Suriye’de Ahmed eş-Şera liderliğinde kurulan yeni yönetim, geleceğe yönelik önemli mesajlar ve kararlı bir duruş sergiliyor. Eş-Şera, ülkesinin toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmekte kararlı olduklarını ve devlet otoritesinin dışında hiçbir silahlı yapıya izin vermeyeceklerini açıkça vurguladı. Bu duruşun, hem ulusal hem de bölgesel dengeler açısından birçok önemli yansıması olacağı aşikar.
Eş-Şera’nın ilk açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta, uluslararası topluma yaptığı çağrı oldu. Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını isteyen eş-Şera, ülkesinin yeniden inşası için tüm taraflarla diyalog kurmaya hazır olduklarını belirtti. İlk yurtdışı ziyaretini Türkiye ya da Suudi Arabistan’a yapacağını açıklaması ise bölgedeki ilişkilerin geleceğine dair umut verici bir mesaj olarak değerlendirilebilir.
Kürt Sorunu ve SDG ile Müzakere
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana unsuru olan YPG’nin, Suriye yönetiminin kontrolü dışında bir silahlı güce sahip olamayacağını dile getiren eş-Şera, bu konuda net bir tavır ortaya koyuyor. Özellikle Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat çeken eş-Şera, sınır güvenliğinin sağlanması ve PKK bağlantılı grupların tehdit oluşturmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.
“Biz, yabancı savaşçı grupları istemiyoruz. Türkiye’ye tehdit oluşturan hiçbir yapıyı kabul edemeyiz,” diyen eş-Şera’nın sözleri, Türkiye ile Suriye arasındaki olası iş birliğine dair önemli sinyaller taşıyor. Bununla birlikte, SDG ile müzakerelerin kapısını açık bırakması, sorunun çözümüne yönelik diplomatik bir alan yaratma çabası olarak değerlendirilebilir.
DEAŞ ve YPG Arasında İnce Çizgi
Eş-Şera’nın DEAŞ konusundaki açıklamaları da oldukça dikkat çekici. YPG’nin, DEAŞ tehdidini bir şantaj aracı olarak kullandığını öne süren eş-Şera, Suriye’nin bu duruma artık son vermek istediğini ifade etti. “Bu cezaevleri bizim kontrolümüzde olmalı,” diyen eş-Şera, bu konuda uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Türkiye ile Yakınlaşma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgü dolu ifadeler kullanan eş-Şera, Türkiye’nin Suriye’ye karşı insani bir duruş sergilediğini dile getirdi. Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik desteğini unutmayan eş-Şera, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için olumlu mesajlar verdi. Ayrıca, Erdoğan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, kendisini Suriye’yi ziyaret etmeye davet ettiğini açıklaması, gelecekteki temasların yoğunlaşacağına işaret ediyor.
Anayasa ve Yeniden İnşa Süreci
Suriye’nin önündeki en büyük hedeflerden biri de iç savaşın yaralarını sararak ülkeyi yeniden inşa etmek. Yeni bir anayasa hazırlamak ve seçimlere gitmek, eş-Şera yönetiminin öncelikleri arasında yer alıyor. Mültecilerin geri dönüşü için gerekli ortamı sağlamayı taahhüt eden eş-Şera, “Suriye’yi yeniden inşa etmek için tüm vatandaşlarımızın katkısına ihtiyacımız var,” diyor.
Bu noktada, yeni yönetimin adalet ve uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etme kararlılığı dikkat çekiyor. Kayıp insanların akıbetini ortaya çıkarmak ve ihlallerden sorumlu olanları cezalandırmak için uluslararası mahkemelere başvurma planları, eş-Şera yönetiminin hesap verebilirlik konusundaki ciddiyetini gösteriyor.
Bölgesel ve Uluslararası Dinamikler
Suriye’deki yeni yönetim, İsrail’in işgal politikalarına karşı net bir duruş sergiliyor ve Birleşmiş Milletler’den bu konuda daha aktif bir rol talep ediyor. Türkiye, İran ve Rusya ile yapılan diplomatik temaslar ise Suriye’de terör örgütlerinden arındırılmış bir ortam yaratma çabalarının göstergesi.
Ancak sahadaki çatışmalar, çözüm yolunda hâlâ büyük bir engel oluşturuyor. SDG ve Türkiye yanlısı gruplar arasındaki gerilim, bölgede tansiyonun düşmediğini gösteriyor. Aynı zamanda, ekonomik ilişkilerde başlayan yeni dönem, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin geleceği adına olumlu bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Ahmed eş-Şera liderliğindeki yeni yönetim, ülke içinde ve dışında güven inşa etmek adına büyük bir sorumluluk taşıyor. Uluslararası yaptırımların kaldırılmasından, iç barışın sağlanmasına kadar geniş bir yelpazede atılacak adımlar, sadece Suriye için değil, tüm bölge için yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.