Türkiye’nin Yeni Yolu: Londra mı, Washington mu?

Türkiye’nin Yeni Yolu: Londra mı, Washington mu?

Türkiye, ABD ve İngiltere arasında denge siyaseti izliyor. Trump döneminde gelişen ABD-Türkiye yakınlaşması, İngiltere'nin küresel hesaplarını nasıl etkiliyor? Türkiye hangi eksende yer alacak?
Mayıs 6, 2025
konu yorum

Türkiye, Brexit sonrası küresel rol arayışındaki İngiltere ile stratejik ilişkilerini güçlendirirken, Trump döneminde kurulan yakın ABD ilişkileriyle dikkat çekiyor. , ve Washington arasında nasıl bir yön belirleyecek?

Dış politika masasında görünmeyen büyük hesaplar vardır. Son yıllarda Türkiye’nin ABD ile ilişkileri, özellikle Trump döneminde dikkat çekici bir yakınlaşma sergiledi. Bu yakınlık sadece kişisel diplomasiyle değil, aynı zamanda Washington’un Türkiye’ye Orta Doğu’da biçtiği rol üzerinden de okunmalı. Ancak bu yakınlaşmadan en çok rahatsız olan aktörlerden biri sessizce hareket ediyor: İngiltere.

İngiltere, Brexit sonrası Avrupa Birliği’nden ayrılarak “Küresel Britanya” vizyonuna sarıldı. Bu vizyonun başarısı ise yalnızca Londra’nın kendi ekonomik kapasitesiyle değil, aynı zamanda Türkiye gibi bölgesel aktörlerle kuracağı özel ilişkilerle mümkün. Dolayısıyla Türkiye’nin Amerika’ya yaklaşması, İngiltere’nin bu planlarını da tehlikeye sokuyor.

İngiltere için Türkiye, hem Avrupa ile bağ kurmada hem de Orta Doğu’daki nüfuz yarışında stratejik bir ortak. Bu yüzden Türkiye’nin ABD ile çok yakın hareket etmesi, İngiltere’nin çıkarlarına aykırı. Özellikle Trump döneminde kurulan kişisel ilişkiler ve savunma sanayii odaklı iş birlikleri, İngiliz dış politikasında rahatsızlıkla karşılandı.

Öte yandan Washington, İsrail ile birlikte Orta Doğu’da yeni bir düzen kurmaya çalışıyor. Bu düzende “yük taşıyan” ama liderliği tam olarak eline almayan bir Türkiye hayal ediliyor. Yani Amerika, Türkiye’ye sahada güç kullanma, sınır ötesi operasyonlar yürütme ve kriz alanlarını yönetme gibi görevler yüklüyor; ancak stratejik çerçeveyi kendisi çiziyor. Bu bağlamda, Türkiye’ye biçilen rol ne tam bir ortaklık ne de tam bir taşeronluk; gri bir alan.

İngiltere ise Türkiye’yi kendi tarafında tutmak için özellikle ticaret, savunma ve diplomasi alanında adımlar atıyor. 2021 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması bu çabanın ekonomik ayağını oluşturdu. 2023’te bu anlaşmanın genişletilmesi konuşulmaya başlandı. Aynı zamanda göç, güvenlik ve enerji gibi alanlarda da Türkiye ile özel dosyalar oluşturuluyor.

Fakat burada asıl sorulması gereken soru şu: Türkiye bu satrançta hangi taşı oynayacak? ABD’nin askeri ve siyasi baskısını mı kabul edecek? Yoksa İngiltere’nin AB dışı ama Avrupa merkezli yeni küresel vizyonunun bir parçası mı olacak?

Türkiye, uzun süredir denge siyaseti izliyor. Ancak dünya iki kutuplu değil, çok kutuplu bir sisteme doğru ilerliyor. Türkiye de bu tabloda bir denge aktörüyken, yavaş yavaş merkez aktöre dönüşme sancısı yaşıyor. Bu sancılı süreçte Türkiye’nin yönelimi, sadece dış politikayı değil, iç siyasetini de belirleyecek.

Kiminle yürüyeceğimiz kadar, yürüdüğümüz yolda kim olduğumuzu da sorgulamak zorundayız.

Yararlanılan Kaynaklar:

Latest from Yorum

İsrail’in İran’a Saldırı İsteği: Bir Devletin Kendini Yokoluşa Sürükleme Riski
Önceki Hikaye

İsrail’in İran’a Saldırı İsteği: Bir Devletin Kendini Yokoluşa Sürükleme Riski

Trump’ın “Husiler Teslim Oldu” Açıklaması Ne Anlama Geliyor?
Sonraki Hikaye

Trump’ın “Husiler Teslim Oldu” Açıklaması Ne Anlama Geliyor?

Git

Don't Miss