editor
İsrail ve Hizbullah arasındaki gerginlikler, özellikle son haftalarda Lübnan ve Gazze’de yaşanan çatışmalarla birlikte tekrar dünya gündemine oturdu. İran’ın da bu denkleme dahil olmasıyla, bölgedeki güç dengeleri sorgulanmaya başlandı. Peki, Hizbullah gerçekten İsrail’e karşı direnebilecek mi?
İran’ın Stratejik Hamlesi ve Mesajı
İran’ın İsrail’e yönelik son eylemleri, sadece askeri bir operasyonun ötesinde, çok daha geniş bir stratejik mesaj taşıyor. İran, son dönemdeki sessizliğini bozarak, füzelerinin önemli bir kısmının hedeflerine ulaştığını iddia etti. Ancak İsrail’in istihbarat kaynakları ise bu saldırının etkisinin sınırlı olduğunu öne sürdü. Buradaki temel soru, İran’ın bu hamlesinin gerçek hedefinin ne olduğuydu. Bu eylemler, bir yandan İran’ın Hizbullah’a olan desteğini ve İsrail’e karşı bölgesel gücünü hatırlatmayı amaçlarken, diğer yandan da kendi iç kamuoyuna yönelik bir mesaj içeriyordu.
Hizbullah ve İsrail Arasındaki Dengeler
Hizbullah, İran’ın bölgedeki vekalet güçlerinden biri olarak uzun yıllardır İsrail’e karşı direniş gösteriyor. 2006 yılında yaşanan İsrail-Hizbullah Savaşı, Hizbullah’ın askeri kapasitesini ve İsrail karşısındaki dayanıklılığını gözler önüne sermişti. O dönemde İsrail, Hizbullah’ın beklenmedik direnişiyle karşılaşmış, ciddi kayıplar vermiş ve sonunda geri çekilmek zorunda kalmıştı. Ancak bu durum, İsrail’i Lübnan’daki Hizbullah tehdidini tamamen ortadan kaldırmak için uzun vadeli bir strateji geliştirmeye yöneltti.
Bugün gelinen noktada, İsrail’in Lübnan’a yönelik yeni harekâtı, 2006’daki başarısızlığın üzerine inşa edilen bir strateji olarak değerlendirilebilir. İsrail, bu kez daha sınırlı bir harekât planladığını belirtiyor. Ancak, bu harekâtın süresi ve kapsamı belirsizliğini koruyor. İsrail’in asıl hedefi, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah unsurlarını tamamen ortadan kaldırmak ve güvenli bir bölge oluşturmak.
İsrail’in Harekât Stratejisi
İsrail, Hizbullah’a yönelik kara harekâtını başlatırken, bölgeye elit birimlerini konuşlandırdı. Bu birimlerin içinde komando tugayları ve özel kuvvetler bulunuyor. 2006’daki harekâtın aksine, bu kez İsrail daha planlı ve temkinli hareket ediyor. O dönemde Hizbullah’ın küçük imha timleri, İsrail’in zırhlı araçlarına büyük zarar vermiş ve İsrail ordusunu geri çekilmeye zorlamıştı. İsrail, bu kez aynı hataları tekrarlamamak adına, operasyonun kapsamını ve stratejisini dikkatle belirliyor.
Ancak Hizbullah’ın da bu süreçte askeri kapasitesini artırdığı biliniyor. Özellikle İran’ın desteğiyle gelişen füze teknolojisi, Hizbullah’ın İsrail’e karşı daha etkili saldırılar düzenleyebilmesine olanak sağlıyor. Bu durum, İsrail’in Lübnan’daki harekâtını daha da zorlaştırabilir.
Bölgesel Güç Dengeleri ve İran’ın Rolü
İran, bölgedeki vekalet güçleriyle İsrail’e karşı dolaylı bir savaş yürütüyor. Hizbullah, İran’ın Lübnan’daki en önemli vekalet gücü konumunda. İran, Hizbullah’a verdiği desteği bir yandan açıkça dile getirirken, diğer yandan İsrail’e karşı bölgedeki nüfuzunu artırmaya çalışıyor. İsrail’in son harekâtları, Hizbullah’ın İran tarafından desteklenip desteklenmeyeceği konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi. İran’ın, Hizbullah’ı “satıp satmadığı” sorusu, hem Lübnan’da hem de uluslararası medyada konuşulmaya başlandı.
Ancak, İran’ın bölgedeki vekalet güçlerini kaybetme riski, Tahran yönetimini köşeye sıkıştırmış durumda. İran, Hizbullah’ı ve diğer vekalet güçlerini kontrol altında tutmak ve İsrail karşısındaki direnişini sürdürmek zorunda. Aksi takdirde, sadece bölgesel nüfuzunu değil, aynı zamanda kendi güvenliğini de tehlikeye atmış olacak.
Hizbullah’ın Geleceği
Hizbullah, İsrail karşısında geçmişte gösterdiği dirençle adından söz ettirmiş bir örgüt. Ancak günümüzde, İsrail’in askeri gücü ve stratejisi karşısında ne kadar dayanabileceği belirsiz. İran’ın desteğiyle Hizbullah, hala önemli bir tehdit oluştursa da, İsrail’in bu kez daha hazırlıklı ve kararlı olduğu bir gerçek. Bölgedeki gelişmeler, sadece Hizbullah’ın değil, aynı zamanda İran’ın da gelecekteki stratejilerini şekillendirecek.
Sonuç olarak, Hizbullah’ın İsrail’e karşı ne kadar direnebileceği sorusu, İran’ın bölgedeki etkinliği ve İsrail’in harekât stratejisiyle yakından bağlantılı. Bu denklemin nasıl sonuçlanacağı ise, önümüzdeki haftalarda ve aylarda netlik kazanacak.
KonuYorum editör. Türkiye ve Dünya medyası taranarak analiz oluşturulmuştur
