Ortadoğu’daki gerilimlerin son dalgası, İsrail ve İran arasında yaşanan karşılıklı saldırı tehditleriyle daha da tırmanırken, Amerika’nın bu olaylara bakış açısı ve yaklaşımı da dikkat çekici bir gündem oluşturuyor. Beyaz Saray’ın İsrail’in İran’a yönelik planladığı misilleme operasyonuna verdiği tepki, ABD’deki siyasi atmosferi ve yaklaşan seçimlerin baskısını gözler önüne seriyor.
Operasyon Kararı: Diplomatik Bir Zemin
Amerikan yönetimi, İsrail’in İran’a yönelik saldırı kararının günler öncesinden hazırlandığını, ancak operasyonun zamanı konusunda net bir tarih verilmediğini belirtti. Beyaz Saray’dan ismini açıklamayan üst düzey yetkililer, Başkan Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris’in süreci yakından takip ettiğini vurguladı. Amerika, özellikle İran’ın nükleer tesisleri ve petrol sahalarını hedef alacak bir saldırıya karşı temkinli bir tutum sergilerken, Biden yönetimi, İsrail’in daha sınırlı bir operasyon yürütmesi yönünde baskı uyguladı. Beyaz Saray, hem İran’la hem İsrail’le temasta kalarak dengeli bir strateji izlemeyi tercih etti.
Amerika’nın Ekonomi Korkusu: Petrol ve Seçimler
Amerikan halkı arasında savaşa olan karşıtlık güçlü bir şekilde hissediliyor. Ekonomik göstergelerin düzensiz olduğu bir dönemde, petrol fiyatlarının yükseleceği olasılığı, seçim dönemine giren Biden yönetimi için büyük bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Beyaz Saray’da yapılan çalışmalar, olası bir İsrail-İran çatışmasının petrol fiyatlarında %4’lük bir artışa yol açabileceğini ortaya koyarken, böyle bir durumun Amerika’nın ekonomik istikrarını ve seçmen tabanını olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.
Amerika’nın Üstü Kapalı Mesajları
Beyaz Saray’ın İsrail’e “sınırlı operasyon” önerisinde bulunmasının ardında, sadece ekonomik değil, diplomatik sebepler de yatıyor. İsrail’in büyük çaplı bir saldırıya girişmesi durumunda, ABD’nin kendisini bu çatışmanın içinde bulacağı bir senaryo Washington tarafından kabul edilemez olarak görülüyor. Bu nedenle ABD, İran’a yönelik dolaylı mesajlar iletti; eğer gerilimi tırmandırırlarsa İsrail’in yanında yer alacakları yönünde uyarılarda bulundu. Ayrıca, Amerika’nın Avrupa’daki üslerinden bölgeye savaş uçakları sevk etmesi de bu mesajın ağırlığını artırıyor.
Sonuç: Washington’da Sessiz Baskı
ABD, İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırısının bölgesel ve ekonomik dengeleri bozmasını istemiyor. Bu nedenle, iki ülke üzerinde baskı kurarak sınırlı bir misillemeyle sürecin yönetilmesi yönünde etkisini hissettiriyor. Biden yönetimi, İsrail’in seçime günler kala daha temkinli bir yaklaşım sergilemesini sağlamak için çaba gösteriyor ve bu çabalar Amerikan medyasına “sessiz baskı” olarak yansıyor.
Ortadoğu’daki bu kriz sürecinde, ABD’nin İran ve İsrail üzerindeki politik manevraları seçimlerin yankı bulduğu bir ortamda devam ediyor.