Ortadoğu’da Hayali İmparatorluklar ve Gerçekçi Alternatifler

Ortadoğu’da Hayali İmparatorluklar ve Gerçekçi Alternatifler

Ortadoğu'nun karmaşık siyasal yapısını ve tarihsel imparatorluk hayallerini inceliyoruz. İran ve Türkiye'nin girişimleri, başarısızlık nedenleri ve sürdürülebilir çözümler.
Aralık 3, 2024
konu yorum

Ortadoğu’nun karmaşık siyasal yapısı, tarih boyunca farklı güçlerin ve ideolojilerin etkisi altında şekillenmiştir. Bölgedeki aktörlerin, kendi geçmişlerinden ve etnik kökenlerinden ilham alarak kurmaya çalıştıkları imparatorluk hayalleri çoğu zaman hüsranla sonuçlanmıştır. Bu bağlamda, İran’ın Şiilik eksenli bir Pers İmparatorluğu kurma hayali ile Türkiye’nin Türkçülük temelli bir imparatorluk oluşturma çabası birçok yönden benzerlik göstermektedir. Bu yazı, bu iki girişimin neden başarısızlığa mahkûm olduğunu ve daha akılcı bir alternatifin neler olabileceğini inceleyeceğiz.

İran’ın bölgesel politikasının temel dinamiklerinden biri, tarihi Pers İmparatorluğu’nun etkisini günümüzde yeniden canlandırma arzusudur. Bu hayal, İran’ın Suriye gibi ülkelerde belirli ölçüde başarı elde etmesine yol açmıştır. Ancak tarihten de öğrendiğimiz üzere, etnik ve mezhepsel temellere dayalı imparatorluk kurma çabaları genellikle uzun ve orta vadede başarısızlıkla sonuçlanmaktadır.

Benzer şekilde, Türkiye’nin Türkçülük eksenli bir imparatorluk kurma çabası da yüzeyde elde edilen bazı başarılara rağmen uzun vadede başarısız olma riskini taşımaktadır. İlkçağdaki devlet modelleri, günümüz dünyasına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılamaz. Etnik köken ve tarihsel geçmiş üzerinden bir güç yapısı oluşturma arayışı, hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde büyük zorluklarla karşılaşmaktadır.

Bu bağlamda, bölgenin barış ve istikrarını sağlamak için daha akılcı ve sürdürülebilir modellerin ön plana çıkması gerekmektedir. Eğer bir imparatorluk kurulacaksa, bu yapının modern demokratik değerlerle donatılması bir zorunluluktur. Seçme ve seçilme hakkının tanındığı, yazılı hukukun hâkim olduğu, her türlü düşünce ve yaşam biçiminin kabul edildiği bir “Birleşik İslam Devletleri” (İsrail de dahil olmak üzere) imparatorluğu, bu coğrafyanın ihtiyaçlarına daha uygun bir çözüm olabilir. Böyle bir yapı, tarihsel birlikteliklerin ve ortak değerlerin demokrasi ve insan hakları çerçevesinde yeniden tanımlanmasını mümkün kılabilir. Bölge halklarının, etnik ve dini farklılıkların ötesinde ortak çıkarlar etrafında birleşmelerini teşvik ederek sürdürülebilir bir barış ve istikrar ortamı oluşturabilir.

Sonuç

Tarihten alınan dersler ışığında, Ortadoğu’da hayali imparatorluklar kurma arayışlarının başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmaz görünmektedir. Ancak daha demokratik, kapsayıcı ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir Türkiye, bölgenin sorunlarına gerçekçi ve sürdürülebilir çözümler sunabilir. Bu sayede tarih boyunca süregelen çatışma ve gerilimlerin yerini barış, işbirliği ve refah alabilir. Türkiye’nin, kendi iç yapısını bu ölçüler içerisinde yeniden inşa etmesi ve bölgede bir rol model olarak öne çıkması daha gerçekçi bir yaklaşımdır. İran’ın düştüğü tuzağa Türkiye’nin de düşmesi ise tarihsel bir ironi olacaktır.

Latest from Fatih Hatipoglu

Küresel Plastik Kirliliği Anlaşması: Müzakereler Busan’da Çıkmaza Girdi
Önceki Hikaye

Küresel Plastik Kirliliği Anlaşması: Müzakereler Busan’da Çıkmaza Girdi

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon acil sıkıyönetim ilan etti
Sonraki Hikaye

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon acil sıkıyönetim ilan etti

Git

Don't Miss