ABD Seçimlerinin Ortadoğu Yansımaları ve İsrail’in Hamleleri
Ortadoğu, tarihin her döneminde büyük güçlerin oyun sahası oldu. Bu hafta ise bölge, hem ABD’deki seçim yarışının gölgesinde hem de İsrail’in İran ve Suriye’ye yönelik operasyonları ile yeniden gündemin merkezine oturdu. 5 Kasım’da ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerine günler kala, Orta Doğu’daki gelişmelerin ABD iç siyasetine yansımaları dikkat çekiyor. Peki, bölgedeki çatışmalar ve ABD Seçimleri nasıl bir etkileşim içinde? İşte bu sorunun yanıtı, yalnızca ABD için değil, tüm dünya için önem taşıyor.
İsrail’in İran ve Suriye’ye Operasyonları
İsrail’in, özellikle İran’a yönelik askeri operasyonları, beklenildiği gibi büyük stratejik tesislere değil, askeri noktalara odaklandı. İsrail’in bu sınırlı harekatı, ABD’nin de arka planda dengeleyici bir rol oynadığını gösteriyor. Washington’un “daha ölümcül hedeflerden uzak durun” mesajı, İsrail’i büyük oranda caydırmış görünüyor. Ancak bu sınırlı müdahale, Ortadoğu’da tansiyonu düşürmeye yetmedi. Aksine, bölgede daha geniş çaplı bir çatışmanın ilk adımlarından biri olarak yorumlanıyor. Hem Lübnan’da Hizbullah’ın yükselen sesi, hem de Suriye’deki çatışmalar bu savaşı kaçınılmaz hale getiriyor.
Bu hamlelerin arka planına baktığımızda, İsrail’in yalnızca İran’a değil, bu ülkenin desteklediği tüm bölgesel aktörlere karşı büyük bir baskı uygulamayı hedeflediğini görebiliyoruz. Lübnan ve Gazze’de süren çatışmalar da bu stratejinin bir parçası. İsrail’in bölgedeki “İran nüfuzunu kırma” amacı, ABD’nin bölgedeki çıkarları ile örtüşüyor. Ne var ki, Avrupa ülkeleri, özellikle Fransa ve Almanya, bu duruma karşı daha temkinli ve çatışmaların sınırlı kalması için diplomatik bir ateşkesin peşinde.
ABD Seçimleri: Ortadoğu’da Dengeleri Değiştirecek mi?
ABD’de başkanlık seçimlerinin sonuçları, yalnızca Amerikan halkı için değil, Ortadoğu’daki dengeler açısından da büyük önem taşıyor. Bu seçimde Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ın ve Demokratların adayı Kamala Harris’in vaatleri, yalnızca iç politikayı değil, uluslararası siyaseti de doğrudan ilgilendiriyor. Örneğin, Trump’ın göçmen politikaları ve ekonomiyi toparlama vaatleri, ABD’nin iç sorunlarını çözmeye yönelikken; Harris’in dış politika vaatleri, daha kapsamlı bir değişime işaret ediyor. Harris’in dış politikada daha dengeli bir yaklaşımı benimseyeceği konuşulurken, Trump’ın “sertlik” yanlısı duruşu bölgedeki çatışmaları daha da körükleyebilir.
Seçimlerde yarış bu kadar başa baş ilerlerken, adayların her biri kendilerine ait kozları oynuyor. Trump’ın popüler bir podcast yayınına katılması, genç erkek seçmenlere ulaşma çabasının bir örneği. Öte yandan, Harris’in Texas’ta Beyonce gibi ünlü isimleri de yanına alarak kadın seçmenlere hitap etmesi, seçim yarışında stratejik adımlarını gözler önüne seriyor.
Seçimler ve Bölge Politikasına Etkisi
Ortadoğu’daki gelişmelere ABD seçimleri sonrası yapılacak müdahaleler, yeni başkanın veya mevcut başkanın ikinci döneminin en sıcak konularından biri olacak. Özellikle Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda, İsrail’e açık desteğinin sürmesi bekleniyor. Bu da İran’ın bölgedeki etkinliğini daha da zayıflatabilir. Ancak Harris’in kazanması durumunda, Amerika’nın bölgedeki askeri angajmanını azaltarak, diplomatik yolları öncelemesi olası. Bu durumda, İsrail’in Ortadoğu politikalarında daha dikkatli olması gerekecek.
Seçim Sonrası Orta Doğu’da Yeni Dönem
ABD seçimleri, yalnızca Amerikan halkı için değil, dünya dengeleri için de bir dönüm noktası. Seçimden kim galip çıkarsa çıksın, Ortadoğu’daki tansiyonun yükseleceği neredeyse kesin gibi. İsrail, bölgede İran etkisini azaltma çabasına devam edecek, ABD’nin de bu duruma kayıtsız kalması zor. Avrupa’nın ve diğer dünya ülkelerinin ise dengeleyici bir güç olarak Ortadoğu’da daha etkin bir rol üstlenmesi beklenebilir.
5 Kasım gecesi, ABD seçimlerinin sonucu dünyanın gözlerini yeniden Ortadoğu’ya çevirecek.