Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’daki Hz. Ali Camisi‘nde kıldığı cuma namazının ardından gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın özellikle Birleşmiş Milletler (BM) yapısına yönelik eleştirileri, uluslararası platformda sıkça dile getirdiği bir konu olan “Dünya beşten büyüktür” söylemini yeniden gündeme taşıdı.
Erdoğan, BM’nin mevcut yapısının adil ve sürdürülebilir olmadığını vurgulayarak, BM Güvenlik Konseyi’ndeki 15 geçici üyenin neredeyse hiçbir etkisinin olmadığını, asıl kararların 5 daimi üye tarafından alındığını belirtti. Türkiye’nin de daimi üye olma gayreti içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, bu süreçte henüz bir sonuç alınamadığını ifade etti.
BM’deki Güç Dengeleri ve Türkiye’nin Tutumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM üzerine yaptığı bu eleştiriler, Türkiye’nin uluslararası arenada daha etkin bir rol oynama arzusunun bir yansıması olarak değerlendirilebilir. BM’nin mevcut yapısı, soğuk savaş sonrası dünya düzenini yansıtan bir sistem olarak ele alınırken, bu yapının günümüz dünyasının çok kutuplu gerçekliğini yansıtmadığı eleştirisi uzun süredir gündemde. Erdoğan’ın vurguladığı gibi, 5 daimi üye dışındaki ülkelerin karar alma süreçlerine etkisinin neredeyse yok denecek kadar az olması, BM’nin küresel sorunlara çözüm üretme kapasitesini sorgulanır hale getiriyor.
Miçotakis ve Paşinyan’la Görüşmeler
BM 79. Genel Kurulu sırasında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaptığı görüşmelere de değinen Erdoğan, bu temasların içeriğine dair ipuçları verdi. Miçotakis ile yapılan görüşmede Ege Denizi’ndeki sorunların ve Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’nın ele alındığını belirtirken, Paşinyan ile yapılan görüşmede ise Azerbaycan-Ermenistan arasındaki anlaşmazlıkların öne çıktığını ifade etti.
Özellikle Paşinyan’ın Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerine dair olumlu bir yaklaşım sergilediğini belirten Erdoğan, bu yaklaşımın kalıcı bir çözüme evrilebileceği temennisini dile getirdi. Türkiye’nin bölgedeki barış sürecine olan katkısı ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi adına yürüttüğü diplomatik çabalar, uluslararası kamuoyunda dikkatle takip ediliyor.
Türkiye’nin Küresel Rolü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin uluslararası sistemde daha adil ve kapsayıcı bir yapının oluşmasına yönelik taleplerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’nin BM içindeki rolünü artırma çabaları ve bölgesel sorunların çözümüne yönelik aktif diplomasi anlayışı, ülkenin küresel siyasetteki konumunu güçlendirme hedefinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Erdoğan’ın bu doğrultuda yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin uluslararası arenada daha güçlü bir ses olma arzusunun altını çiziyor.