Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Suriye’nin yeni yönetimiyle gerçekleştirdiği Şam ziyareti, bölgesel politikada bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Fidan, Suriye’nin yeni lideri Ahmet Şara ile samimi bir atmosferde bir araya geldi. Görüşme, Esad yönetiminin devrilmesinin ardından iki ülke ilişkilerinin yeniden şekilleneceği mesajını taşıyor.
Ahmet Şara, HTŞ önderliğinde kısa sürede elde edilen başarının ardından Suriye’de yeni dönemin lideri olarak öne çıktı. Görüşme sırasında Fidan ve Şara, hem tokalaşarak hem de samimi bir şekilde sarılarak bölgeye sıcak bir mesaj verdiler. Bu, Suriye’nin geleceğine dair ortak bir vizyonun sinyallerini verirken, Türkiye’nin Suriye politikalarındaki kararlılığını da gözler önüne seriyor.
YPG ve DEAŞ ile Mücadelede Yeni Dönem
Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerinde en önemli gündem maddesi, sınır güvenliğinin sağlanması ve YPG gibi terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi. Türkiye, Suriye sınırında bir terör yapılanmasına izin vermeyeceğini her fırsatta dile getiriyor. HTŞ liderliği, DEAŞ ve diğer radikal gruplarla mücadelede Türkiye ile uzun süredir istihbarat paylaşımında bulunuyor. Bu bağlamda, iki taraf arasındaki iş birliği Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması için büyük bir öneme sahip.
Hakan Fidan, Suriyelilerin gönüllü olarak ülkelerine dönüşlerini kolaylaştıracak güvenli bir zemin oluşturma çalışmalarına da değindi. Bu, Türkiye’nin hem bölgesel hem de uluslararası kamuoyuna yönelik önemli bir mesajı olarak görülmeli: Göç krizine çözüm, yalnızca güvenli bir Suriye ile mümkün.
Uluslararası Arenada Yansımalar
Ahmet Şara’nın kıyafet seçimi bile sembolik bir mesaj taşıyor: Yeşil kravat ve modern bir takım elbise, yeni Suriye’nin değişim arzusunu temsil ediyor. Bu görüntüler, sadece Türkiye-Suriye ilişkilerine değil, aynı zamanda bölgeye ilgi duyan ABD, Rusya, İran ve İsrail gibi ülkelere de güçlü bir mesaj gönderiyor. Özellikle ABD ve İsrail’in bölgedeki varlığı, Suriye’nin geleceğini şekillendirme çabalarının önemli bir parçası.
Toprak Bütünlüğü ve Güç Dengeleri
Suriye’nin yeniden yapılandırılması, bölgenin en büyük zorluklarından biri olarak önümüzde duruyor. Toprak bütünlüğünün sağlanması, hem PKK/YPG’nin hem de İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgaline son verilmesini gerektiriyor. Ancak İsrail’in Golan Tepeleri konusundaki stratejik önemi göz önüne alındığında, bu durumun kısa vadede çözülmesi zor görünüyor. Öte yandan, Türkiye’nin desteklediği Şam yönetiminin Fırat Nehri’nin doğusundaki durumu çözmeye yönelik adımları umut verici.
Yeni Suriye İçin Bir Yol Haritası
Bu görüşme, yalnızca bir diplomatik buluşma değil, aynı zamanda Suriye’nin geleceğine dair önemli bir yol haritasının başlangıcı olarak değerlendirilmeli. Şam’da gerçekleşen bu tarihi buluşma, hem Suriye halkı hem de uluslararası aktörler için önemli mesajlar içeriyor. Ahmet Şara ve Hakan Fidan’ın bir araya gelişi, yeni Suriye’nin kaderini belirleyecek bir sürecin kapılarını aralamış durumda.
Türkiye, diplomatik ve stratejik adımlarıyla bu sürecin şekillenmesinde önemli bir rol üstleniyor. Şam’dan verilen mesaj, Türkiye’nin bölgede barış ve istikrar için hem siyasi hem de insani bir misyon üstlendiğini gösteriyor. Bu, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkiler için değil, aynı zamanda tüm bölge için umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmeli.