Türkiye’nin BRICS Zirvesi’ne Katılımı: Siyasi, Ekonomik ve Stratejik Değerlendirme

Erdoğan’ın Hamlesi: BRICS Zirvesi’nde Türkiye’nin Yeni Stratejik Adımı

Eylül 3, 2024
konu yorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazan’da düzenlenecek BRICS Zirvesi’ne katılacak olması, ’nin dış politika stratejisinde yeni bir yönelimin işareti olarak değerlendirilebilir. Kremlin’in Erdoğan’ın zirveye katılacağını açıklaması, Türkiye’nin BRICS’e olan ilgisini yeniden gündeme getirirken, Türkiye’nin bu örgüte üyelik başvurusu yaptığına dair iddialar da dikkat çekiyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası konumlanışını siyasi, ekonomik ve stratejik açıdan anlamlandırmayı gerektiriyor.

Batı İle Dengeli İlişkiler Arayışı

Türkiye’nin BRICS ile yakınlaşma çabası, Ankara’nın Batı ile ilişkilerinde son yıllarda yaşanan gerilimlerle örtüşen bir strateji olarak görülebilir. NATO üyesi olan Türkiye, Batı ile özellikle Suriye, savunma sanayii ve insan hakları konularında farklılaşan politikalara sahip. Erdoğan’ın ’ne katılımı, Türkiye’nin tek bir blokla sınırlı kalmak istemediğini, çok yönlü bir dış politika izlemeyi amaçladığını ortaya koyuyor. Batı ile inişli çıkışlı ilişkilerin sürdüğü bu dönemde BRICS gibi Batı dışı bir platforma ilgi göstermek, Türkiye’nin siyasi manevra alanını genişletmek istediğini işaret ediyor.

Ancak bu girişim, sadece Batı’ya karşı bir koz olarak okunmamalı. Türkiye, geleneksel müttefikleri ile ilişkilerini tamamen koparmadan, alternatif işbirliği alanlarını araştırarak kendine yeni bir stratejik alan açmaya çalışıyor. Erdoğan’ın BRICS’e üyelik iddiaları hakkında net bir açıklama yapmamış olması, bu dengeleme politikasının bir parçası olarak yorumlanabilir. Türkiye, Batı ile ilişkilerde stratejik bir pazarlık unsuru olarak BRICS kartını kullanmayı hedefliyor olabilir.

Yeni Ticaret Fırsatları ve Alternatif Pazarlar

BRICS, küresel ekonominin önemli oyuncularını bir araya getiren ve Batı’nın ekonomik hegemonyasına karşı bir denge unsuru olarak konumlanan bir platform. Türkiye’nin bu örgüte ilgi göstermesi, ekonomik anlamda da stratejik bir adım olarak değerlendirilebilir. BRICS üyeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika gibi büyük ekonomilere sahip ülkelerle daha yakın ilişkiler kurmak, Türkiye’nin ticaret hacmini artırabileceği yeni pazarlar bulması açısından önemli fırsatlar sunabilir.

Türkiye, son yıllarda ekonomik anlamda zorlayıcı bir süreçten geçiyor ve Batı’ya olan ticari bağımlılığını azaltacak alternatif arayışlar içerisinde. BRICS ülkeleriyle kurulacak yakın ekonomik bağlar, Türkiye’nin döviz açığını azaltmasına, yeni yatırım kanalları oluşturmasına ve ihracat hacmini çeşitlendirmesine katkıda bulunabilir. Özellikle Çin ile mevcut ticaret ilişkilerini daha da geliştirme potansiyeli, Türkiye’nin ekonomik dengeleri açısından kritik öneme sahip. Aynı zamanda Rusya ile enerji işbirliği alanında daha derin bağlar kurulması, Türkiye’nin enerji ihtiyacını daha güvenilir ve uygun maliyetlerle karşılamasını sağlayabilir.

Küresel Denge Politikası

BRICS, kuruluş amacı itibariyle Batı’nın liderliğindeki küresel sisteme karşı alternatif bir güç odağı oluşturmayı hedefliyor. Türkiye’nin bu platformla yakınlaşması, Batı’nın tek kutuplu hegemonyasına karşı çok kutuplu bir dünya düzeni arayışında olduğunu gösteriyor. Erdoğan’ın Zirvesi’ne katılımı, Türkiye’nin bu yeni dünya düzeninde kendisine bir yer aradığını gösteren stratejik bir hamle olarak yorumlanabilir.

Türkiye, Batı’nın baskılarına karşı koyarken, aynı zamanda kendi stratejik bağımsızlığını güçlendirmek istiyor. BRICS ile yakınlaşma, Türkiye’ye sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve askeri alanlarda da yeni fırsatlar sunabilir. Bu durum, Türkiye’nin savunma sanayii ve askeri işbirliği alanlarında yeni ortaklar bulmasına imkan tanıyabilir. Özellikle Rusya ile savunma alanında devam eden işbirliği, BRICS çerçevesinde daha da derinleşebilir.

Ancak Türkiye’nin bu stratejisi, aynı zamanda dengeli bir dış politika izlemesini zorunlu kılıyor. üyesi olan Türkiye, Batı ile olan stratejik bağlarını koparmadan BRICS gibi alternatif güç odaklarıyla yakınlaşmayı sürdürmek zorunda. Bu dengeleme politikasının ne kadar başarılı olacağı, Türkiye’nin gelecekteki diplomatik manevralarına bağlı olacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazan’daki BRICS Zirvesi’ne katılacak olması, Türkiye’nin dış politikadaki çok yönlü stratejisinin bir yansıması olarak görülebilir. Bu hamle, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini koparmadan, alternatif işbirliği kanalları arayışını sürdürdüğünü gösteriyor. Ekonomik anlamda Türkiye, BRICS üyeleriyle kuracağı daha yakın bağlar sayesinde ticaret hacmini genişletebilir ve yeni yatırım fırsatları bulabilir. Stratejik açıdan ise Türkiye, Batı’nın hegemonyasına karşı çok kutuplu bir dünya düzeninde kendine daha bağımsız bir konum sağlamayı hedefliyor. Bu dengeleme politikasının başarıya ulaşıp ulaşmayacağı, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin atacağı diplomatik adımlarla şekillenecek.

Latest from Yorum

Bakan Tunç'tan Narin Güran açıklaması: Tutuklama Kararı Soruşturmanın Bir Tedbiri
Önceki Hikaye

Bakan Tunç’tan Narin Güran açıklaması: Tutuklama Kararı Soruşturmanın Bir Tedbiri

Trabzonspor'da 5. Şenol Güneş Dönemi Başlıyor
Sonraki Hikaye

Trabzonspor’da 5. Şenol Güneş Dönemi Başlıyor

Git

Don't Miss