Yapay Zekâ Terapistleri: İnsan Terapistlerin Yerini Alabilir mi?
fotoğraf: unsplash.com

Yapay Zekâ Terapistleri: İnsan Terapistlerin Yerini Alabilir mi?

Yapay zekânın terapi dünyasındaki etkisi, BDT protokolleri ve insanî empati arasındaki farklar. AI terapistler insan terapistlerin yerini gerçekten alabilir mi?
Mayıs 30, 2025
konu yorum

Günümüzde yapay zekânın (YZ) hayatın her alanına nüfuz ettiği bir dönemde, de bu dönüşümün sınavından geçiyor. “YZ terapi yapabilir mi?” sorusu kısa sürede “Peki, YZ terapistleri lerin yerini alabilir mi?” sorusunu doğurdu. Bu sorular, terapinin özünü kavramadan yanıtlanamaz; çünkü terapi yalnızca yöntemlerle değil, insanî ilişkilerin dinamiğiyle de şekilleniyor.

1. den ye Uzanan Yol

Terapi uygulamalarının kökeni, Sigmund Freud ve Carl Jung gibi psikanalistlerin hastalarını bir saat boyunca serbest çağrışımla konuşmaya davet ettiği yöntemlere dayanır. Hastalar, divanın üzerine uzanırken, terapist sadece dinleyici konumunda kalır; bilinçdışı dürtüler çözümlenir, sorunun kökenine ulaşılmaya çalışılır.
Davranışçılar (behaviorists) ise bilinçdışının derinliklerini “saçmalık” olarak değerlendirmiş; asıl önemin somut davranış ve alışkanlıklarda olduğunu savunmuştur. Böylece zihnin derinliklerine inmek yerine, düşünce, duygu ve davranış arasındaki etkileşimi hedefleyen Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) doğmuştur.

2. in Gücü

Geçen onlarca yıl boyunca psikanaliz ve BDT karşılaştırıldığında, her ikisinin de genel olarak benzer etkinlik düzeyine sahip olduğu görüldü. Bu paradoks, araştırmacıları terapideki “ortak faktörler” kavramına yönlendirdi:

  • Terapist ile hasta arasındaki güven ilişkisi

  • Yargılamayan, empatik tutum

  • Problemleri tarif eden bir kuramsal çerçeve
    Ortaya çıkan sonuç, metodolojiden çok bu ilişkisel dinamiklerin iyileşmeyi belirlediği yönündeydi.

3. Protokolize Edilen BDT ve Bilgisayarlı Uygulamalar

Bilişsel Davranışçı Terapi, erteleme (procrastination) gibi spesifik sorunları “düşünceler–duygular–davranışlar” olarak parçalayıp, her bir bileşeni hedefleyen protokoller geliştirdi. Haftalık modüller olarak yapılandırılan bu programlar, insan terapist eşliğinde yürütülürken, zamanla bilgisayar destekli BDT uygulamaları (cCBT) ortaya çıktı.
Yapılan çalışmalar, kimi zaman cCBT’nin de terapistli BDT kadar etkili olduğunu gösterdi. Bu bulgu, “İnsanî ilişki şart mı?” tartışmasını yeniden alevlendirdi.

4. Terapi İki Ayrı Bileşenden Oluşuyor

Analiz derinleştikçe terapinin iki öğesi netleşti:

  1. Bilişsel Araçlar ve Beceriler: Zihnin işleyişine dair modeller, problem çözme teknikleri, kendini gözlem becerileri.

  2. Empatik ve İnsanî Bağ: Şefkatli tutum, yargılayıcı olmayan dinleme, güven duygusunun tetiklediği iyileşme süreçleri.
    YZ, günümüzde birinci bileşeni protokoller aracılığıyla başarıyla yönetebiliyor. Ne var ki ikinci bileşeni—gerçek bir insanın sunduğu empati ve bağlanma imkânını—henüz tam anlamıyla sağlayamadı.

5. Ötesinde: İlişkiler ve İnsanlığın Geleceği

Eğer bir gün YZ, terapist rolünü tamamen üstlenebilirse; sadece bir meslek değil, insan arası ilişkilerin temeli de sorgulanmış olacak. Şu anda “waifu” olarak adlandırılan sanal aşk ilişkilerinden, sanal ebeveyn–çocuk modellerine kadar pek çok deneme yapılıyor. İnsan–makine ilişkilerinin bu kadar yakınlaştığı bir dünyada, insanlığın psikolojik yapısının ve toplumsal dokusunun nasıl evrileceğini öngörmek güç.

Sonuç ve Okuyucuya Çağrı

Terapide protokollerin etkinliği ve YZ destekli uygulamaların başarısı tartışılmaz. Ancak insanı insan yapan empati, güven ve paylaşım duygusu, terapötik sürecin kalbinde yer alıyor. YZ, belki bizlere daha erişilebilir ve uygun maliyetli çözümler sunacak; ama gerçek “terapi”nin yerini alması için insanî ilişkinin doğasıyla yüzleşmesi gerekecek.

Bu gelişmeler ışığında siz ne düşünüyorsunuz? YZ, terapistlerin yerini gerçekten alabilir mi, yoksa sadece yardımcı bir araç olarak mı kalmalı? Yorumlarınız, bu geleceğe yön verecek fikirleri şekillendirmemize katkı sağlayacaktır.

Latest from TEKNOLOJİ

Dünün Dünyası: Bir Avrupa Neslinin Hüzünlü Vedası Stefan Zweig’in Anlatısıyla
Önceki Hikaye

Dünün Dünyası: Bir Avrupa Neslinin Hüzünlü Vedası Stefan Zweig’in Anlatısıyla

Gizli Kameralar Tehdit Unsuru Haline Geliyor: Ev ve İş Yerlerinde Mahremiyet Güvenliği Nasıl Sağlanmalı?
Sonraki Hikaye

Gizli Kameralar Tehdit Unsuru Haline Geliyor: Ev ve İş Yerlerinde Mahremiyet Güvenliği Nasıl Sağlanmalı?

Git

Don't Miss