Hindistan ordusu, Pakistan ve Pakistan’ın kontrolündeki Azad Keşmir bölgesinde yer alan bazı “hedeflere” yönelik askeri operasyon başlattığını duyurdu. Pakistan Ordusu Halkla İlişkiler Birimi (ISPR) Genel Müdürü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, Hindistan’ın düzenlediği füze saldırılarına Pakistan’ın uygun yer ve zamanda karşılık vereceğini açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump ise başlayan çatışmayla ilgili yaptığı açıklamada, “Ben sadece bunun çok çabuk sona ermesini umuyorum” ifadelerini kullandı.
Güney Asya yine diken üstünde. Hindistan’ın Pakistan topraklarına düzenlediği hava saldırısı, yalnızca bir “terörle mücadele operasyonu” olarak mı görülmeli, yoksa bu işin arkasında çok daha derin hesaplar mı var?
Hindistan’a göre, saldırının nedeni Keşmir’in Pahalgam bölgesinde turistlere yönelik yapılan ve 26 kişinin hayatını kaybettiği saldırıydı. Yeni Delhi yönetimi, bu saldırganların Pakistan’dan geldiğini iddia etti ve ardından Pakistan içinde dokuz hedef vuruldu.
Ama aynı anda başka bir tablo ortaya çıktı: Pakistan, iki Hindistan savaş uçağını düşürdüğünü duyurdu, üç sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı ve saldırıya uğrayan bölgelerde camilerin hedef alındığını söyledi.
Peki ne oldu da Hindistan, bu kadar sert bir adım attı?
1. İç Siyasete Operasyon
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, geçmişte de askeri operasyonları iç politikada lehine kullanmış bir lider. Şimdi yine benzer bir seçim atmosferi var. Milliyetçi seçmene “teröre karşı kararlı lider” imajı sunmak için Pakistan’ı hedefe koymak, Hindistan’da siyasi olarak işe yarayan bir taktik.
2. Keşmir’in Statüsü Masada mı?
Hindistan’ın doğrudan Azad Keşmir’i vurması, Pakistan’ın fiilen kontrol ettiği bu bölgenin statüsünü sorgulamak anlamına geliyor. Yeni Delhi, bu tür saldırılarla Azad Keşmir’in de Hindistan’ın hedefinde olduğunu göstermek istiyor olabilir. Bu, sadece bir askeri hamle değil; uluslararası gündeme siyasi bir mesaj sokma çabası.
3. Su Savaşları mı Başlıyor?
Olaydan hemen sonra Hindistan, İndus Suları Anlaşması’nı askıya aldı. Bu anlaşma, Pakistan’ın su kaynaklarının güvenliğini sağlayan kritik bir metindi. Anlaşmanın askıya alınması, savaş uçaklarından daha büyük bir tehdit anlamına gelebilir. Zira Pakistan, bu anlaşmaya müdahalenin “savaş nedeni” olduğunu ilan etti.
4. ABD’nin Tavrı: Temkinli ve Çelişkili
Trump’ın “Bu bir utanç” açıklaması, ABD’nin taraf seçmek istemediğini gösteriyor. Washington hem Hindistan’ı kaybetmek istemiyor, hem de Pakistan’la olan dengeleri korumaya çalışıyor. Bu da gösteriyor ki, mesele sadece Hindistan-Pakistan hattında değil, küresel sistemin içinde yankılanıyor.
Sonuç
Bir saldırıdan fazlası yaşanıyor. Hindistan, seçim atmosferini kullanarak Pakistan’a karşı kararlılığını göstermek isterken, aynı zamanda Keşmir, su ve diplomasi kartlarını sahaya sürüyor. Pakistan ise sınırlı ama sert bir yanıtla geri adım atmayacağını gösteriyor. Bu gerilim kontrollü mü kalacak, yoksa fitili ateşlenmiş bir felakete mi dönüşecek?
Zaman gösterecek.