Türkiye’de yaklaşık 7 milyon çalışanın kaderini doğrudan etkileyen asgari ücret görüşmeleri, sadece bu kesim için değil, tüm iş dünyası ve ekonomi için belirleyici bir rol oynuyor. DİSK’in verilerine göre, özel sektör çalışanlarının yüzde 92’si asgari ücret çevresinde maaş alıyor. Hal böyle olunca, CEO maaşlarından küçük işletmelere kadar tüm gelir düzeylerini etkileyen bir konu karşımıza çıkıyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in ifadesiyle, “asgari ücret artışı, ücret politikalarının temel taşı haline geldi.” Gerçekten de, bu tartışmalar artık yalnızca dar gelirliyi değil, tüm ekonomiyi şekillendiriyor.
İşçi Kesiminin Talepleri Netleşti
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun üç toplantı gerçekleştirmesine rağmen, henüz bir rakam üzerinde anlaşma sağlanamadı. İşçi tarafının temsilcisi Türk-İş, 3. toplantının ardından nihayet taleplerini açıkladı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 2025 yılı için asgari ücretin 29 bin 583 TL olması gerektiğini ifade etti. Bu rakam, yüzde 45 enflasyon zammı ve yüzde 20 refah payını içeriyor.
Öte yandan, masada yer almayan DİSK’in yaptığı açıklama da dikkat çekiciydi. Araştırmalara göre, asgari ücretin hanedeki iki çalışan üzerinden hesaplanarak yoksulluk sınırının yarısı olan 33 bin 488 TL seviyesinde olması gerektiği belirtildi.
İşverenler ve Hükümet Sessizliğini Koruyor
Asgari ücret görüşmelerinde işveren tarafını temsil eden TİSK henüz somut bir öneri sunmadı. Hükümet kanadından da şu ana kadar net bir oran ifade edilmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Komisyon, çalışanlarımızın beklentilerini gözetecek ve ekonomiye ağır yük getirmeyecek bir anlayışla süreci yönetecek” açıklaması dışında belirgin bir tutum sergilenmedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “dengeli bir artış” vurgusu yaparken, küçük işletmelerin rekabet gücünün korunmasının önemine dikkat çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, maaş artışlarının enflasyonun üzerinde olacağını belirterek, “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” mesajı verdi.
İş Dünyasından Çelişkili Mesajlar
İş dünyasının asgari ücretle ilgili görüşleri, geniş bir yelpazeye yayılıyor. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, yüzde 25’in üzerinde bir artışın doğru olmayacağını ifade ederken, İTO Başkanı Avdagiç, “Hedeflenen enflasyon oranı göz önünde bulundurulmalı” dedi. TÜSİAD cephesinden ise, sürecin işçi ve işveren sendikalarının uyumu ile çözüleceği yönünde bir beklenti dile getirildi.
Siyasi Partiler Rakam Verdi
Siyasi partiler asgari ücret tartışmalarına net rakamlarla katıldı. CHP, “30 bin TL’nin altında olmayacak” derken, İYİ Parti 28 bin TL sınırını işaret etti. Dem Parti ve Yeniden Refah Partisi ise, asgari ücretin en az 35 bin TL olması gerektiğini savundu. Saadet Partisi, 33 bin 337 TL önerisi ile tartışmalara katıldı.
Asgari Ücret: Bir Dengeler Meselesi
Görüşmelerin gidişatına baktığımızda, asgari ücretin yalnızca bir rakam değil, aynı zamanda ekonominin genel dengelerini temsil eden bir gösterge olduğu açıkça görülüyor. İşçinin geçim derdi, işverenin maliyet yükü ve hükümetin makroekonomik hedefleri arasındaki bu sıkı pazarlık, 2025 yılına dair önemli bir ekonomik yön haritası çizecek. Ancak masada henüz net bir mutabakat sağlanmamış olması, bu sürecin daha uzun ve zorlu bir yola işaret ettiğini gösteriyor.
Tüm tarafların mutlu olması mümkün mü? Belki de asıl soru bu.