ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ve alüminyum ithalatına yönelik gümrük tarifelerini artırma kararı, yalnızca ABD iç piyasasını değil, küresel dengeleri de derinden sarsıyor. Trump’ın bu kararı, İngiltere’de hükümetin çelik sektörünü kurtarmak adına hızla harekete geçmesine neden oldu. Peki, bu adımlar aslında Çin’le yürütülen ticaret savaşının daha geniş bir parçası mı?
ABD son günlerde bazı ülkeler için tarifeleri geri çekmiş olsa da, Çin’e karşı aynı yumuşaklık gösterilmedi. Aksine, Çin’e uygulanan tarifeler %145’e çıkarıldı. Pekin de karşılık olarak ABD mallarına %125 oranında vergi uygulamaya başladı. Böylece Washington ile Pekin arasındaki ekonomik gerilim ciddi bir çatışma boyutuna ulaştı.
Bu gelişmeleri değerlendiren Richmond American Üniversitesi Uluslararası Siyasi Ekonomi Profesörü Dr. Michael Keating, ticaret savaşında ilk hamleyi Çin’in yapmayacağını düşünüyor. Ona göre Trump sürekli karar değiştirerek piyasaları belirsizliğe sürüklüyor:
“Normalde hükümet bir vergi veya tarife kararı alır, piyasalar bunu fiyatlar ve hayat devam eder. Ama her birkaç günde bir politika değiştirilirse bu büyük bir ekonomik kargaşa yaratır. Sorun sadece tarifelerde değil, politikadaki tutarsızlıktadır.”
Trump’ın yalnızca Çin’e değil, birçok ülkeye karşı ticaret savaşı açması ise ABD için daha büyük bir tehdit oluşturuyor. Çin sadece ABD ile değil, diğer ülkelerle de ticaret yapmaya devam edebileceği için daha avantajlı bir konumda. Oysa ABD aynı anda birçok ticaret ortağını kaybederse, bu ekonomik anlamda ciddi sonuçlar doğurabilir.
Dr. Keating’e göre bu savaşın ABD için başka bir riski de iç siyasette yatıyor. 18 ay sonra yapılacak ara seçimlerde, ekonomik bir durgunluk yaşanırsa bu, Trump yönetimi için büyük bir darbe olabilir. Çin ise otoriter yapısı nedeniyle bu tür iç baskılarla karşılaşmıyor.
İngiltere açısından bakıldığında ise durum karmaşık. Bazı ticaret yönlendirmeleri İngiltere için fırsatlar doğurabilir. Ancak bu savaşın finansal alanlara, özellikle de döviz kurlarına sıçraması halinde, İngiltere ekonomisi de büyük dalgalanmalardan etkilenebilir. Keating, “Dolar değer kaybederse ya da Çin’in para birimi düşmeye devam ederse, bazı ürünler ucuzlarken bazıları pahalanabilir. Bu tür etkilere hazır olmalıyız,” diyerek uyarıyor.
Sonuç olarak, Trump’ın başlattığı ticaret savaşı sadece iki ülkeyi değil, küresel ekonominin tamamını ilgilendiriyor. Karşılıklı tarifeler, dalgalı piyasa yapıları ve artan siyasi belirsizlikler önümüzdeki dönemin ne kadar çalkantılı geçeceğini şimdiden gösteriyor.