Biden yönetimi, Ukrayna’ya yönelik desteğini artırarak, müzakereler öncesinde Ukrayna’nın elini güçlendirme çabasında. Ancak bu durum, Amerikan siyasetinde farklı tepkilere yol açıyor. Cumhuriyetçi Parti’nin bir kanadı Biden’ın savaş politikalarını eleştirirken, diğer bir kanadı Trump’ın başkanlık dönemi politikalarına dönülmesini savunuyor.
Trump’ın Yaklaşımı:
- Trump yönetimi, Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarını kesmeyi ve Putin ile müzakerelere yeniden başlamayı savunuyor.
- Trump’a yakın isimler, Putin’in sunduğu barış planını destekleyen açıklamalar yapıyor. Bu plan, Rusya’nın işgal ettiği bölgelerdeki hakimiyetini sürdürmesini ve Ukrayna’nın NATO’ya katılmamasını öngörüyor.
Barış Planı ve Trump’ın Olası Stratejisi
Trump’a yakın çevrelerin dile getirdiği barış planı özetle şunları içeriyor:
- Rusya’nın İşgal Bölgelerindeki Hakimiyetinin Tanınması: İşgal edilen bölgelerde uluslararası güçler veya BM kontrolünde bir tampon bölge oluşturulması.
- Ukrayna’nın NATO Üyeliğinden Vazgeçmesi: Bu plan, Biden yönetimi tarafından “demokrasinin ihlali” olarak değerlendiriliyor ve kesin bir şekilde reddediliyor.
- Askeri Yardımların Kesilmesi: Trump, Ukrayna’ya silah yardımlarını durdurma konusunda net bir tavır sergiliyor.
Biden Yönetiminin Stratejisi ve Endişeler
Biden, müzakereler öncesinde Ukrayna’nın pozisyonunu güçlendirmek için adımlar atıyor. Ancak bu durum, şu nedenlerle eleştiriliyor:
- Savaşın Uzaması: Cumhuriyetçi Parti’nin bazı kanatları, Biden’ın Ukrayna’ya verdiği desteğin savaşı uzattığını düşünüyor.
- Müzakere Zeminini Zayıflatma Riski: Ukrayna’ya yapılan destekler, müzakereler sırasında Rusya ile uzlaşmayı zorlaştırabilir.
Biden yönetimi, Ukrayna’nın NATO üyeliğine yönelik kararlılığını koruyarak, bu konunun bir “demokrasi ve özgür irade meselesi” olduğunu savunuyor.
Putin ve Rusya’nın Olası Hamleleri
Putin’in mevcut durumda Trump yönetiminin işbaşına gelmesini bekleyip, onun önerdiği barış planını kabul etmesi daha olası görünüyor. Ancak:
- Savaşın Daha da Büyümesi: Putin, Trump’ın göreve başlamasını beklemeden savaşı genişletebilir. Ancak bu, kendi teklif ettiği barış planını zora sokabilir.
- Zaman Kazanma: Putin’in mevcut durumu koruyarak müzakerelere daha güçlü bir pozisyonda oturma stratejisi izleyebileceği öne sürülüyor.
Sonuç: Dünyanın Beklentisi ve Kritik Dönemeç
Amerika’daki siyasi değişim, Ukrayna-Rusya savaşının geleceği üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir. Biden yönetiminin Ukrayna’yı güçlendirme çabaları sürerken, Trump’ın barış planı etrafında şekillenen politikaları bölgesel ve küresel dengeleri yeniden şekillendirebilir.
Kritik soru ise şu:
Putin, Trump’ın göreve başlamasını bekleyecek mi yoksa savaşı daha da tırmandırarak sonuçları kendi lehine çevirmeye mi çalışacak?