Fatih Hatipoğlu
Sayın Barzani’nin, Ahmed Şer’a’nın Kürtler ve Suriye’nin geleceği hakkındaki açıklamalarına verdiği desteği temel alarak,Kürtlerin ve İslam dininin barış mesajını vurgulayarak bu süreçte neden bir araya gelinmesi gerektiğine dair bir bakış açısı sunmak isterim
Kürtler ve İslam Barış İçin Birleşmenin Vakti!
Son yıllarda, Orta Doğu’nun karmaşık ve değişken politik manzarasında, Kürtler sadece ulusal kimliklerini koruma gayretinde değil, aynı zamanda barış ve istikrar için de kritik bir role sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Bu bağlamda, Suriye’deki gelişmeler ve Ahmed Şer’a’nın kapsayıcı açıklaması, yeni bir umut ışığı olarak karşımızda durmaktadır.
Başkan Barzani’nin açıklamasında vurguladığı üzere, Kürtler tarih boyunca adalet ve eşitlik talep ederken, bu değerleri İslam’ın barış mesajıyla örtüştürmüşlerdir. Tarihsel olarak, Kürtlerin Araplarla ve diğer Suriye halklarıyla birlikte yaşama pratiği, Suriye’nin çok kültürlü yapılarına zenginlik katmış, bir arada yaşama kültürünü pekiştirmiştir. Şimdi ise, Suriye’nin geleceği için bu dinamiklerden yararlanmanın tam vaktidir.
Barzani’nin, “Kürtlerin, Arapların ve Suriye’nin diğer tüm bileşenlerinin bu fırsattan yararlanarak barışçıl, özgür ve demokratik bir Suriye’nin inşasında bir araya gelmeleri gerekmektedir” sözleri, bir çağrı niteliğindedir. Bu çağrı, İslam’ın özündeki barış mesajına paralel olarak, farklı ulusların ve inançların birbirine saygı duyarak birleşmesi gerektiğini işaret etmektedir.
İslam, barışı ve hoşgörüyü teşvik eden bir din olarak, çatışmaların diyalog ve anlayış yoluyla çözülmesini emreder. Dolayısıyla, Kürtler ve diğer Suriye bileşenleri arasındaki potansiyel işbirliği, sadece politik bir gereklilik değil, aynı zamanda dini ve etik bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, yalnızca haksızlıkların düzeltilmesine değil, aynı zamanda savaşın yaralarını sarmaya ve yeni bir dayanışma ruhu yaratmaya da hizmet edecektir.
Suriye’de adil ve dengeli bir yapının inşası, yalnızca Kürtler için değil, barış içinde bir arada yaşamak isteyen herkes için bir umut kaynağıdır. Bu süreç, tarihsel yanlışların düzeltilmesi ve geleceğin birlikte inşa edilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Başkan Barzani’nin çizdiği vizyon, Kürtlerin ve tüm Suriye halklarının ortak bir geleceğe dair umutlarını tazelemektedir. Bu geleceğin inşası, ulusal kimliklerin ve dini inançların barışı ve bir arada yaşamayı teşvik etmesiyle mümkündür. İslam’ın barış mesajını benimseyen bir yaklaşım, Suriye’nin yeni yüzünün şekillenmesinde anahtar rol oynayacaktır oynamalıdır da.
