Ortadoğu, özellikle Lübnan ve İsrail hattında uzun süredir gergin olan dengeler, Hizbullah’ın kıdemli lideri Hasan Nasrallah’ın ölümünün ardından yeniden ciddi bir şekilde sarsıldı. Hizbullah’ın lider yardımcısı Naim Kasım, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, İsrail’in Nasrallah’ı hedef aldığı hava saldırıları sonrası bir kez daha sahneye çıktı ve örgütün İsrail’e karşı olası bir kara harekâtına hazır olduğunu duyurdu. Kasım’ın açıklamaları, bölgedeki mevcut gerilimlerin hangi yöne evrileceği konusunda önemli sinyaller içeriyor.
Kasım’ın sözleri, aslında Hizbullah’ın İsrail’e karşı yıllardır süregelen direniş çizgisinde bir devamlılık göstergesi olarak okunabilir. Ancak bu açıklamalar, Nasrallah’ın öldürülmesi gibi çok kritik bir olayın ardından yapıldığından, daha farklı bir anlam taşıyor. Nasrallah’ın uzun yıllar boyunca Hizbullah’ı hem askeri hem de siyasi olarak güçlendiren ve örgütün karizmatik lideri olarak milyonlarca destekçisi tarafından bir kahraman olarak görüldüğü düşünüldüğünde, örgütün bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.
Nasrallah’ın liderliği boyunca Hizbullah, sadece Lübnan’ın değil, tüm Ortadoğu’nun en etkili askeri ve siyasi güçlerinden biri haline geldi. İsrail’e karşı sergilediği direniş ve İran’dan aldığı destekle Orta Doğu’nun birçok yerinde etkinlik gösteren Hizbullah, Batı tarafından terör örgütü olarak tanımlansa da, bölgede geniş bir halk desteğine sahip. Nasrallah’ın öldürülmesi, örgüt üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş durumda. Bu bağlamda Kasım’ın, “Parti için yeni bir genel sekreter seçeceğiz ve liderlik boşluğunu dolduracağız” açıklaması, Hizbullah’ın bu süreçte yeniden yapılanmaya hazır olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
İsrail’in Lübnan’a yönelik devam eden hava saldırıları ve kara harekâtı tehditleri ise bu gerilimi daha da tırmandırıyor. Özellikle Beyrut ve Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yönelik hava saldırıları, bölgedeki sivil kayıpları da artırmış durumda. Bu saldırılarda sadece Hizbullah değil, Filistinli militan gruplar da hedef alındı. Hamas’ın liderlerinden Fetih Şerif Ebu el-Emin ve ailesinin yanı sıra, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin üst düzey isimleri de İsrail saldırılarında hayatını kaybetti.
Bu gelişmelerin arkasında ise İsrail’in, özellikle kuzey sınırında güvenliği sağlama hedefi yatıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın açıklamaları, bu konuda İsrail’in geri adım atmayacağını açıkça ortaya koyuyor. İsrail, Hizbullah’ın roket saldırılarına karşı her türlü askeri tedbiri alma niyetinde ve gerektiğinde kara harekâtını da devreye sokabileceğinin sinyalini veriyor.
Öte yandan, bu bölgesel tırmanışın sadece İsrail ve Lübnan arasında kalmayacağı aşikâr. ABD ve İran’ın da bu çatışmaya çekilme olasılığı, bölgedeki dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir. İran, Nasrallah’ın ölümüne yanıt vermekte gecikmedi ve Tahran’dan yapılan açıklamalarda, İsrail’in hiçbir saldırısının cevapsız kalmayacağı belirtildi. Rusya da bölgedeki istikrarsızlığa dikkat çekerek, Nasrallah’ın ölümünün sonuçlarının ciddi olabileceği uyarısında bulundu.
Sonuç olarak, Ortadoğu’da yeniden şekillenen bu denklemin nasıl sonuçlar doğuracağı henüz belli değil. Hizbullah’ın Nasrallah sonrası liderlik süreci ve İsrail’in Lübnan’a yönelik olası kara harekâtı, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltecek gibi görünüyor. Batı’nın İsrail’e verdiği güçlü destek ve İran’ın bu çatışmaya olası müdahalesi, olayları uluslararası bir boyuta taşıyabilir. Bu noktada, diplomatik çözüm arayışları devreye girecek mi, yoksa daha büyük bir çatışmanın fitili mi ateşlenecek, bunu zaman gösterecek.
Hizbullah’tan İlk Açıklama: Nasrallah’ın Ölümünün Ardından Yeni Lider Belirleniyor