Bedelini Kim Ödeyecek? Ekonomi yönetimindeki yanlış politikaların bedelinin toplumun düşük gelirli kesimi tarafından ödenmesi kabul edilebilir mi? Prof. Dr. Günçavdı’nın ifade ettiği gibi, uygulanan yanlış ekonomi politikaları, tüm maaşlı çalışanları derinden etkileyen bir yük haline geldi.
  • Enflasyonla Mücadelede Asgari Ücretin Rolü Ne Olmalı? Enflasyonun etkilerini azaltmak amacıyla asgari ücretin ne kadar artırılması gerektiği, ekonomistler arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ancak burada önemli olan nokta, asgari ücretin artırılmasının bir çözüm olup olmayacağı. Bazı ekonomistler, asgari ücrette yapılacak yüksek oranlı artışların enflasyonu daha da tetikleyebileceğini savunurken, diğerleri bu artışların enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı görüşünde.
  • Kamuoyu ve Sosyal Baskının Rolü Asgari ücretin artırılması konusundaki tartışmalar toplumun geniş kesimlerinde yankı bulurken, kamuoyunun baskısı ve sosyal medya aracılığıyla yapılan eleştiriler bu konuda hükümetin nasıl bir yol izleyeceğini etkilemeye devam ediyor. Özellikle Ekim ve Kasım aylarında açıklanacak enflasyon verilerinin ardından hükümetin bu veriler ışığında daha yüksek bir zam oranını gündemine alıp almayacağı merakla bekleniyor.

Sonuç olarak, Türkiye’de asgari ücret tartışmaları, ekonomik politikalardaki genel hataların bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Asgari ücretin artırılması konusu her yıl olduğu gibi bu yıl da halkın alım gücünü doğrudan etkileyen bir gündem maddesi olarak sıcaklığını koruyor. Önemli olan, ekonominin dümenindeki karar vericilerin, maaşlı çalışanların alım gücünü koruyacak politikaları geliştirebilmesi ve halkın refahını göz önünde bulundurarak hareket etmesi.

Latest from EKONOMİ

Ev Sahipliği Hayal Oluyor: Maliyetler ve Enflasyon Kıskacında Konut Krizi
Önceki Hikaye

Ev Sahipliği Hayal Oluyor: Maliyetler ve Enflasyon Kıskacında Konut Krizi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Türk ile Kürtlerin Birbirini Sevmesi Farzdır”
Sonraki Hikaye

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir”

Git

Don't Miss