İsrail‘in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich‘in Gazze’deki 2 milyondan fazla Filistinlinin açlığa terk edilmesini “adil ve ahlaki” olarak nitelendirmesi, İsrail’in Batılı müttefiklerinden güçlü tepkiler aldı. Smotrich’in bu açıklamaları, uluslararası hukukun ve insan haklarının temel ilkelerine açık bir saldırı olarak yorumlandı ve geniş çapta kınandı. Batılı liderler, bu tür söylemlerin savaş suçu kapsamına girebileceğini belirterek, İsrail hükümetine acilen sorumlu ve insani bir politika izleme çağrısında bulundu.
Smotrich, konuşmasını Yahudi yerleşimlerini desteklemek amacıyla düzenlenen bir konferansta yaptı. Bu açıklama, hem İsrail içinde hem de uluslararası arenada ciddi eleştiriler aldı. Smotrich, Gazze‘ye insani yardımın gönderilmesi gerektiğini kabul etmek zorunda kaldıysa da, yaptığı açıklamada Filistinlilerin aç bırakılmasını “adil ve ahlaki” olarak tanımlaması büyük tepki çekti. Bu söylem, Netanyahu hükümeti içinde yer alan aşırı sağcı unsurların savaşı bir tür etnik temizliğe dönüştürme arzusunu da gözler önüne serdi.
- Eski Katalan ayrılıkçı lider Puigdemont Yakalanmadan Kaçtı: Polis Operasyonunda Büyük Soru İşaretleri
- Maduro’dan X’e 10 Günlük Yasak: Elon Musk’a Ağır Suçlamalar
Avrupa Birliği ve diğer Batılı ülkelerden gelen tepkiler, İsrail’in mevcut tutumunu sürdürmesi durumunda uluslararası hukukun ağır ihlallerinin gündeme gelebileceğini gösteriyor. AB dış politika şefi Josep Borrell‘in “sivillerin kasıtlı olarak aç bırakılmasının bir savaş suçu olduğunu” vurgulaması ve Smotrich’in sözlerini “alçaklığın ötesinde” olarak nitelendirmesi, Batı’nın bu konuda ne denli kararlı olduğunu ortaya koyuyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy ve Almanya’nın İsrail Büyükelçisi Steffen Siebert gibi diğer liderler de Smotrich’in açıklamalarını şiddetle eleştirerek, sivillerin korunmasının ve temel insani ihtiyaçlara erişimin sağlanmasının uluslararası hukukun bir gereği olduğunu vurguladılar. Bu tür açıklamalar, Batı’nın İsrail’e yönelik tutumunda bir değişikliğe işaret edebilir ve İsrail’in uluslararası toplum nezdinde daha fazla baskı altında kalmasına neden olabilir.
Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırılar ve sonrasında Gazze’de yaşanan insani kriz, İsrail’in bu tür aşırı söylemlerle daha da derinleşen bir çatışma ortamına sürüklenmesine yol açtı. Gazze’de yaşanan insani felaket, bölgede barışın sağlanmasının ne denli zor olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yardım kuruluşları, bölgede yaşanan açlık krizini hafifletme çabalarının İsrail’in kısıtlamaları ve devam eden çatışmalar nedeniyle büyük zorluklarla karşılaştığını bildiriyor. İsrail’in insani yardıma sınırsız izin verdiği iddiaları, BM ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından sorgulanıyor ve Gazze’deki durumun daha da kötüleşmesine yol açıyor.