İsrail’in Suriye Saldırıları: Güç Gösterisi mi, Stratejik Yatırım mı?

İsrail’in Suriye Saldırıları: Güç Gösterisi mi, Stratejik Yatırım mı?

İsrail’in Suriye’de düzenlediği hava saldırıları ne anlama geliyor? Dürziler, Şam yönetimi ve ABD’nin çekilişi ekseninde yeni bölgesel denge nasıl şekilleniyor? Stratejik bir analiz.
Mayıs 3, 2025
konu yorum

İsrail’in 2025 Nisan ayının son günlerinde Suriye’ye yönelik düzenlediği geniş çaplı hava saldırıları, sadece askeri bir operasyon değil; aynı zamanda bölgedeki stratejik güç mücadelesinin yeni bir evresine işaret ediyor. Şam’dan Hama’ya, Kuneytra’dan Süveyda’ya kadar uzanan bu saldırılar zinciri, Suriye’nin güneyinde yeniden şekillenen siyasi dengelerle doğrudan bağlantılı. Ancak bu saldırılar, salt askeri hamleler olarak değil, bir “sürece yatırım” mantığıyla okunmalı.

Dürziler Üzerinden Genişleyen Gerginlik

İsrail’in hedef aldığı bölgelerin çoğunda Dürzi nüfusu yoğunlukta. Son haftalarda ile arasında yeniden başlayan temaslar, taraflar arasında dikkat çekici bir yakınlaşma sinyali veriyordu. İsrail’in bu süreci baltalamaya yönelik hamleleri, Dürziler üzerinden yürütülen uzun vadeli bir stratejinin parçası. İsrail, Suriye’deki toplumsal fay hatlarını derinleştirerek, ülkenin birleşmesini engellemeyi ve bölgesel yalnızlığını hafifletecek bir etnik ve mezhepsel hat kurmayı amaçlıyor.

Bu stratejinin askeri boyutu kadar, toplumsal ve psikolojik boyutu da önem arz ediyor. Dürziler, tarihsel olarak kapalı ve yerel yönetime bağlı bir toplum olarak, ne Şam’a ne de dış aktörlere tam anlamıyla entegre olmuş değillerdi. Ancak Şam’la yeniden başlayan iletişim, ortaklaşa bir yönetim arayışını da beraberinde getirdi. Bu, İsrail’in bölgedeki istihbarat üstünlüğünü tehdit eden bir gelişme.

Saldırılar, Askeri Zayıflığın Perdesi mi?

İsrail’in aynı anda Lübnan’da, Gazze’de ve Suriye’de askeri angajmanını artırması, birçok analist tarafından “güç gösterisi” olarak okunuyor. Ancak bu gösteri, aynı zamanda İsrail’in artan kırılganlıklarını da maskeliyor. ABD’den aldığı mühimmat desteğini Suriye’de harcayan İsrail, Gazze’deki cephe için rezerv asker çağrılarına beklediği yanıtı alamıyor. İsrail ordusunun geniş çaplı operasyonlarını sürdürebilecek insan gücü ve siyasi manevra alanı daralıyor. Dolayısıyla bu saldırılar, zayıflığın örtüsü olabilir.

ABD’nin Geri Çekilişi ve Türkiye’nin Yeni Rolü

ABD’nin Suriye’deki üslerini Haseke’ye çekmesi, sahadaki Amerikan etkisinin azaldığına dair güçlü bir işaret. Ancak askeri anlamda geri çekilen bir Amerika, bölgedeki hava sahasını kontrol eden güç olarak hâlâ belirleyici konumda. Bu durum, İsrail’in daha da agresifleşmesine zemin hazırlıyor. Öte yandan Türkiye’nin öncülüğünde kurulan , bölgesel sorunların yerel aktörler eliyle çözülmesi gerektiği fikrini güçlendiriyor.

İsrail, tam da bu nedenle bölgesel işbirliği çabalarını sabote ediyor. Çünkü Türkiye merkezli bu inisiyatif, İsrail’in Ortadoğu’daki yalnızlığını daha da derinleştirme potansiyeline sahip.

İsrail Ne Yapmak İstiyor?

Buradaki soru şudur: İsrail Suriye’yi parçalamak mı istiyor, yoksa kaçınılmaz olanı lehine çevirmek mi? Giderek özerkleşen, yerinden yönetim modellerine yönelen bir Suriye’nin artık Baas rejimi dönemindeki merkezi yapıya dönmesi mümkün değil. İsrail, bunu erken okudu ve “bölünme değil, yönetişimsel farklılık” sürecine yatırım yapıyor. Bu süreçte Kürtler, Dürziler, Nusayriler gibi gruplar üzerinden nüfuz inşa ediyor.

Ancak bu nüfuz inşası, fiziki bir işgal değil; siyasi bir köprü kurma girişimi. “Ben yalnızım, bu yalnızlığı küçük müttefiklerle yıkayım” diyen bir İsrail’in stratejisinden söz ediyoruz.

Sonuç: Doğum Sancısı mı, Kaotik Dağılma mı?

Suriye, 13 yıllık iç savaşın ardından yeni bir siyasal formülasyon arayışında. Bu formülasyonun sancıları yaşanıyor. Ancak bu sancılar, olumlu bir dönüşüme de kapı aralayabilir. Eğer Ankara-Şam hattında sağduyulu bir iş birliği inşa edilebilirse, Dürzilerle kurulan yeni bağlar birleştirici bir unsur olabilir. Aksi takdirde, İsrail’in hedeflediği bölgesel çatışma senaryosu daha da derinleşir.

Bugünün sorusu şu: İsrail’in saldırılarını durdurmak için askeri değil, siyasi bir akıl mı gerekiyor?

Latest from DÜNYA

Ortadoğu’da Yeni Cephe: İsrail, Türkiye ve Suriye Üçgeninde Güç Mücadelesi
Önceki Hikaye

BBC: İsrail’in Suriye’deki saldırıları Türkiye’ye meydan okuyor

Sırrı Süreyya Önder Vefat Etti: Siyasetin Kalbi Biraz Daha Sessiz Atacak
Sonraki Hikaye

Sırrı Süreyya Önder Vefat Etti: Siyasetin Kalbi Biraz Daha Sessiz Atacak

Git

Don't Miss