Ortadoğu’da tansiyon, İsrail ve İran arasında devam eden gerginliklerle her geçen gün daha da yükseliyor. Özellikle İsrail’in İran’a yönelik misilleme planları ve bu bağlamda alınan askeri kararlar, bölgede yeni bir çatışma dalgasının fitilini ateşleyebilir. İsrail’in olası hedefleri arasında nükleer tesisler, enerji üretim altyapısı ve stratejik askeri noktalar bulunurken, bu hamlelerin sadece İran’ı değil tüm Körfez bölgesini derinden etkileyebileceği konuşuluyor.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nden Profesör Dr. Ahmet Keser, YouTube’da yayımlanan bir programda bu olası misilleme senaryolarını ve bölgesel etkilerini analiz etti. İsrail’in seçebileceği hedefler konusunda, özellikle enerji üretim tesislerine yönelme ihtimali üzerinde durdu. Çünkü bu tür hedefler, sadece İran’ın değil, tüm bölgenin enerji piyasasında derin bir sarsıntı yaratabilir.
Olası Hedefler: Enerji ve Askeri Üsler
İsrail’in misilleme hamlelerinde, İran’ın gönderdiği füzelerin yarattığı zararın boyutunun belirleyici bir faktör olacağını belirten Prof. Keser, özellikle İran’ın enerji üretim tesislerinin ve askeri üslerinin hedef alınacağını öngörüyor. Petrol ve elektrik üretim tesisleri, bu tür saldırılarda ilk sıralarda yer alabilir. Bunun yanı sıra, askeri hedefler arasında füze fırlatma üsleri ve hava üsleri de bulunuyor. Eğer İsrail daha sert bir mesaj vermek isterse, İran’ın lider kadrosuna veya liderlerin yakın çevresine yönelik saldırılar da olası bir senaryo olarak karşımıza çıkıyor.
Bölgesel ve Küresel Etkiler
İran, dünyanın en büyük petrol ihraç eden ülkelerinden biri ve petrol üretim tesislerine yapılacak bir saldırı, sadece İran’ı değil, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerini de etkileyecektir. Böylesi bir durumda petrol fiyatlarının hızla yükselmesi kaçınılmaz olacak, bu da dünya enerji piyasalarında ciddi bir belirsizlik yaratacaktır. Ancak, bu durumun Körfez ülkeleri açısından menfi bir sonuç yaratmayabileceğini söyleyen Keser, petrol ihraç eden ülkelerin fiyatların artmasından dolayı doğrudan bir tepki vermeyeceklerini düşünüyor.
Öte yandan, enerji ithal eden ülkeler açısından ciddi bir kriz yaşanabilir. Alternatif kaynakların yetersizliği ve petrol fiyatlarındaki ani artış, özellikle Batılı ülkelerde ekonomik sıkıntıları daha da derinleştirebilir.
İran-Rusya İlişkileri: Yeni Bir Dönem
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının bir diğer önemli boyutu ise, bu durumun İran-Rusya ilişkilerini nasıl etkileyeceğidir. İsrail’in vurduğu askeri üslerden birinin, Rusya’nın üssüne çok yakın olduğu haberleri mevcut. Bu durum, İran’ın Rusya ile ilişkilerini daha da güçlendirebilir. Zaten İran, Rusya’ya insansız hava araçları ve füze geliştirme teknolojisi sağlıyor; bu iş birliği daha da derinleşebilir.
ABD ve Batı’nın İran’a uyguladığı yaptırımlar, İran’ı daha da yalnızlaştırırken, Rusya ile olan yakın ilişkilerini mecburen artırıyor. Bu da İran’ı Batı karşısında Rusya’ya daha bağımlı hale getirebilir. Aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna savaşı bağlamında Batı ile yaşadığı sorunlar, bu ittifakı daha stratejik bir seviyeye taşıyacaktır.
Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, İsrail’in İran’a yönelik olası misilleme saldırılarının sadece iki ülke arasındaki bir çatışmadan öteye geçip, tüm bölgeyi etkileyen bir savaşın başlangıcı olabileceğine işaret ediyor. Enerji altyapısına yapılacak saldırılar, küresel petrol piyasalarında ciddi dalgalanmalara yol açabilir ve bu durum İran’ın ekonomik ve siyasi yapısını da derinden sarsabilir. Öte yandan, İran’ın Rusya ile daha da yakınlaşması, bölgedeki dengeyi değiştirebilecek yeni stratejik ortaklıkların doğmasına neden olabilir. Bu gelişmeler, Ortadoğu’da zaten var olan kırılgan yapıyı daha da riskli bir hale getirebilir.
Bu durumda en önemli soru şu: İsrail, gerçekten savaşı büyütmek mi istiyor? Yoksa bu hamleler, sadece İran’a yönelik baskıyı artırmak için bir stratejik hamleden mi ibaret?