Ermenistan Avrupa’ya El Uzatıyor: Moskova Vedalaşmaya İzin Vermiyor

Ermenistan Avrupa’ya El Uzatıyor: Moskova Vedalaşmaya İzin Vermiyor

Nisan 1, 2025
konu yorum

Tarih 26 Mart 2025. Ermenistan Ulusal Meclisi’nin duvarları arasında yankılanan “evet” oyları, yalnızca bir yasa tasarısını değil, bir devri kapatıp yeni bir yolculuğun başladığını haber veriyordu. ’ne katılım sürecinin başlatılmasını ilan eden o tek cümlelik metin, belki sade bir satırdan ibaretti ama arka planında kırılan dengeler, sarsılan ittifaklar ve değişen bir dünya vardı.

Bu adımın adresi hükümet değil, sokaklardı. Yurttaşlar, sivil platformlar aracılığıyla meclisin kapısını çaldılar. “Demokratik Güçler Platformu” adı altında örgütlenen bir grup, on yıllardır süren Rusya merkezli dış politikanın artık işlevsiz kaldığını, yeni bir yön gerektiğini haykırdı. 52 bin imza toplandı. İrade, aşağıdan yukarıya akarak sistemi değiştirdi.

Başbakan Paşinyan bu kararı “ilk adım” olarak niteledi. Referandumsuz bir dönüşüm olmayacağını da açıkça belirtti. Fakat herkesin gözleri başka bir yerdeydi: Moskova’da.

Kremlin’in Gölgesinde Kırılan Güven

2023 sonbaharında Karabağ’da yaşanan ani gelişmeler, Ermenistan’da büyük bir kırılma yarattı. Azerbaycan’ın yıldırım operasyonu sonucunda bölgenin kontrolü tamamen Bakü’ye geçti. Ancak esas sarsıcı olan, Karabağ’daki 2000 kişilik Rus barış gücünün eli kolu bağlı şekilde seyirci kalmasıydı. Erivan’da bu “sessizlik”, terk edilmek olarak okundu.

2024’te Ermenistan, Rusya’nın liderlik ettiği ’ndeki (KGAÖ) üyeliğini askıya aldı. Bununla da kalmadı, Moskova’nın tüm tepkisine rağmen ’ne katıldı. Bu, Putin’in Ermenistan’a ayak basması halinde tutuklanma riski anlamına geliyordu. Diplomatik dille değil, yumruk gibi bir mesajla Rusya’ya “artık başka bir yol seçiyoruz” denildi.

Aynı dönemde Fransa ile askeri işbirliği yoğunlaştı, ABD ile ortak tatbikatlar yapıldı. Rusya’nın cevabı ise gecikmedi: Karabağ’daki askerler çekildi, Ermenistan’daki bazı askeri birlikler ve sınır muhafızları da geri alındı. Bu sadece bir askeri karar değil, Kremlin’in duygusal bir tepkisiydi.

AB’ye Doğru Açılan Kapı mı, Yoksa Siyasi Dekor mu?

Ermenistan’ın Avrupa’ya yönelişi, yalnızca dış politik bir manevra değil, iç politikada da ciddi anlamlar taşıyor. 2026 seçimlerine yaklaşırken iktidarın elini güçlendirecek bir araç olduğu da açık. Ancak bu yönelimde samimi bir dönüşüm arzusunu göz ardı etmek de kolaycılık olur.

Brüksel temkinli. “Bu kararı not ettik, CEPA anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyoruz” demekle yetindiler. AB üyeliği gibi uzun soluklu ve zorlu bir sürecin başında bu kadar sessizlik, Ermenistan’ın bir hayli yalnız ilerleyeceği anlamına geliyor. Yani AB’nin kapısı aralanmış değil; sadece yoldaki tabelalar değiştirilmiş durumda.

Azerbaycan ile Barış: En Büyük Engel Aynı Zamanda En Büyük Fırsat

Ermenistan’ın Avrupa’ya yaklaşımı, Karabağ meselesinde barışa ne kadar yakınlaştığıyla da doğrudan ilişkili. 13 Mart 2025’te, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov’un nın tamamlandığını açıklamasıyla umutlar yeniden filizlendi. Fakat bu kolay bir yol değil.

Azerbaycan, Ermenistan Anayasası’nda değişiklik yapılmasını istiyor. Özellikle 1990’daki bağımsızlık bildirgesine atıfta bulunan ifadelerin toprak iddiası anlamına geldiğini savunuyor. Paşinyan bu ifadelerin sembolik olduğunu söylese de Bakü bu konuda net: Anayasa değişmeden barış imzası atılmayacak.

Barış sürecinin önündeki en büyük engel aynı zamanda Avrupa yolunun da bekçisi. Ermenistan, komşusuyla gerçek bir anlaşmaya varmadan Brüksel’in gönlünü kazanamaz.

Moskova İle Kopmadan Uzaklaşmak

Ermenistan hâlâ ’nden ayrılma niyetinde değil. Ekonomi Bakanı Papoyan’ın “Biz kimseye değil, herkese bağımlı olmak istiyoruz” sözü, Erivan’ın stratejik belirsizlikler içinde çeviklik arayışını yansıtıyor. Bu, diplomatik bir dengeleme değil; gerçek anlamda iki uçurum arasında cambazlık yapmak.

Zaten Paşinyan’ın geçtiğimiz yıl reddettiği 9 Mayıs Zafer Günü davetini bu yıl kabul etmesi de bu çok katmanlı siyasetin bir yansıması.

Sonuç: Gönlün Avrupa’da, Gövden Moskova’da

Ermenistan, belki hiçbir zaman AB’nin tam üyesi olamayacak. Ama bu süreç, sembolik olarak bile Erivan’ın yüzünü nereye döndüğünü gösteriyor. Yıllarca Moskova ekseninde varlık sürdüren bir ülke, şimdi kendi bağımsızlığını ve tercih hakkını ilan ediyor.

Bu bir kopuş değil. Bir mesafe açma süreci. Ve bazen mesafeler, duvarlardan daha güçlü ayrılıklar yaratır.

Latest from DÜNYA

Savaşın Gölgesinde Diplomasi – İran, ABD ve Dünya Dengeleri
Önceki Hikaye

Savaşın Gölgesinde Diplomasi – İran, ABD ve Dünya Dengeleri

Edebiyatın Dünya Siyaseti Üzerindeki Etkisi: George Orwell- 1984
Sonraki Hikaye

Edebiyatın Dünya Siyaseti Üzerindeki Etkisi: George Orwell- 1984

Git

Don't Miss