KONUYORUM EDİTÖR: Ortadoğu’da İsrail’in izlediği politikalar ve bölgedeki diğer aktörlerin buna karşı tutumları, son yıllarda giderek artan bir gerilim atmosferi yaratıyor. Özellikle İsrail‘in Filistin ve Lübnan‘a yönelik askeri operasyonları, uluslararası arenada ciddi tartışmalara neden oluyor. Peki, İsrail’i bu bölgede durdurabilecek güç kim olabilir? Bu yazımızda Bölgedeki güç dinamiklerini ve İsrail’in politikalarına karşı potansiyel müdahaleleri değerlendireceğiz.
İsrail ve Bölgesel Hedefler
İsrail’in son yıllarda yürüttüğü askeri operasyonlar, genellikle sınırlarını genişletme ve güvenliğini artırma çerçevesinde değerlendiriliyor. Ancak, bu operasyonların ardında daha derin stratejik hedefler de bulunuyor. İsrail, Hizbullah gibi bölgesel aktörlerin askeri kapasitelerini zayıflatmayı ve bölgedeki etkinliğini artırmayı hedefliyor. Bununla birlikte, Lübnan gibi bağımsız devletlere yönelik geniş çaplı bir işgal girişimi, hem bölgesel hem de küresel aktörlerin tepkisini çekebilir.
Körfez Ülkelerinin Tavrı
İsrail’in politikalarına karşı Körfez ülkelerinin tutumu da oldukça kritik. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, Hamas ve Hizbullah gibi grupları tehdit olarak görüyor ve bu nedenle İsrail’in operasyonlarına örtülü bir destek sunabiliyor. Bu durum, İsrail’in Ortadoğu’daki askeri ve politik manevralarını daha rahat gerçekleştirmesine olanak sağlıyor. Körfez ülkelerinin, İsrail’in bu tür politikalarına karşı durmak yerine, ekonomik çıkarlarını koruma amacıyla pasif bir tavır sergilediği gözlemleniyor.
Türkiye’nin Rolü ve Politikası
Türkiye, Ortadoğu’da giderek daha geniş bir etki alanı oluşturan bir bölgesel güç olarak dikkat çekiyor. Son yıllarda, Suriye ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi, Somali ve Etiyopya arasında barış görüşmelerine aracılık edilmesi gibi adımlarla bölgedeki etkinliğini artırdı. Ancak, İsrail ile olan ilişkilerinde inişli çıkışlı bir seyir izleyen Türkiye, bu bağlamda dikkatli adımlar atmak zorunda.
Türkiye’nin, İsrail’in son operasyonlarına karşı sergilediği tutum, özellikle 7 Ekim saldırıları sonrasında yeniden şekillendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sert eleştirileri ve Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşma, Türkiye’nin bölgedeki duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. Ancak, Türkiye’nin İsrail’e karşı uygulayabileceği yaptırımların sınırlı olduğu ve bu nedenle diplomatik çerçevede hareket etmek zorunda olduğu bir gerçek.
İsrail’in Bölgedeki Geleceği
İsrail’in bölgede izlediği politikalara karşı durabilecek bir güç olup olmadığı sorusu, oldukça karmaşık bir yanıt gerektiriyor. ABD ve Batı’nın genel desteği arkasında olan İsrail, bölgedeki askeri ve siyasi operasyonlarını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor. Bununla birlikte, bölgedeki diğer aktörlerin, özellikle Türkiye ve İran gibi ülkelerin, İsrail’e karşı alacağı tutumlar, gelecekteki dengeyi belirleyebilir.
Sonuç olarak, İsrail’i durdurabilecek bir güçten bahsetmek zordur. İsrail, bölgedeki askeri ve politik üstünlüğünü sürdürmeye devam ederken, karşısında durabilecek tek güç, belki de uluslararası toplumun alacağı sert ve tutarlı bir duruş olacaktır. Ancak, bu duruşun ne kadar etkili olabileceği ve bölgedeki dengeleri nasıl değiştireceği, zamanla görülecektir.